ZULÜM NEDİR Kİ?

Yazan: Turgut Koçak 29 Ekim 2015

Bildiğiniz gibi Recep Tayyip Erdoğan olağan cumhuriyet kutlamalarından olağanüstü cumhuriyet kutlamalarına geçti. Daha önce 81 ilden 10’ar kişi getirerek bu yıl kaç/ak sarayında farklı bir kabul töreni yapacağını açıkladı. Gerçi 81 ilden gelenlerin hiçbirinin cumhuriyet yanlısı olması düşünülemez, düşünülemez çünkü Recep Tayyip Erdoğan’la cumhuriyeti yanyana düşünmek eşyanın doğasına aykırıdır. Bu yüzden de gelenlerin hemen hepsi denilebilir ki cumhuriyet karşıtı ve cumhuriyetin kazanımlarına karşı duranlardır.

İşte Recep Tayyip Erdoğan’ın tıpkı muhtarlar toplantısı gibi uydurup uydurup yaptığı toplantılardan birisi daha böylesi bir kandırma ile gerçekleştirildi. Recep Tayyip Erdoğan bol bol cumhurdan ve cumhurun ne denli baştacı olduğundan söz ederek gerçek cumhuriyetçileri ise cumhura sırtlarını dönenler olarak niteledi ve eleştiri oklarını bir kez daha cumhuriyeti savunanlara yöneltti. Böylece de gelen 810 kişiye kime oy vereceklerini tembihlemiş oldu.

Hele bir eleştirisi vardı ki evlere şenlik. Ne derler? Konuşma cahilliğin belli olmasın. Bana göre Recep Tayyip Erdoğan susmamalı, sürekli konuşmalı ki, devirdiği çamlar bir bir ortaya çıksın. Eee adam sanıyor ki, kendisi her şeyi bilen yüksek donanımlı biridir. Bu yüzden de Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası’na da bir kılıç atmadan geçemiyor.

Cumhuriyet’in geçmişte kutlamalarını şu sözlerle eleştirirken devamında ise Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası’nın sözde Sivas’ta verdiğini söylediği konsere değinip aklınca klasik müzikle dalga geçiyor. Nasılmış, cumhuriyet 1940’lı yıllarda şu anlayışla kutlanıyormuş.

1940’lı yıllara ilişkin hatıralara bakıldığında cumhuriyet bayramı kutlamaları ile milletin halet-i ruhiyesi ve hayatı arasındaki derin çelişkinin görüleceğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: “Bir yanda fraklı, valsli, şampanyalı cumhuriyet bayramı kutlamaları yapılırken kapının hemen dışında ayağına giyecek ayakkabı, sırtına ceket bulamayan, yarı aç yarı tok hayatını sürdürmeye çalışan bir millet şaşkınlıkla bu manzarayı seyretmektedir. Cumhuriyetin bir tarafta cumhurun öteki tarafta olduğu bu manzarayı da uzun bir mücadelenin ardından ortadan kaldırdık.

Ne büyük yalan değil mi? Ermenek’te kömür ocağında yaşamını yitiren bir işçinin babasının ayağındaki soğukkuyu ayakkabı 1940’lı yıllar da mı yoksa daha dün mü yaşanmıştır. Bilmeyen var mı?

Bilmem ki Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları sizin için yeterince açık mı?

Gelelim Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası’yle dalga geçilmesine. Orkestra Sivas’ta bir konser vermişmiş de, konser çıkışında gazeteciler dinleyicilerden birine sormuş “konseri nasıl buldunuz” diye. Dinleyici de demiş ki, “Sivas, Sivas olalı böyle bir zulüm görmedi.” Bu tür espri ve yakıştırmaları söyleyen ilk Recep Tayyip Erdoğan değil tabi. Daha önce de pek çok müzik karacahili de benzer karalamalarla klasik müziğe yönelik eleştirilerde bulundular. Recep Tayyip Erdoğan’ın eleştirisi de hiç kuşkunuz olmasın ki benzer bir eleştiriden öteye giden bir davranış değildir.

Aslına bakarsanız durum özeti şudur. Tam 13 yıldır AKP tek başına iktidardadır. AKP’nin 13 yıllık iktidarında ise gerçekte halk yok tebaa vardır. Neymiş bunlar halka önem veriyorlarmış. Doğrudur, önem veriyorlar, hem öyle bir önem veriyorlar ki, halkımız neredeyse bunların iktidarı döneminde dilenci konumuna düşürüldü. İş bulup da onuru ile çalışanların durumu da ortada. Aldıkları ücret ev kirasını bile karşılayacak düzeyde değil. Hak ve özgürlükler ayaklar altına alındı. Ülkede hukuk değil bizzat Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarının borusu ötüyor. Basın susturulmuş, bir takım karanlık adamlar eliyle basın el değiştirip bir bir ‘Havuz Medyası’ haline getiriliyor.

Buna en son örnek dün susturulan İpek Medya Grubu’nun televizyon ve gazetelerinin karşılaştığı durumdur. Bu ülkede neler olmadı neler. Eğitim bilimsel olmaktan çıkarılıp dinsel eğitime dönüştürüldü. Ülke terör tehdidi altında. En son Ankara’da 102 insanımız teröre kurban gitti. Kim Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdi hakkın da dava açılıp hapis cezaları veriliyor.

Uzatmayalım, say say bitmez olaylar yaşadık, yaşıyoruz. Bu durum da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerini şu şekilde değiştirebiliriz:

CUMHURİYET, CUMHURİYET OLALI BÖYLE ZULÜM GÖRMEDİ.

Bu gerçekler ışığında ne yapmalıyız? 1 Kasım günü sandığa gitmeli, oylarımızı CHP’ye vererek AKP’ye yol verip bu yalan ve zulüm iktidarına son vererek AKP faşizmini durdurmalıyız.