Yazan: Turgut Koçak 2 Ocak 2014
Mehmet Ali Şahin konuşuyor. Neymiş efendim? Yargıtay’da bir cemaat İmamı bir dosyayı nasıl karar bağlamaları gerektiğini öğrenmek için Fethullah Gülen’e dosyayı göndermiş. Sözü geçen kişiyi şahsen tanıyormuş. Bu dosyayı alan Gülen de demiş ki, kim haklı ise ona göre karar verin. Yalçın Akdoğan ne demiş; Ergenekon davasında Türk Ordusu’na kumpas kurulmuş. Çiçeği burnunda sözüm ona adaletten sorumlu bakan Bikir Bozdağ neye ferman buyurmuş? Davaların yeniden görülebileceğine. Sonra son MGK’da da bu konu görüşülmüş ve askerlerin mahkum edilmesini ele alan askeri yetkililer davayı incelemeye başlamışlar. Daha ne herzeler yumurtlanıyor ne herzeler…
Önce bugüne kadar gıkını çıkarmayıp da sözümona askerlerin mağduriyetini gidermek için lütfetmiş ordunun en üst kademesi ve dosyaları askeri yargı mensuplarına inceletmeye başlamış. Bu operasyonun arkasında kim var? Amerika. Türk Ordusunun hangi yetkili subayının ağzından NATO ve Amerika aleyhine bir tek sözcük duydunuz? Duyamazsınız, çünkü yok. Türkiye NATO’ya sokulmuş, Amerikancı olunmuş ordu da o bildiğimiz hasletlerini bir yana bırakarak NATO’cu Atatürkçü oluvermiştir. Bu yüzdendir ki, Türkiye’nin başına ne bela geldiyse bu saatten sonra katmerleşerek gelmiştir. Gerilere gitmeyelim. Şu Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’ye yönelik savaş çığırtkanlığı döneminde Malatya Küreciğe radar üssü kurulmuş ordunun çıtı çıkmış mı? Çıkmamış. Peki, arkasından gelen patriotların yerleştirmesi sonrasında ne olmuş? Yine ordudan ses seda yok. Bir tek Allahın kulu çıkıp da bu ülkemizin çıkarlarına uygun değil dememiş. Ya ne yapmış? Yabancı askerlerin ve patriotların ülkemiz topraklarına konuşlanması için refakatçilik yapmış. İşti gelinen nokta itibari ile ordu bu hale getirilmiş. bugün Ergenekon dosyasına kanıt diye konulan ne varsa bunların hemen hepsi de ordu içinden birilerine servis edilmiş mi? Edilmiş. Bütün bunlar olup biterken kılını kıpırdatmayanlar şimdi konuyu yargısal olarak ele alıp inceleyeceklermiş. Diyelim ki geç kalınsa da yine de olumlu değil mi diye sorabilirsiniz. Ancak bugüne kadar ses çıkarmayıp da bugün AKP ile Fethullahçılar arasında çıkan savaş sonrasında mı ya da AKP ileri gelenleri yukarıda söylenen sözleri söyledikleri zaman mı bu beyefendilerin aklına gelmiş?
Dedik ya, kumpas söz konusu ise bu kumpasın doğrudan sorumlusu NATO’dur, Amerika’dır. Hem NATO’da kalacak hem de sapına kadar Amerikancı olacaksınız sonra da çıkıp kendi mensuplarınızın hakkını savunmaya kalkacaksınız. İşte bu olmaz. Bugüne kadar Türkiye kamuoyuna icat ettiğiniz tehlikeleri bahane ederek NATO’nun ve Amerika’nın ipine sarılarak işi götürdünüz. Bundan böyle de alışkanlıklarınızdan cayacağınızı gösteren en küçük belirti söz konusu değildir. hani son olarak Çin’den füze alınabileceğine dair bir tartışma başladı da, NATO ve Amerika olmaz deyip sesinizi kesti ya, tıpkı bu hesap Amerika ne derse onu yapmaya mahkum etmişsiniz bir kez kendinizi. Dolayısı ile sizin toplamanız da çıkarmanız da doğru çıkmaz.
Gelelim şu AKP’lilerin ettiği laf salatalarına. Daha düne kadar aynı adamların sözlerine baktığınız zaman tam tersini söylediklerini görürsünüz. Bugün ne olmuştur da birden hidayete erip bu sözleri söylemeye başladınız? Desek ki, hiç utanmanız arlanmanız var mı? Hiç sanmıyoruz. Sanmıyoruz çünkü bunca yolsuzlukların arkasında duranların böyle bir özelliğinin olmayacağını bilmiyor değiliz. Şimdi kalkmış toplumun gözüne kül üfürüyorsunuz. Mehmet Ali Şahin’i Karabük’te dinleyen parti mensupları, vali her kim varsa oturup bir düşünün ve bu yüzeyselliğin artık adını koyun. Koyamıyorsanız da nasıl bir ortaklığın içinde olduğunuzun farkına varın. Böylesi yanlışlara geçmişte göz yumup arkasında duranlar bugün yavuz hırsızı oynayamazlar. Oynarlarsa da suçlarını iki katına çıkarmış olurlar.
Size son sözümüz şudur: Ne yaparsanız yapın ne zevahiri ne de kendinizi kurtaramayacaksınız.
Utanma duygusu olanlar utançlarıyla kalacak ve hep birlikte defolup gideceksiniz o kadar.