Yazan: Turgut Koçak 21 Mart 2012
AKP ileri gelenlerinin iradeleri ipotek altında olduğu için konuşmaları ve verdikleri demeçler de bu çerçevenin dışına çıkmıyor çıkamaz da. Adamlar öyle büyük yalana başvuruyorlar ki, kendileri inanıyorlar mı bilinmez ama ben şahsen inandıklarını düşünüyorum. Öyle olmasa dünyada olup bitenlerle ilgili kendilerini bir şey görüp kıyametin atına binmezlerdi.
Ne diyor; Hüseyin Çelik?
Yönetici irade ile birlikte dünyaya nizam veriyorlarmış.
Peki, yönetici irade kim?
AMERİKA.
Amerika niçin yönetici iradeymiş de, Hüseyin Çelik’e esin kaynağı oluyor?
Savaşlar çıkarıp ülkeler işgal edince yönetici irade olunuyor tabi ki.
Kuzey Afrika ve Büyük Ortadoğu Projesi’ni niçin yapmıştı Amerika?
Bu coğrafyadaki Arap halklarının boynuna köle halkası geçirmek için.
Amerika’nın bu eyleminde yanında kim vardı?
AKP iktidarı ve onun başı Bay Tayyip.
Bay Tayyip değil miydi; Kuzey Afrika ve Büyük Ortadoğu Projesi gereği Türkiye’ye bir görev verildi diyen?
Evet oydu.
Ne görev verilmiş?
Biz söylemiyoruz Bay Tayyip söylüyor.
BOP Eşbaşkanı.
Bu yüzdendir ki, Türkiye AKP iktidarı tarafından bataklığa itildi. Bu yüzdendir ki, Arap ülkelerinde emperyalistlerin işlediği tüm katliamların sorumluluk yükü üstlenildi. Bu yüzdendir ki, Libya’da yüz binlerce kişinin NATO ve işbirlikçileri tarafından katledilmesinde rol üstlenildi. Tunus ve Mısır konusunda da Bay Tayyip ve AKP iktidarının tutumu farklı değildi. Amerika ne söylerse aynısının iki katı laf edildi. Yemen’le de ilgili olarak aynı tutum sergilendi. Suriye konusu ise çok daha yakıcı olarak önümüzde duruyor. Yönetici irade ile birlikte olmanın gereği, Suriye içinde emperyalistlerin isteği doğrultusunda her türlü terör eylemleri desteklenmekle kalınmadı, bizzat AKP iktidarı tarafından da teşvik ve himaye edildi. Öyle olmasaydı, bir yandan Suriye’de terör eylemleri tezgahlanıp bir yandan da Türkiye-Suriye sınırına kamp üstüne kap kurulmazdı. Öyle ya kendi ülkesinin insanları ağır bir deprem geçirmiş, oradakilere kışta kıyamette ancak çadır verilebilirken Suriye’den kaçıp gelen işbirlikçilere konteynır kentler kurulmazdı. Bir yandan AKP iktidarının sözcüleri, bir yandan yalaka basın durmadan Suriye’ye yönelik akıl almaz emperyalist tezgahları pompalayıp durmazlardı. Neymiş efendim iki gazeteciSuriye tarafından yakalanıp rehin alınmış. Belgesel çekmek için tam da Suriye’nin içinde bulunduğu bu dönemi seçmişler. Bunların; kim inanır belgesel çekeceklerine? Hem böyle bile olsa en kritik bölgelerde bu kişilerin işi nedir? Daha önce hem gazeteci, hem de her meslekten insan Suriye’ye gitmedi mi? Peki onların başına niçin böylesi bir durum gelmedi de, bu iki gazeteci için Suriye başka türlü davranmaktadır?
AKP iktidarının sözcülerinin demeçleri yenilir yutulur şeyler değil. Neymiş efendim yönetici irade ile birliktelermiş. Böyle bile olsa bunun övünülecek yanı yok ya; AKP. Amerikancılığı matah bir şey sanıyor. O Amerika ki, dünyanın başına örmediği çorap kalmamış. Milyonlarca insanın katili. İşgalci ve en büyük sömürücü. Uluslararası sermayenin silahlı jandarması. NATO’nun ağababası, emir ve komutayı elinde bulunduran ülke.
Durum böyleyken kalkmış Hüseyin Çelik; “yönetici irade” ile Türkiye’nin birlikte olduğunu söylüyor. Bu yalan ve palavraları yutmak nasıl bir şeydir acaba? Amerika’nın yönetici irade olduğu doğrudur. (siz bunu dünya halklarının kanını emen yarasa olarak anlayın) Peki, AKP iktidarının Türkiye’ye biçtiği rol nasıl olmaktadır da bu suçun içinde tarif edilir?
Neymiş efendim, Türkiye yönetici iradenin içindeymiş. Desenize bu yüzden Afganistan’dan 12 askerimizin cenazesi geldi. Desenize siyasi erkan bu yüzden timsah gözyaşları döküyor. Afganistan, Kurtuluş Savaşı’nda bizi desteklemiş. Bizde onları destekliyormuşuz. Anımsayalım; Kurtuluş Savaşı döneminde emperyalistler bizim topraklarımıza girmişler Afganistan da öylesi karanlık bir dönemde bizi desteklemişti. Peki, siz Afganistan’ı nasıl destekliyorsunuz? Emperyalistlerle birlikte NATO şemsiyesi altında Afganistan’ı işgal ederek ve bu işgali sürdürerek mi destekliyorsunuz sorarım size bu işgali sürdürerek mi?
Önceki gün Afganistan’dan cenazesi gelen askerlerimizin cenaze töreninde olup bitenleri gördükten sonra içimiz daha da acıdı. Çocukların babalarının tabutunun başına koşmaları ve ağlamaları yok mu dayanılır gibi değildi. Üstelik çıkmış birde orada boy gösteriyorsunuz.
Şehit palavrası sıkmaktan insanın biraz yüzü kızarır.
Size söz bulamıyoruz, ama bir önerimiz var:
BİRAZ DA SİZ ŞEHİT OLUN!
Sıkıyorsa tabi…