YOKLUK YOKSULLUK VE SOSYALİZM UMUDU

Yazan: Turgut Koçak 9 Kasım 2021

Ülkemizde dün çalışan ve emeğiyle geçinenler yine yoksuldu fakat yoksulluk hiçbir dönemde halkın tepesine AKP ve sara iktidarı dönemindeki kadar binmiş değildi. Şimdi yoksulluğun boyutu o kadar arttı o kadar arttı ki hem toplum olarak yoksullaştık hem de sınıfsal konumumuza göre daha da bir zor koşulların içine itilerek kuru ekmeğe muhtaç hale getirildik. İnsanlarımız bugün Pazar yerlerinde ve çöp kutularında karınlarını doyuracak bir şeyler bulmak için çöp karıştırma noktasına getirildi. Oysa mutlu bir azınlığın durumu öyle mi kazançları eskiye göre çok daha arttı, çok daha lüks içinde yaşıyorlar.

Şu an ülkemizde yoksulluk oldukça üst noktalarda seyrediyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi sınıflar arasındaki makas öyle bir açıldı ki, bu durum diyebiliriz ki dünyanın hiçbir ülkesinde yaşanmıyor. Çalışma Bakanı kalktı 2022 yılında asgari ücretin yükseltileceğini söyleyerek bir umut yaratmaya kalkıştı kalkıştı da acaba AKP iktidarının mevcut konumu bunu gerçekleştirebilecek durumda mı? Bence vardır erken konuşmasının bir nedeni. Çünkü toplumda artan ekonomik baskı yüzünden insanlar neredeyse isyan edecek hale gelmiş durumdalar. Bunlar için iki ay iki aydır, sonrasında da başka bir şey bulabileceklerini düşünüyor olabilirler.

Bugün asgari ücret 2825 lira 90 kuruştur. Şimdi bu para ile ne alınır, ne yenir, içilir bunun hesabını yapmamızın gereği yoktur. Bunu yaşayanlar a mikrofon uzatsanız takır takır sayıyorlar nasıl olsa. Bu para bile evlerine girmeyen insanlar var. Şimdi bu iktidar asgari ücreti ne kadar arttıracak da çalışanlara, emeklilere kadar bir güzellik yapabilecek? Acaba yapabilecek bir durumu var mı? Rakamlar en babayiğidinden 3 bin liranın biraz üstünde olabilir olsa olsa da bu zamlarla ve enflasyon oranıyla kim yaşamını sürdürebilir ki? AKP ve saray iktidarının önümüzdeki dönemde seçimler bile olsa kesenin ağzına ne kadar açabilir ki ya da açar mı? Yoksulluğu yönetmeye alışmış olan bir iktidarın bunu yapabileceğine inanıyor musunuz?

Bizim ülkemizde neye el atsanız çetrefilli. İktidar ve patronlar kurmuşlar düzenlerini halkın sırtına yük yükledikçe yüklüyorlar. Dün toplanan sözde bakanlar bazı kararlar almış. Yok TRT’nin elektrik payı kaldırılacakmış da elektrik paraları düşürülecekmiş de falan filan. Anlaşılıyor ki iktidarda da bu işin böyle gitmeyeceğine dair şafak atmış bulunuyor. Kimi önerileri Kılıçdaroğlu yapmış olsa da ne yapsın içi kanaya kanaya bazı kararlar almak zorunda kalacak.

Seçimleri kazanmak için başka bir yollarının kalmadığını herkes gördüğüne göre iktidar görmüyor olabilir mi? Bu durumda iktidar kalkar da herkesi memnun eden bir adım atarsa daha ertesinde bu ülkede ekonomi iyice sıfırı tüketmez mi? Haydi zorlandı seçim bitinceye kadar yapılabilecek her şeyi yaptı diyelim seçimi kazandığında ülkeyi yönetebilecek mi? Uzatmayalım, AKP iktidarının Türkiye’yi getirdiği nokta öyle bir nokta ki artık ne yapılırsa yapılsın işlerin düzene girmesinin olanağı yok. Bu yüzden de geçmişteki gibi altından kalkılacak kimi düzenlemeler için kesenin ağzını açmaya benzemiyor şu anda içinde bulunduğumuz ekonomik çıkmaz.

AKP iktidarı ile birlikte o kadar çok sorun birikti ki hangisini seçim yatırımı ile çözebilir ya da çözebilir mi? Sağlık hizmetleri yan yatmış. Eczanelerde çoğu ilacı bulma olanağı bile yok. Sağlık hizmeti alınamaz duruma gelinmiş.

Sağlık çalışanları kurumdan bir an önce kaçmanın yollarını arıyorlar. Durup dururken 40 bin sağlık personeli alınacağı yönünde verilen bilgi de hiç kuşku yok ki seçim yatırımı ama artık gelinen çıkmaz kime yutturulabilir ki?

Milli Eğitim politikası çökmüş. Doğru dürüst ne okul var ne de yeterli öğretmen. Üstüne üstlük okulların büyük bir bölümü imam hatip okulu haline getirilmiş, getirilmeyenlere de Ensar Vakfı’ndan, dinci derneklerden, cemaat ve tarikatlardan insanlar görevlendiriliyor. Yüz binlerce öğretmen ise atanmayı bekliyor. Yani eğitim de çökmüş.

Çökmeyen bir tek kurum gösteremezsiniz. Sözle peynir gemisi yürümeyeceğine göre AKP iktidarının da yürüyecek hali kalmamıştır. Toplumu bu denli yoksullaştırıp umutsuz hale getirenlerin de yarınlar için umut beslemelerinin olanakları yoktur. Bu yüzden de bu iktidar gidecek. Sosyalistler bu ülkede dikkate alınacak bir güç haline geleceklerdir. Sosyalizm de böylece halkın seçenekleri arasına girerek bir kurutuluş umudu olacaktır.

Bu da bizim görevimizdir.