Yazan: Turgut Koçak 20 Ekim 2013
Bilindiği gibi ODTÜ ormanlarına göz dikmiş olan İ. Melih Gökçek, bir süredir uyumaya yatmış, ODTÜ arazisinden geçirilecek yol konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile anlaşıldığı söylenmişti. Bu anlaşmanın arkasından da sözü geçen bakanlık yangından mal kaçırır gibi sözleşmenin içine tarafların onayının dışında sözü geçen araziye AVM ve cami yapabileceğine dair bir maddeler yerleştirmişti. Tam da bu konu tartışılırken, bayramın son gecesi İ. Melih Gökçek’e bağlı ekipler polis desteğinde makinelerle ODTÜ arazisine girmiş, bu saldırıyı haber alan yurttaşlarsa engellemek için oraya koşmuşlardı. Polis her zaman olduğu gibi oraya giden yurttaşlara zor kullanmış, 3 bine yakın ağacı iş makineleri ile söküp atmış, üstelik de sökülen ağaçların hem sayısı hem de başka yere taşındığı ile ilgili yalana başvurarak kamuoyuna farklı bilgi verilmişti.
Sözü geçen girişimin korsanca olması bir yana, İ. Melih Gökçek; alay eder gibi adamlarının kendisine sürpriz yaptıklarını dile getiren bir açıklama yapmıştı. Hani biz buna yok deve diye karşılık veririz ya bu yetmez. İ. Melih Gökçek hangi dilden anlıyorsa öyle davranmalı ve öyla bir karşılık vermeliyiz.
Şimdi sözü geçen korsanlık bir kez daha Ankaralıların gündemine girmiş, Ankaralılar sökülen ağaçların yerine yeni fidanlar dikerek karşılık verdikleri gibi bu yönde Ankaralılara çağrı yapılarak girişimin engellenmesi istenmişti.
Şimdi olayın nasıl olduğunu bir yana bırakalım. Bir Kamu kuruluşu olan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bu hukuk tanımaz korsanca tutumunu ele alalım. Benim bu yazımı okuyanların adı geçen kişi İ. Melih Gökçek’se hukuktan söz etmenin bir anlamının olmadığını söylediklerini duyar gibi oluyorum. Ve zaten İ. Melih Gökçek de, yasadışı girişimlere başvura başvura neredeyse hukuksuzluğu Ankaralılara kanıksatmış bulunmaktadır. Yargının sayısız kararlarını ya hiçe saymış, ya da arkasından dolanarak İ. Melih Gökçek istediği gibi tasarrufta bulunmayı kendisinde hak görmüştür. Bu durumda anlaşılmaktadır ki, hukuk AKP iktidarının döneminde guguk olmuş, iktidarı ellerinde bulunduranlar keyiflerine göre davranmayı olağan bir yöntem haline getirmişlerdir.
Evet, önümüzde yerel seçimler var. Madem bu denli hukuksuzluğu ve keyfiliği bir yöntem olarak benimsemiş olan biri seçimlerde seçilmez olur biter diye de düşünebiliriz. Ancak bu yöntem doğru bir yöntem olmaz. Eğer işi salt seçimlere indirgersek, yönetimi bir şekilde ellerine geçirmiş olanların bizlerin hak ve özgürlüklerini istedikleri gibi çiğneyebilecekleri olgusunu da kabul etmiş oluruz. Bu olgunun kabul edilir bir yanı yoktur. Bu yüzdendir ki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’da sık sık sandığı adres olarak göstermekte, mademki seçildim, mühür bende sultan da benim diyebilmektedir. Bu durumdan da anlaşılmaktadır ki, ortada sakat bir şey vardır. Bu sakatlık tamı tamına 11 yıldır uygulanmakta, böylece sayısız haksızlığa imza atılmış bulunmaktadır. Suç salt belediyecilik bağlamında Ankara’da da işlenmemektedir. AKP’nin elinde bulunan bütün belediyelerde aynı tas aynı hamam bir işleyiş vardır. Başta Ankara Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek olmak üzere AKP’nin keyfi uygulamaları yöntem olarak benimsemiş olan tüm belediyelerinden yurttaş hesap sormalı, yurttaşların haklarını gaspeden bir belediyenin yasal olmayan tasarruflarını kesinlikle önleme yoluna gidilmelidir. Ne zamandır tartıştığımız ODTÜ arazisinden yol geçirilmesi hesabı bundan önce olduğu gibi bir rant olayının dışında bir şey değildir. Bunların bu denli rantçı ve AVM aşığı olmalarının altında yatan şey gerçekte havadan vurgun vurmaya alışmış bir kesimin Türkiye’de iktidar olmasından kaynaklanmaktadır. Dünün mütegallibe bezirgan takımı kapitalizmin cennetinde istedikleri gibi davranma olanağı bulmuşlardır. Bu nedenle bunları uyandırmalı ve cennetlerinden bir an önce kovmalıyız. Yoksa bunların neler yapabileceklerini hesap bile etmek zordur.
Sonuç olarak;
madem karşımızda yasa masa tanımayan bir anlayış sözkonusudur.
Bu anlayışın anladığı dilden önünün kesilmesi zorunlu hale gelmiştir.
Madem İ. Melih Gökçek’in arkadaşları kendisine bir sürpriz yapmışlardır, biz de kendisine bir sürpriz yapmalı salt ODTÜ ormanları için değil, bundan sonra girişeceği her olay için kendisini kıpırdayamaz hale getirmeliyiz.