YILIN İLK GÜNÜ

Yazan: Turgut Koçak 1 Ocak 2020

Belki şu an ülkemizin pek çok yöresi çok soğuk ya da kar yağıyordur. Çalışırken üşüyenler, evde ısınacak, paraları olmadığı için ısınamayanlar, sabah kalktıklarında ekmek almak için bakkala, fırınlara ve de marketlere koşanlar ekmeğin zamlandığını gördüklerinde ceplerinde ayıracak paraları olmadığı için 1 ekmek eksik almışlardır kim bilir? Ne bileyim onları duyar gibi oluyorum ağız dolusu küfrederek içlerini soğutanlar da çoktur gidip görmek lazım. Asgari ücrete 300 lira zam verip de sadece ekmek zammı ile verdiklerini geri alan saray zihniyetine göre yurttaşlar enflasyona da ezdirilmemiş, aksine 3 puan fazla zam yapılarak gönüllere taht kurmuş olan zevat ve zerzevatta vardır bilemem. Ülkenin başına bela olmuş bir iktidarla yüz yüzeyiz ama onlar kendilerini ülkenin sahibi sanmaya devam edip muhalefete veryansın etmeye devam ediyorlar.

Hele şu Bahçeli yok mu onun haritası, pusulası hepten kayık. Hiç insan bir kez olsun kendisine aynada bakmaz mı? Bakıp da ne denli tutarsızlık içinde olduğunu görmez mi de yılın son gününde de Kanal İstanbul’u bahane ederek CHP’ye yüklenme hakkını kendinde görür? Herkes Mersine giderken tersine gitmeyi ilke edinmiş, din, iman Allah deyip halkın kanını sülük gibi emenlerin hiç mi utanma ve arlanmaları yoktur? Hırsızlık, arsızlık, hak ve özgürlükleri çiğnemek, vurgun vurup köşeyi dönmek hünerleri olmuşken nasıl olur da halkımızla alay edercesine yok şurda İhvana yan bakıldı, yok burda Müslüman Kardeşlere dokunuldu zamazingosuyla halkımızın gözüne kül üfürülmeye kalkışılır?

Yok efendim yok, şu asgari ücret sorunları görüşülürken Türk-İş neler söylemişti kendisinin isteğinin de 250 lira altında zam yapılmışken nicoldular niye gıkları çıkmıyor acaba? Söyler misiniz 1 milyon 300 bin işçi sokağa dökülmeyecek miydi? Böylesine utanılacak tutum ve davranışlardan bunların hiç mi yüzleri kızarmaz da tıpkı daha önceki mikrofon açık bırakıldığı için iktidarla kapı arkasında pazarlık yapıp gelen Türk-İş başkanının sözlerini aklımızdan çıkarmış bile değilken ikinci bir satışa imza atıp susup oturuyorlar anlayan varsa beri gelsin. Değerli yurttaşlar şu AKP ve sarayın yapacaklarını söyledikleri “Yeril ve milli” araba olayını ne çok tartıştık değil mi? Gözümüzü çıkarırcasına bize aha yerli araba diye bizleri çatlatmaya kalkanlar bir de üstüne üstlük demezler mi “Nazar etme Ne olur” diye. Siz şu şeytan şaplaklarına bakın hele bir, elin yabancısına milyonlarca dolar verenler bize dönmüşler neler söylüyorlar öyle? Şunun şurasında bizim mühendislerimiz ve bilim insanlarımızla 2015 yılında yine elektrikle çalışan araba yaptıkları ne çabuk unutuldu bilemedik. AKP ve saray sanırız 2015 yılında TRT’de gösterilmiş olan arabalardan vurgun vuramayacaklarını düşündükleri için olsa gerek o arabanın adını bir daha anmadılar bile.

Yahu be adamlar siz nasıl insanlarsınız anlamadık gitti. Dünyanın en büyük 2. Havaalanının yaptık dediniz bugün o hava alanına uçaklar inemiyor. Onca tarım alanını, su havzalarını, ormanlarımızı yok ettiniz ortada arızalı havaalanından başka bir şey yok. Üstelik Atatürk Havaalanından erken taşındığınız için ülkeyi zarara sokmuş olmanız da cabası. Şimdi de kalkmışsınız birbirini tutmayan, söylediklerinizi yalanlayan İstanbul Kanal Projesi ÇED raporu üzerinde hacıyatmazlıklara girişiyorsunuz. Yaptığınız onca şeyler hileye dayanıyor. Talan üzerine hazırlanmış bir ÇED raporu söz konusu. Bilim insanlarının aklıyla dalga geçilen bir cehalete tanık oluyoruz. Ne olacakmış? Yapacaklar da yapacaklarmış. İyi yapın o zaman. İstanbul’un suyunu, denizini, ormanını, gölünü, sazlıklarını, tarım arazilerini yok edin ki ortaya 5 milyonluk bir şehir daha eklemiş olun. Sonra da çıkıp gözümüzün içine baka baka 500 bin nüfustan söz edin. Yoksa siz kendi seçkin köşe dönmüşlerinizle ve Arap zenginleriyle mi konacaksınız yeni açtığınız boğaza da nüfusu 500 binle sınırlı kalacak gibisinden bir açıklama yapıyorsunuz. Hani ne diyeyim, madem böyle bir kent yapacaksınız, çevresini de öyle bir surla çevirin ki halktan kimse bulunduğunuz yere adım atamasın. Arap kardeşlerinizle bol bol canciğer kuzu sarması eğlenir kendinize bir cennet yaratırsınız olur biter. Hem şaka yapmıyorum gerçekten halkın öfkesinden korunmalısınız, yoksa ne olacağınızı kim bilir maazallah!

Sanırız yeni bir dolap daha çevirmiş olmalısınız. Durup dururken Libya’ya savaşmak üzere gönderilen kuvvetleri eğitip aracılık ettiğiniz niye açıklandı acaba? Suriye’de yaptıklarınızı şimdi de Libya’da mı yapmaya kalkışıyorsunuz ya da kalkıştınız?

Gerçekten sizler kendinizi ne sanıyorsunuz?

Onun bunun İhvanını, Müslüman Kardeşlerini, IŞİD’ını, El Kaidesi’ni, Ahrar-ı Şam’ını koruyup kollamak size mi düşüyor?

Hem böyle bir görevi Anadolu’nun gençlerini ölüme göndererek yerine getirme görevi sizin için çok mu önemli? Önemliyse Sayın Erdoğan sizin için kefen giyenleri ve kendi çocuklarınızı niye oralara göndermiyorsunuz o zaman?

Gördüğünüz gibi değerli dostlar, 1 Ocak 2020 günü yani yeni yılın ilk günü yine tepemiz atık.

Hem nasıl olmasın, sabah herkes ekmek almaya gittiğinde ekmeği zamlı almışsa bu iktidar için ne demeye iyi şeyler düşünüp de aklını yesin?

En iyisi bizler aklımızı falan yemeyelim, örgütlenelim, güçlenelim, birilerinin aklını alalım aklını.

Çünkü hak ettiler, inanın çoktan hak ettiler…