YETER Kİ PARA GELSİN

Yazan: Turgut Koçak 18 Mart 2022

Ülkemizde kurumsal yapı çökertilip yerine bir kişinin iradesi egemen kılınınca ekonomik gidiş de tepetakla oldu. Bu durumu her ne kadar yabancıların yeterince görmeyeceğini düşünen iktidar ekonomi konusunda kötü gidişe işaret edenleri ülkeyi yabancılara kötülüyorsunuz denilerek işi “hain” olma suçlamasına kadar götürmekten an bile geri durmadılar. Oysa bu kötü gidişi bizler ne kadar görüyorsak dışardaki yabancılar da en az bizim kadar gördükleri için gelip yatırım yapmaya yanaşmadılar.

Bu yüzden de tahvil ve borsadan yabancılar ellerini eteklerini çektikleri gibi bu piyasadaki yabancı payları da iyice dip yapmış gibi görünüyor. Doğrudan yatırımlarda da iç açıcı bir görüntü yok. Bir süre önce 20 milyar doğrudan yabancı yatırımı alan Türkiye artık yabancılar için bir çekim alanı olmaktan çoktan çıkmış gözüküyor.

Gözleri ışılayan Nebati bir süre önce Londra’da fon yöneticileriyle bir araya gelmiş; “Türkiye’de enflasyonun yabancıların kültürel olarak anlayamayacağı sebeplerden yükseldiğini” söyleyip haberlere konu olmuştu. Hazine ve Maliye Bakanı Nebati Fransa’da bir toplantıya katılarak bu kes de “Bir problem mi yaşadınız… Rahat olun. Bize hemen ulaşırsınız. Bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda Cumhurbaşkanımız var rahat olun. Mevzuatı da değiştiririz” demiş. Ancak bu sözleri duyan yabancı sırtlar ve leş kargası sözüm ona yatırımcı kesinlikle hiç de iyi düşünmemiştir.

Bakan Nebati’nin mevzuat dediği şey sizce nedir acaba? Bu işler için uyulması gereken tarafları karşılıklı zarara uğratmayacak kural ve düzenlemeler olduğuna göre Bakan sözleri hayra alamet şeyler midir dersiniz?

Şimdi bu sözlerde Bakan demek istiyor ki yabancı sermayeye siz yatırım yapın istediğiniz gibi at oynatabilirsiniz. Sizin karşınıza bürokrasi kimi kural ve kaideler çıkarırlarsa biz ve Cumhurbaşkanımızın yüksek dirayetiyle onları tepeler geçeriz. Sizler de tıkır tıkır paralarınızı kazanır ve rahat edersiniz. Hani bu bir işgal altında olan ülkede bile kabul edilecek şeyler değildir ama AKP ve saray iktidarı ile birlikte benzer pek çok uygulamanın bizde uygulanır olduğunu gördüğümüz için ne Nebati’nin söylediği sözler bizi şaşırttı ne de Nebati’nin arkasında duran Erdoğan’ın halleri.

Bir kişiye gücüne dayanarak her istediğini yapabilecek denli bir yetki atfedilmişse zaten sorunda buradan başlamaktadır. Oysa Nebati bunu sanki çok önemli bir avantajmış gibi bizlere ve dış yatırımcılara sunuyor ki inanın üzerinde durmaya değmez diyeceğim de olacak olanlar ülkeye ve bu ülkenin halkına olacağı için Sayın Bakan gibi dilinin kemiği olmayan kimselere de doğruları söylemeden geçmek biz sosyalistlere asla yakışmaz.

Kapitalistin kâr etmek dışında bir değere önem vermediğini bizler bilmiyor değiliz. Ancak bu sistem içinde bile uyulması gereken bazı kural ve kaideler olmalı ki yabancı yatırımcı da kendini güvencede düşünsün. Böylesi sözleri rahatlıkla söyleyenlerin yarın tam tersini düşünmeyeceğinin ne garantisi olabilir ki? Garantisi yoksa yabancı yatırımcı gelip Türkiye’de niye yatırım yapıp parasını riske etsin ki değil mi?

Hani NAS…NAS denilerek ortalık çınlatılıyordu. Faiz sebep enflasyon sonuç diye diye yüksek ekonomi bilgilerini konuşturanların bugüne kadar hangi söyledikleri gerçekleşmiş. Faizi düşürerek enflasyon niye düşürülememiş. Enflasyon karşısında Türk Lirası niye kar gibi erimiş. Milyonların neden alım gücü düşmüş ve yığınlar açlık ve yoksullukla başbaşa kalmışlar. Bütün bu sonuçları iktidar bugüne kadar hep birilerinin üzerine yıkmaya çalıştı da değişen bir şey mi oldu? Milyonların artık sofrasında ekmek bile bulunamaz oldu. Kimse elektrikleri açamıyor, korkusundan karanlıkta oturur oldu. Kimse evini ısıtmıyor, insanlar battaniye altında oturuyorlar. Kimse işine gidip gelemez oldu. Toplu taşım araçlarına benzine ve motorine bindirilen zamlar yüzünden iki katından fazla zam yapıldı. Ala yine de bu iktidarın yüzü kızarmıyor ki korkunç yalanını devam ettiriyor.

Neymiş efendim, “ Enflasyon yakın dönemde gözlenen yükselişte; sıcak çatışma ortamının yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri…” vs. denilerek sorumluluk Rusya-Ukrayna savaşına yıkılıp geçilmiştir. TÜİK tarafından yıllık yüzde 54,4 olan TÜFE’ye ilişkin veriler derlenirken ortada bir savaş var mıydı? Yoktu.

Bu durumda her bir şeyin bir sebebi olduğuna göre bizim ülkemizde yaşananların da sebebi AKP ve saray iktidarı bunların küçük ortağı MHP’dir, bilelim de…