YERLİLİK VE MİLLİLİK SAFSATASI

Yazan: Turgut Koçak 20 Şubat 2022

Dinci, gerici, faşist ve sağcı iktidarlar yeri geldiğinde her türlü silahı rahatlıkla kullanırlar. Bu nedenle de hep kendilerini milli, yerli ve Müslüman sayıp başkalarına karşı olmadık alavere ve dalaverelerle dolu suçlamalarda bulunurlar. NATO’nun ve emperyalistlerin bir numaralı dostları da onlardır işbirlikçileri de ama her sıkıştıklarında bir de bakarsınız ki Anti Amerikancı ve NATO karşıtıymış gibi görünerek gerçekten de emperyalizm karşıtı ve ABD karşıtı olan olanları onların adamı mıymış gibi suçlamaktan da çekinmezler. Bugün AKP ve MHP politikası bu minval üzerinden yürütülüyor.

Hiçbir maddi gerçekliği olmayan İslamcı grupların bu davranışları onca cıcığı çıkmış olmasına karşın yine de alıcı bulabiliyor. Olmadık yerde bu tür insanlarla karşılaşıyor ve bizim gibileri dış güçlerin oyuncağı gibi göstermeye kalkışmıyorlar mı işte o zaman gerçekleri bağıra bağıra bu gibilerinin yüzüne haykırmak gereği duyuyorsunuz. Hoş zaten haykırıyoruz da. Sözün özü tartışmasız emperyalist kapitalist dünya ile kirli bağlantılar kurmuş olanlar kendilerini yerli ve milli ilan ederek bizlere yükleniyorlar ki bunların ağızlarının payını vermek gerekiyor. Partileri bile bir Amerikan projesi olarak kurulup iktidara taşınan AKP nasıl olmaktadır da geniş yığınları kandırmak için böyle bir yolu geçer akçeymiş gibi kullanabilir?

Söze son zamanlarda İsrail’le kurulan ilişkiler üzerinden başlayalım isterseniz. İlişkiler kuruldu. İsrail Cumhurbaşkanı önümüzdeki günlerde Türkiye’ye gelecek. Sizce Filistin konusu gündeme geldiğinde ortalığı velveleye veren bu İslamcı çevrelerin ne kadar ikiyüzlü oldukları anlaşılmıyor mu? Bunu doğru okursak şu gerçeği görürüz. Bizdeki İslamcı AKP ve onları destekleyen çevreler gerçekte Filistin halkıyla dayanışma içinde falan değildir. Onların dayanışması tıpkı kendileri gibi dinci olan Filistin’deki yapılarladır. Gerilere gidelim bir bakalım isterseniz. Geçmişte İsrail’e karşı yürütülen mücadelede acaba İslamcı çevrelerden yer almış bir tek kişi bulabilir misiniz? Oysa devrimciler, sosyalistler Filistin halkıyla dayanışmanın en özverili olanını yerine getirmiş onlarla birlikte İsrail işgaline karşı birlikte karşı konulmuştur ama dincilerin ağzında ise Filistin ve sözde İsrail karşıtlığı hep sakız gibi çiğnenip durmuştur. Bu konuda Deniz Gezmiş ve arkadaşlarından başlayıp sayacağımız pek çok devrimci ve sosyalistler var ama dincilerden bir tek isimden bile söz edemeyiz.

Bugün tarih sahnesine palazlanarak çıkan Dinci çevreler gerçekte ABD ve Batı emperyalizminin Sovyetlere karşı yürüttüğü soğuk savaşın gereği olarak Sovyetleri “Yeşil Kuşak” adı altında kuşatmak amacıyla tarih sahnesine çıkarılmışlar ve desteklenerek bugüne kadar beslenip palazlandırılmışlardır. 1950’lerden başlayarak günümüze kadar sürdürülen politikaların gereği Batı tarafından organize edilmiş ve sahaya sürülmüş Komünizmle Mücadele Derneklerini unutabilir miyiz? Ya peki, MHP ve dinsel motiflerle süslenmiş Ülkücü dernekleri nasıl kurulmuş ve işlevleri ne olmuştur bilmiyor muyuz? Daha da önemlisi bunlar NATO’nun gladyo örgütlenmesinin Türkiye ayağı olarak örgütlenip semirtilmemiş midir?

Geçmiş defterleri karıştırdığımız zaman Kadircan Kaflı, Ahmet Kabaklı, Mehmet Şevket Eygi neyin nesidir ve o günlerde yazdıkları ve konuşmalarıyla hizmet ettikleri odak sizce neresidir bilmiyor muyuz? Kurulan İslami temelli derneklere geçmişte bir göz gezdirelim, ya da içine milliyetçilik sosu da katılarak sokağa çıkartılan ülkücüler sokak terörizminde niçin ve kimler adına cinayetler işlemişlerdir niye bilmekte zorlanalım. ABD’nin 6. Filo’sunun İstanbul’a gelmesi üzerine devrimcilerin üzerine huruç harekatı düzenleyenlerle bugünkü iktidarın bağlantılarının olduğunu bilmiyor muyuz? Dinci çevrelerin kurdukları Komünizmle Mücadele Dernekleri, Milli Türk Talebe Birliği Kanlı Pazar olarak nitelendirdiğimiz kanlı saldırıyı nasıl olmuştur da düzenlemişler ve bu gruplar o dönemde kimlerin kanatları altındaydı acaba? Projektörü o günlere tutarken Abdullah Gül, İsmail Kahraman gibilerinin isimleri aklımızdan silindi mi sanılıyor?

16 Şubat 1969 Pazar günü devrimcilerin üzerine polisin, MİT’in desteğiyle yürüyenler ve o gün devrimcileri katleden ve yaralayanlar yerli ve milli oldukları için mi devrimcileri öldürüyor ya da yaralıyordu? Bunlar dış güçlerin yani emperyalistlerin maşası olarak görev yapmıyorlar mıydı? 6. Filo’yu kıble yapıp namaz kılarken kimin kanın döküyorlardı dersiniz?

Bu gerçeklere işaret ettik çünkü bu çevre kendilerine yerli ve milliyetçi payesi biçiyor ya bu gerçekte tam tersidir. Dün olduğu gibi bugün de bunların sıfatı asla değişmez. Değişmez çünkü ABD ile çıkar üzerine bağları bir kez daha güçlendirmek amacıyla bunlar resmen İsrail üzerinden bir kez daha sıcak mesajlar yolluyorlar. Bu yüzden de dinci geçinenlerin kimlerin hizmetinde olduklarını anlamak sanıldığı kadar zor olmasa gerektir.

Bu gerçekleri bir kez daha yineleyelim de kim kim imiş, kim kim değilmiş anlaşılmasında zorluk çekilmesin…