Yazan: Turgut Koçak 14 Aralık 2021
AKP ve saray iktidarının mavallarını dinlemekten iyice gına geldi. Bunlara MHP’nin de eklenmesiyle söylüyoruz olup bitenler karşısında sabır taşı olsa şimdiye kadar yüz yerinden çatlardı. Ülke yangın yerine dönmüş, Ucuz ekmek kuyruklarının bir ucu Hanya’da öbür ucu Konya’da ama iktidar bütün bunlar yokmuş de bu ülkeyi batırmak ve yok etmek isteyen düşmanlar varmış gibi bir politika izliyor. AKP ve sarayın politikaları ile kim uyuşmuyorsa hem düşman hem hain hem de terörist. Kürt düşman, Alevi düşman. Yabancılar zaten düşman. AKP ve saray iktidarına göre kendilerinin dışında herkes düşman. Durum bu olunca da AKP ve saray iktidarını oluşturanların kıymeti harbiyesi azalırken düşman ilan edilenlerin kıymeti harbiyesi giderek daha da bir artıyor.
Düşman ilan edilenler belirsizse, bir sokak söyleşisi yapan kişi bile düşman görülüp önce tutuklanıp sonra evde göz hapsine alınıyorsa, iktidarı eleştirenler zaten düşmansa, “barınamıyoruz” diyerek sorunlarını anlatmak isteyen öğrenciler terörist, İBB’de çalışanların çarşaf çarşaf resimlerini yayınlayıp terörist olduklarına dair devlet yetkililerinin ağzından açıklama yapılıp da hiçbir şey yapılmıyorsa ortada ne savaş diye bir şey vardır ne de kazanılacak bir zafer.
Bütün bunlar sadece ülkeyi yönetenlerin ülke insanlarını biz ve onlar diye ayırıp yönetmek stratejisinden başka bir şey değildir.
AKP ve saray iktidarı bu tür görüşlere niye ve neden gereksinim duyuyor? Çünkü ekonomiyi batırdılar. Çala çırpa, yolsuzluğu talanı en üst noktalara çıkardıkları için çalacak çırpacak, talan edilecek bir şey de kalmadı yani deniz bitti.
Artık milyonlar kuru ekmeği bulamaz hale geldiler. Bu yüzden de düşman icat etme girişimi ile ayakta kalmayı hesap eden egemenlerin de hesap pusulaları şaşırmış oldu. Yani politik anlamda yenilgi gelip kapıya dayandı. Olağan şeyler yaşanmış olsa seçimle gelen bir iktidar seçimle gider, sonra da bir köşesine çekilir ya da siyaset yapacak hâlâ bir gücü varsa siyasete devam eder de AKP ve saray iktidarının durumu bu değil ki? Onları korku bekliyor. Çünkü o kadar hesabını veremeyecekleri alavere dalavereleri var ki saymakla bitmez. , Düşman denile denile yapılan tanımların içi boşaldı. Artık AKP ve saray bu icadına yığınları inandıramadığı gibi en yakınındakileri de inandıramama aczine düştü. Ne yapmış sokak söyleşisi yapan yurttaş? Halka mikrofon uzatmış ve onların dertlerini kamuoyu ile paylaşıyor. İktidarsa salt bunun için kolluk kuvvetlerini harekete geçirmiş habire gözaltılar yaptırıyor. Sonra da al sana ev hapsi. Bu durumda bile içlerinden aklı başında bir kişi bile çıkıp demiyor ki durun yahu bunun için adam tutuklanmaz. Diyemiyor çünkü hep birlikte binmişler bir alamete gidiyorlar kıyamete. Zaten başka çıkışları da yok. Yandaş basınınız ve de TRT aracılığı ile ne güzel şişirme program yapıyorsunuz da halkla yapılan söyleşiler sizin evdeki hesabınızı çarşıda bozuyor. Kimseden kolay kolay “Reisimiz çok yaşa” sözünü de duymuyoruz. Eee ne yapacaksınız zorbalık uygulayıp herkesin sesini kısmaya bakacaksınız siz de tamam da bunun da işinize yaramadığını bugün görmüyorsanız nasıl olsa yarıp kunturlusunu göreceksiniz.
Size ilginç gelmiyor mu? En tehlikeli düşman olarak gösterdiğiniz HDP’yi bile mikrofon uzatılanlar artık düşman falan görmüyor. Sözleri ise çok açık. Üç dönem AKP’ye oy verdim, bundan böyle HDP’ye oyumu veririm AKP’ye vermem diyenler sizin yalanlarınıza doymuş olmalılar ki en üst perdeden konuşuyorlar. Bu yüzden de panik oluyor ve baskıya yöneliyorsunuz yazık.
Düşmanlaştırmanın Allah’ını yaptınız. Bir yerden sonra da halkın bu politikanız canına tak etti. Şimdi kendi silahınızın kendinize döndüğünü gördükçe deliriyorsunuz, delirdikçe de daha da büyük hatalar yapıyorsunuz. Kiminiz suçu sureler okuyarak Allah’a atıyor, kiminiz hâlâ din istismarı ile geminizi yürüteceğinizi sanarak camide vaaz verir gibi yumuşak bir hafız sesiyle yenden size göre Allah’ın yolundan çıkmış olan halkı doğru yola çevirmek gibi bir görev üstlenmişçesine davranıyorsunuz. Artık bütün eşikleri aşmış bulunuyorsunuz. Bu yüzden de apaçık faşizan bir uygulama yolundan hızla gitmeye başladınız. Öfkelisiniz, halka kin tutuyorsunuz, çocuklarımızın sorunlarını çözmek yerine onları düşman gibi görüp kanunsuz görev yaptırttığınız polislerine ezdiriyorsunuz.
Ekonomik uygulamalarınız gönlünüzden geçenlere olanak tanımıyor. Merkez Bankası aracılığı ile piyasaya verdiğiniz dolarlar da bir işe yaramıyor. Dolar daha da yükseliyor. TL’nin bir türlü değer kaybı önlenemiyor. Bu yüzden de sol ve sosyalist sol tabi ki de sokağı kullanacaktır.
Esasen genel olarak tüm muhalefet partileri de aynı şeyi yapmalıdırlar çünkü halka başka türlü ne dediğimizi ne istediğimizi anlatacak bir yolumuz yok…