YAVUZ HIRSIZLAR…

Yazan: Turgut Koçak 12 Nisan 2015

Hâlâ AKP’nin güldür güldür gittiğine inanmıyorsunuz değil mi?

Bana göre inanın. AKP sonuna yürüyor. Hem de davulla zurnayla dersek hiç ama hiç şaşırmayın. Birçok araştırma şirketine seçim anketleri yaptırıldı. Bu anketlerde görüldü ki AKP’deki kanama durdurulamıyor. Bu yüzden de devreye sık sık tek adamlığa soyunan Recep Tayyip Erdoğan giriyor. Ancak onun devreye girmesi de sonucu değiştirmeye yetmiyor, bu yüzden de daha radikal yol ve yöntemlere başvurulması gerekiyor, inanın bu da hangi tehlikelerin yolunun açılacağı düşünülmeksizin yapılıyor.

Ağrı/Diyadin İlçesi’nde ‘Bahar Şenlikleri’ kapsamında ağaç dikme eylemi düzenlenmiş. O da ne? Ağrı Valiliği burada PKK’lıların HDP’ye oy vermeleri yolunda propaganda yapacaklarını haber almış ve derhal operasyon için düğmeye basıvermiş. Haydi, bölgeye güvenlik güçleri sevkedilmiş. Söylendiğine göre PKK’nın propagandasını engellemek isteyen güvenlik güçlerinin üzerine ateş açılmış ve ilk belirlemelere göre 5 asker yaralanırken 5 PKK’lı öldürülmüş, 1 PKK’lı da yaralı olarak ele geçirilmiş. Konu ile ilgili Genelkurmay Başkanlığı’ndan da benzeri bir açıklama yapılarak sözümona kamuoyu bilgilendirilmiş.

Şimdi siz yurttaşlar; AKP’nin bu palavrasına inanıyor musunuz? Bugüne kadar benzeri onca eylem yapılmış olmasına karşın güvenlik güçleri hiç kılını kıpırdattı mı? Neymiş efendim, kalabalık PKK bayrakları ve Abdullah Öcalan’ın resimlerini taşımışlar. Gerçekten de sormak gerekmez mi AKP iktidarı ne zamandan beri böylesi görüntüler karşısında duyarlı olmaya başladı? Diyarbakır’da yüz binin üzerinde kalabalığa Abdullah Öcalan’ın mektubu okunmadı mı? O kalabalık hem Abdullah Öcalan’ın hem de PKK’nın bayraklarını taşımadı mı? Konu üzerinde iktidar madem bu kadar duyarlıydı da acaba niye bugüne kadar bir engellemede ya da yaptırımda bulunmadı da Diyadin’de askerlerimize uzun namlulu silahlarla ateş edildi denilerek silahlı çatışma yaratıldı?

Gerçekten de AKP iktidarı çok tehlikeli sularda kulaç atmaktadır. Salt Recep Tayyip Erdoğan’dan hesap sorulmasın, AKP iktidarının yaptıkları yanına kâr kalsın düşüncesiyle bilinmeli ki bunlar her yalana ve de her yaptırıma başvurabilirler. Buradan açık açık söylüyoruz. Eğer oradaki çatışma bölgesine şenliğe katılan halk girip bir nevi kalkan görevi görmemiş olsaydı, hem askerlerimizden hem de orada bulunan PKK’lılardan ve de şenliğe katılanlardan pek çok kişi yaşamını yitirebilirdi. Deniyor ki, PKK terör örgütü halkın HDP’ye oy vermesini istiyormuş. Diyadinlilerin bahar şenliğinde HDP’ye oy verilmesinin istenmesi ne zamandan beri suç sayılıyor? Bu olay olduğu sırada kürsüden provokatif bir açıklama yapmak gereği duyan Recep Tayyip Erdoğan değil mi, gittiği her yerde, yaptığı her konuşmada AKP’ye oy isteyip 400 milletvekili çıkarın diye seslenen? Üstelik bulunduğun makamın duyarlılığını asla gözetmeyecek, hem muhalefete verip veriştireceksin hem de AKP’ye oy isteyip anayasal suç işleyeceksin bu senin için hak, başkaları başka partilere oy verilmesini istedikleri zaman suç olacak öyle mi?

Diyadin’deki olayda AKP iktidarı tarafından güvenlik güçlerimiz tehlikeli bir şekilde kullanılmıştır. Peki, niçin AKP böyle bir yola başvurma gereği duymuştur?

Yanıtı çok açık. AKP batı illerimizde giderek erimekte kimi illerde üçüncü parti konumuna düşmektedir. Bu yüzden de AKP bir an önce batı illerimizdeki çöküşünü durdurmalı ki, iktidar olamazsa bile hiç değil çöküşünü engelleyebilsin. Bu yüzden de AKP, yavuz hırsız anlayışı ile bir kez daha milliyetçiliğe soyunarak vatan, millet palavrasıyla halkın gözünü boyayarak oy almayı hesaplamaktadır. Zaten Recep Tayyip Erdoğan’dan tutun da AKP’nin bütün ileri gelenleri birden PKK düşmanı kesildiler. Bölgedeki vali ve kaymakamları da bölgelerinde neler olup bittiğini en ince noktalarına kadar bildikleri halde sus pus otururlarken birden bire AKP’nin bu yöndeki stardına teşne bir yol izlemeye başlamışlardır.

Sen kalkacak, cami demeyeceksin, ölüevi demeyeceksin, aklına estiği gibi davranıp haramzade örgütüne dönüşmüş bir partiye oy isteyecek, başkaları da kendi partilerine oy istediği zaman alıcı kuşa döneceksin. Sonra da ver gazı, asarız da, keseriz de diye.

Recep Tayyip Erdoğan, “Diyadin’deki saldırıyı şiddetle kınıyorum. Kimileri şiddete ve silaha sarılarak, halkımızın iradesine ipotek koymaya çalışıyor.

Demokrasi, temel hak ve özgürlükler diyorlarsa bunun yolu silahtan geçmez, bunun yolu sandıktan geçer” diyor. Gerçekten de bizler bu sandık demokrasisinin ne menem şey olduğunu bilmiyor değiliz. Ancak bir kez daha söylemek istiyoruz.

Ordu Türkiye’nin güvenliğini korumakla görevlidir. Kimse AKP iktidarını korumak için orduya görev yükleme hakkına da sahip değildir yetkisine de. Recep Tayyip Erdoğanlar, Ahmet Davutoğlular, Beşir Atalaylar, falanlar filanlar saltanat sürsünler diye bu ülkenin evlatları canlarından olmamalıdırlar.

Çünkü bu oyun AKP’nin ne pahasına olursa olsun seçim kazanma oyunudur.

Kimse bu oyuna gelip AKP’ye oy değil zırnık bile koklatmamalıdır.