YAVUZ HIRSIZ…

Yazan: Turgut Koçak 9 Eylül 2011

Halk arasında bir deyim vardır; “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” diye. Bay Tayyip’in davranışı o hesap, herkese saldırıyor. Şimdi sözümona İsrail karşıtı gibi gözükmeye başladı ya; kendisini eleştirenlere hemen yapıştırıyor. “İSRAİL’İN AVUKATI”. Bay Tayyip’in tutumunu pişkinlikle değerlendirsek değil, tam isabet desek hiç değil. Peki, nedir öyleyse?

Sayısız kez dile getirdik. Küresel sermayenin her söylediğini 10 yıllık iktidarı döneminde Bay Tayyip sözcüğü sözcüğüne yerine getirmiş bir kişidir. ABD emperyalistlerinin bugüne kadar söylediklerinin dışına da çıkmış değildir. Bu yüzden de on yıllık iktidarı döneminde İsrail karşıtı bir politika izlemesinin olanağı da yoktur. Bu yüzdendir ki kendisine Yahudi lobisi “cesaret madalyası” vermiştir. Kuşkusuz bu madalya kendisine durup dururken de verilmiş değildir. Elin adamlarının bir bildiği olması gerektir. Bay Tayyip’in döneminde; ticaret ve askeri ilişkiler tıpış tıpış yürütülmüş bu ilişkilerden de İsrail her zaman kârlı çıkmıştır. İsrail’le sorunu olan Arap ülkeleri ise bu ilişkilerden oldukça rahatsız olmalarına karşın bu durumu bugüne kadar ciddi olarak da dile getirmiş değildir.

Bay Tayyip’in üç şartı var. 1: İsrail Mavi Marmara gemisine yaptığı saldırı sonucu 9 kişiyi katlettiği için özür dileyecek. 2: Tazminat ödeyecek. 3: Gazze’ye ablukayı kaldıracak.

Bizler daha önce de Bay Tayyip’in benzer şovlarına tanık olmuş kişiler olarak bu çıkışını da dozu biraz daha arttırılmış şov olarak niteliyoruz. Öyle olmasa başta İran olmak üzere öteki komşularımıza karşı Türkiye’de konuşlandırılan füzesavarlarda neyin nesidir? Açıkça bellidir ki, bu füzesavarlar İran’a karşı İsrail’in korunmasından başka bir anlamda taşımamaktadır. Bay Tayyip’in, oy aldığı tabanın tepkilerini dikkate aldığı ve onların gazlarını almak için bu yola başvurduğunu cümle alem bilmektedir. Yoksa bu konuda ciddiyeti olan bir ülkenin başbakanı, komşularını tehdit etmek ve İsrail’in işini kolaylaştırmak için füzesavar üslerine olur der miydi?

Hem İsrail’le didişmeler yaşanırken ABD emperyalistleri çoktan harekete geçtiler bile. Başta ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone olmak üzere ABD yetkilileri hemen öne atılıp ilişkileri düzeltmeye giriştiler. Hem Bay Tayyip’in bu davranışlarının danışıklı dövüş olmadığını kim söyleyebilir ki? Öyle ya içte bazı dengeler Bay Tayyip’i sıkıştırıyor, Arap dünyası içten içe AKP iktidarının son tutumuna bağlı olarak hareketlenmeye başladı bile. Bu gerçekler ışığında Bay Tayyip, zevahiri kurtarmak zorunda değil mi? O zaman da ortaya böylesi şovlar çıkmaz mı?

Ana Muhalefet Lideri Kılıçdaroğlu, AKP iktidarının bu politikalarını eleştirdiği için hemen damgayı yiyor. “İSRAİL’İN AVUKATI”. Daha önce de Ergenekon davasında yaşanan hukuksuzluklar eleştirildiği için Bay Tayyip benzer şeyi söylemiş, kendisini bu konuda eleştirenlere “Ergenekon’un avukatı” demişti. Bize göre AKP iktidarı döneminde dış politikayı yürütecek olan kadrolarda önemli değişikliklere gidilmiş, eskiler, “Monşer” olmakla suçlanarak görevden alınmış, yerlerine ise dünyadan bihaber görevliler getirilerek dış politikada çıkmazın içine tam anlamıyla yuvarlanılmıştı. Hiç kuşku yok ki, biz sosyalistler gelmiş geçmiş iktidarların bütün dış politikalarını bugüne dek eleştirdik. Yanlış olanları ise açık açık dile getirdik. AKP iktidarının dış politikasını yürütenlere gelince onlar bizi hiç şaşırtmadılar. Bugüne dek emperyalizmin ayak izlerinde yol alarak gelip duvara dayandılar. Bugün gelinen noktaları tek tek irdelediğimizde ise açıkça görüyoruz ki Türk Dış Politikası ipotek altındadır.

Her konuda olduğu gibi AKP’nin dış politikası da; boğazına kadar çamura batmış durumdadır. Bu yüzden de AKP iktidarı ister yakın gelecekte, ister orta vadede, isterse uzun vadede kesinlikle duvara toslayacak ve yaptıklarının bir bir hesabını verecektir. Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan tıpkı Bay Tayyip gibi konuşarak muhalefeti suçladı ve İsrail’le ilgili dışalım ve dış satıma değindi. Ne yapacaklarmış ticari ilişkileri pozitiften negatife doğru çekeceklermiş. Dün de Tarım Bakanı Mehdi Eker, çiftçileri İsrail’den tohum almamaya davet etti. Sevsinler sizi ne kadar da inandırıcısınız. Göz boyamak buna denir. Boyayın beyler boyayın. Huyunuz sizin. Eşeği boyar sahibine satarsınız. Hüseyin Çelik gibi ne dediğinin bile ayırdında olmayan halk düşmanlarının söylemleri ile iç ve dış politikalara yön vermenin olanağı kalmamıştır. Ne demişler; “dervişin fikri neyse zikri de odur”. Bu yüzdendir ki, Hüseyin Çelik; Suriye politikalarını eleştiren Kılıçdaroğlu’na “Suriye nüfusunun yüzde 15’i Alevidir, Alevi olduğunuz için mi Suriye’yi destekliyorsunuz” diyebilmektedir.

Adamların ar damarı çatlamış. Hem Alevilere düşmanlık beslediklerini kolayca dışa vurabiliyorlar hem de Amerikancı oluşlarını pişkin pişkin gizleyerek Türkiye kamuoyunun gözünü boyamaya çalışıyorlar.

Ne demiş Pir Sultan:

“Yürü bre Hızır Paşa

Senin de çarkın kırılır

Güvendiğin padişahın

Onlar da bir gün devrilir”

İşte böyle. Kendilerini kalıcı sanıp zalimliğe soyunanlar bu dizelerden ders almalıdır ders…