Yazan: Turgut Koçak 8 Haziran 2020
Hangi kanalı açsanız virüs salgınında söz ediyor. Bugüne kadar kendilerinden bir türlü söz ettirememiş olan tıp ve diğer bilim insanlarına da gün doğmuş. Fırsat bir fırsat deyip bu salgını öyle bir anlatıyorlar ki halk korkmasın da ne yapsın. Siz kalkın birine pat diye öleceksiniz deyin bakalım nelerle karşılaşacaksınız görün. Yahu her şey öyle bir anlatılıyor ki maske takmak bile olağanüstü bir şeymiş gibi anlatıldığı için algılaması gerekenler de öyle anlayıp maske takma olayı için bile birileri yırtınmak zorunda kalıyor. Aman efendim maskenizi takmalıymışsınız da, sosyal mesafe kurallarına uymalıymışsınız da uymaz isek başımıza neler gelirmiş de.
Yahu siz kime ne anlatıyorsunuz? Kaç aydır insanları işinden gücünden ettiniz. İnsanları içeri kapattınız. Eğitime ara verdiniz. Bir çıkacaksınız bir çıkmayacaksınız da diyen sizlersiniz. Hem sizler değil miydiniz Cumhurbaşkanımızın dirayeti ile virüsü yendik havasında olanlar? Biz miydik zafer çığlıkları atıp ortalığı velveleye verenler?
Şimdi verdiğiniz gazla ne olmuş, halk sokaklara koşmuş. Belgrat ormanları ve kıyılar doluymuş. Şenlik yapıp oynayanlar bile var. Hani virüs salgınından kurtulduk kutlaması yapanlara sözümüz bile yok. Peki, bu durumda yeniden sayılar artar ve rakamlar yükselirse dönüp halka ne diyeceksiniz? Yarım yamalar aldığınız tedbirleri anlatabilecek misiniz? Bilim Kurulu mu, yoksa danışma mı her neyse nasıl bilim insanı olma bilgiçliği taslayacak? Sonra hani AKP’li yöneticiler açıklıyorlar ya her yurttaşa 5 bin lira verdik diye, yalan olmasın epey para vermişler tamam da kime vermişler acaba? Nasıl olsa bu sözlerin de yakında kokusu çıkar. Ya yalan olduğu anlaşılır ya da yandaşlara verildiği, ya da ne bileyim birilerinin bu parayı iç ettiği de ortaya çıkarsa hiç şaşırmamak lazım.
Neyse, yukarıdaki sözlere bakıyoruz da işin iyi gitmeyeceğine dair kötü kokular geliyor burnumuza. Öyle ya zafer kazanıldıysa ne oldu bu zafere denir korkusuyla yandaş basın koro halinde halka yönelik her suçlamayı yapıyor. Bu durum da suçlu da bulunmuş olacak. Sonra da çıkılıp denilecek ki biz virüsü yenmesine yendik de halk bizim onca fedakârlığımızı hiçe saydığı için virüsü yeniden hortlattı. Yoksa bu yandaş basında halka yönelik suçlamalar hiç de hayra alamet şeyler değil bence.
Bence her zor dönemi fırsata çevirenler olmuştur. Bakarsın savaş vardır ülke elden gitmekle karşı karşıyadır birileri çıkar bu durumu fırsata çevirip vurgunlar vurur. Her ne hikmetse böylelerine hiçbir şey de olmaz niyeyse.
Korona virüs salgınını da ülkemizde iktidar yandaşları fırsata çevirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Yurttaş aç, susuz, işsiz ama çarkların dönmesi için milyonlarca kredi hem de düşük faizlerle yandaşlara dağıtılıyor. Sonra arka arkaya patlatılan demeçleri dinliyoruz.
ÇARKLAR TAM GAZ DÖNMEYE BAŞLADI
Çarklar hep dönüyordu zaten. Yırtılan işin gerçeğine bakarsanız halkın yakasıydı. Düzen öyle kurulmuştu ki felaketler bile yaşansa o felaketlerden bile bir avuç soyguncu takımı kârlı çıkıyordu. Bu yüzden de dinlediğimiz onca korona virüs salgını masalına siz bakmayın. Hele bazı işgüzarların düzen değişikliği olacağına dair ettikleri sözlere ise hiç prim vermeyin. Kimse alışkanlıklarından durup dururken vazgeçmez. Kimse yitirdiği insanlığını buldum diye sokağa fırlamaz. İnsanların insan gibi yaşamaları için soygun düzeninin nimetlerini de elinin tersiyle itmez.
İşte bu yüzden gözümüzün içine baka baka yaşasın korona virüs diyenlerin abuk subukluklarını yutacak değiliz. Ama şurası da anlaşılmıştır ki bunlar gönderilmedikçe de gitmeyecekler.
O halde biz de ne yapacağız?
GÖNDERECEĞİZ!