Yazan: Turgut Koçak 2 Ağustos 2013
TGB ve İşçi Partisi’ne operasyon
Artık bundan böyle AKP iktidarı bol bol yasak ve kışkırtma yollarına başvuracaktır. Önceki gün TGB ve İşçi Partisi’ne karşı operasyon düzenlendi. Bu operasyonda TGB yöneticilerinin evleri arandı, gözaltına alındılar. İşçi Partisi’nin yöneticilerinin evleri arandı gözaltına alındılar. AKP iktidarı, iktidarını öyle bir keyfilikte götürüyor ki, kim AKP iktidarını eleştiriyor ve karşı çıkıyorsa bir emirle evleri aranıyor ve gözaltına alınıp sonra da sözümona hukuka uydurularak tutuklanmaları sağlanıyor. Son tutuklanmaların nedeni TGB ve İşçi Partisi’nin halkı Silivri mahkemelerine karşı tepki göstermeleri için Silivri’ye çağırmak. Bu gerekçenin mevcut yasalarda bile uygulanmasının olanağı yok. Çünkü mahkemeler herkese açıktır yani duruşmalar aleni yapılır. Oysa Silivri Mahkemesi önceden karar alarak yapılacak duruşmanın aleniliğini ortadan kaldırmış, duruşmayı izleyici almadan yapacağını açıklamıştır. Daha da ileri giderek Silivri duruşması sırasında duruşmanın yapılacağı yere giderek tepkilerini göstereceklere de alanın kapalı olduğu, oraya alınmayacakları önceden açıklanmıştır. Bu da yetmemiş, tepkiyi organize ediyorlar gerekçesiyle TGB, İşçi Partisi, Aydınlık ve Ulusal Kanal’a yönelik ev aramalarına ve gözaltılara gidilmiştir.
Bu olup bitenler karşısında toplumun büyük bir kesimi tepkisiz kalmakta, olup bitenleri olağanmış gibi karşılamakta, sesini çıkarmayıp susmaktadır. Bu anlayış yüzündendir ki, iktidar kendisine karşı çıkanlar arasında büyük bir boşluk olduğunu görmüş ve açık açık yaptırımlara gitmeye başlamıştır. Bugün kim AKP’nin izlediği politikayı eleştirir ve karşı çıkarsa hükümeti devirmekle suçlanarak eleştiren ve tepki koyanların karşısına TCK maddeleri çıkarılmaya kalkışılmaktadır. Gezi Parkı eylemlerini bile müebbetlik olarak nitelemiş olan kişi geçmişte Adalet Bakanlığı yapmıştır. Bir iktidar düşünün ki, en yetkili yerlerde bulunmuş olanların ağzından mevcut yasaları bile hiçe sayıp polise, yargıya talimat anlamına gelecek konuşmalar yapsınlar bu da olağan bir şeymiş gibi algılansın.
TGB Başkanı Çağdaş Cengiz gözaltına alındı. Sonra arkası geldi. Yirminin üstünde kişi gözaltına alındı. Türkiye Sosyalist İşçi Partisi olarak; iktidarın TGB, İşçi Partisi, Aydınlık ve Ulusal Kanal’a karşı giriştiği operasyonu şiddet ve nefretle kınıyor, gözaltına alınanların derhal özgür bırakılmasını istiyoruz. Kimileri bizim bu tutumumuzu eleştirecekler biliyoruz. Ancak bilinsin isteriz ki, TSİP’in kimseye ama kimseye minnet borcumuz yoktur. Bu yüzden de doğru bildiğimizi hiçbir şeyden çekinmeksizin söylemekten ve de yazmaktan çekinmez gider mazlumun yanında yerimizi alırız.
Gerçekten de AKP iktidarı artık ipin ucunu kaçırmış bir iktidardır. Önceki gün İstiklal Caddesinde ve Mis Sokak’ta polisin giriştiği saldırı baştan sona bir kışkırtmaya dönüşmüştür. İktidar doğrudan kışkırtmanın en önemli aktörüdür. Az sayıda kişinin üzerine bu kadar çok sayıda polisin gitmesi ve de sivil polislerce gerektiğinde kışkırtıcı girişimlerde bulunulmasını göremezsek oyuna gelmekten kurtulamayız. Bazı grupların polisin kışkırtmasını kolaylaştıracak girişimlerde bulunmalarına dikkat çekiyoruz. Gezi Parkı gösterileri kitlesel eylemlerdi ve de iktidarın bütün vidalarının yerinden oynamasına yol açmıştı. Kimsenin böylesi etkili bir eylemi işe yaramaz hale getirmeye hakkı yoktur. Dolayısı ile gelişigüzel eylem ve tepkilerden uzak durulmasında yarar vardır.
Bugün bazı gruplar salt kendi varlıklarını göstermek amacıyla etkisiz ve yığınların desteğinden uzak yollarla güya direnişi sürdürmektedirler. Bu tür eylemlerin gelecekte daha etkili eylemlerin önünü kapatacağını açıkça söylüyoruz. Zaten bu andan başlayarak polisin tepkileri kışkırtmayla birlikte daha da şiddetlenecektir. Dolayısı ile AKP’ye gerekçe olacak yol ve yordamlardan uzak durulmalı onun yerine kitlesel eylemlere yönelinmelidir.
Rojava Katliamı
Rojava’da El Nusra terör örgütü Kürtlere yönelik bir katliam gerçekleştirmiştir. Unutmayalım ki, bu katliamı gerçekleştirenler AKP iktidarınca doğrudan desteklenmekte, kendilerine her türlü lojistik destek sağlanmaktadır. Bu terör örgütleri ki, çoluk çocuk demeden Rojava’da katliamlar gerçekleştirmiştir. Bu tür katliamlar aylardır Suriye’nin birçok yerleşim merkezlerinde yapılmakta ne yazık ki, bu katliamlara karşı bugüne kadar etkili bir tepki gösterilmemektedir. Dolayısı ile katliamların tırmanacağını ve ilgili ilgisiz herkesi vuracağını önceden görmek için kahin olmak gerekmiyor. Nitekim bugüne kadar yaşanan katliamlar gelip Kürtlerin kapısına dayanmıştır. Çoluk çocuk demeden Kürtlere karşı kıyım gerçekleştiren örgütlerin kimler olduğu hemen herkesçe iyi bilinmektedir. Bir yandan Kürtlerin haklarını savunuyormuş gibi yapıp bir yandan da AKP ve uluslararası sermaye güçleriyle oynaşma içinde bulunanların da bu katliamda rollerinin olduğunun altını çizmek gerekiyor.
Düşünün, ÖSO’cuları Gaziantep’te toplayıp bölgede katliam planlamalarını organize edenlerin kimler olduğunu göremez, ÖSO’cuların kendilerini besleyip donatanlara “yakında müjdeli haberlerimizi duyacaksınız” demelerinin nerelere kadar varacağını iyi okuyamazsak Kürtlere yönelik katliamların gerçek faillerini de kesinlikle göremeyiz.
Rojava’da Kürtlere yönelik katliamları TSİP olarak şiddet ve nefretle kınıyoruz.
Ancak olabilecek olayları doğru görmekten uzak olanları da döne döne bir kez daha uyarıyoruz. Bölgemizde bütün zalimlerin ipliğinin pazara çıkarılması bölge halklarının kardeşliğinden geçer.
Kim ki, kardeşliğe hançer saplar, ki bunlar ortadadır. Olan ve olacak katliamların da doğrudan sorumlularıdırlar.