Yazan: Turgut Koçak 26 Nisan 2020
Bize özgü değil, dünyanın her yerinde insanlar o yasak, bu yasak diye terbiye edilir.
Bizdeki ve bazı ülkelerdeki bu sözcük çok daha etkili şekilde kullanılır o başka. Yasaklar konusunda vurunca öldüren egemenlerde vardır, yasağını, Allah emri kabul ederek aptallıkta sınır tanımayanlar da. Sizler bu konuda egemenleri geçseniz varıp aptallığa takılır yolunuzdan edilirsiniz. Sonra da kendi kendinize kaldığınızda mırmırcı kesilip söylenmekten kaynaklı işe yaramazın biri olur çıkarsınız. Çünkü hiçbir şey yapmamak için artık bir nedeniniz de olduğundan vicdanen de ulu bir rahatlığa erişip evliyalaştıkça evliyalaşırsınız.
İşçilerin emekçilerin iktidarını gerçekleştirmek için parti kurarsınız, hemen karşınıza dikilirler. Parti kurmanız yasaktır diye. Niyeymiş diye dikilseniz karşılarına bu kez de sizi asli diktatörler toplum içinde sınıf ayrıcalığı gözeterek ayrılıklar yarattığınız savı ile demokrat olmamakla suçlarlar. Yani geçerli olan bir avuç sermaye iktidarı evire çevire işçilerin emekçilerin canına okur bu ne diktatörlük ne hegemonya olmaz ama sizin nüfusun neredeyse yüzde yüzüne yakınını temsil edeceğiniz iktidar egemenlik kurmak anlamına gelir.
Bu durumda ne yapacaksınız peki?
Yapacak bir şey yok, bildiğinizi okuyacak ve masayı devirip geçeceksiniz.
Yaşam düzeyi çok mu düşmüştür, işçilerin, emekçilerin hakkı hukuku hiçe mi sayılmıştır. Sendika ve örgütlerinizle çıkacak egemenlerin karşına dikilecek grevdi, boykottu, direnişe geçip hem hak isteminde bulunacak hem de hak ve özgürlüklerinizi genişletmek için mücadeleye atılacaksınız. Yine karşınıza dikilip olmaz diyecekler. Yaptığınız eylemler yasalara aykırı diyerek tek tek yasaklarını koyacaklar önünüze. Var olan ortam nasılsa başarınız da başarısızlığınız da ona göre şekillenecek. Durumunuz uygunsa yılmaz bir direniş gösterirseniz yeni yeni mevziler kazanacak ya da olacakları göze alamayıp teslimiyet bayrağını çekerek patronların istediğini kabul edip sınıfdaşlarınızı satışa getirecek egemenlerden de kocaman bir aferin, sırt sıvazlaması, para pul, dünyalık alıp akıl satmaya devam edeceksiniz.
Mitinglerinizden, gösterilerinizden korkulduğu için yine yasaklar konulacak önünüze. Örneğin 1 Mayıs’ı yasakladık diyecekler. Gösteri ve mitingleriniz için şundan bundan çuvaldaki undan yasaklandı denilerek size sokak ve alan yüzü göstermemeye kalkışacaklar. Ya susup bir kenara çekileceksiniz ya da susmamak gerektiği konusunda hiçbir duruma hazır olmadığınız halde yüreklilik göstermeye kalktığınız için yasağın da yaptığınız eylemin de altında kalıp mevzi üstüne mevzi yitirerek etkisizleşeceksiniz. Her durumda ve her duruma uygun politikalar üretme esnekliğinizde yok ise ne yığınları inandırabileceksiniz yaptığınız işe ne de sizin gibi düşünenlerle birlikte olmayı başaramayacak sekterleştikçe sekterleşip en devrimci olarak anılmayla bir süreliğine de olsa yetinmek zorunda kalacaksınız.
Sermaye iktidarlarında oyun mu yok, siz oyunları bozmaya çalışacak onlar yeni oyunlarla karşınıza çıkacaklar. Böyle durumlarda en çok da vatan, millet, Sakarya gazlaması ile yığınlar aldatılacak, karşı mı çıkıyorsunuz o zaman da siz vatan haini ve terörist olarak suçlanmayı göze alacaksınız. Savaşa hayır mı dediniz, bizim Suriye’de Libya’da ne işimiz mi var diye soruyorsunuz, bakın bu olmadı işte. Niye derseniz devlet sırrı ve milli çıkarlarımıza karşı çıkıyorsunuz demektir ki bu yasağın da baş yasağıdır. Bu durumda memleketin çok çok ülke sever yargıçlarının önünde yargılanmaya ve hükümler giymeye de hazır olmalısınız. IŞİD, El Kaide, El Nusra, Ahrar-ı Şam ÖSO MÖSO vb. örgütleri de fazla kaşımamalısınız. Çünkü bizim yüksek yüksek çok yüksek yöneticilerimiz onlarla milli çıkarlarımız için içli dışlı hatta sarmaş dolaş yatak döşek birliktedirler.
Ülke mi soyuluyor, ekonomik kriz mi var da demeyeceksiniz, derseniz eğer bizim ülkemizi dünya aleme rezil rüsva etmiş olursunuz. Yoksa sizler bu yaban ülkelerin casusu musunuz ki buralara kadar el atmaya kalkıyorsunuz. Yasak dediysek yasak işte. Oturun oturduğunuz yerde diye tehdit parmağınızı üzerinize çevirecekler.
Dert mi bitiyor birader? Onu yasakla savuşturuyorsun o geliyor, onu savuştursan bu kez de sırada bir başkası. Baksanız ya şu korona virüs salgınını bile mesele yapıp AKP ve saray iktidarına saldıranlar sürüsüne bereket artmış da artmış. Onu sustursanız bir diğerini susturamıyorsunuz ne çok da çoğalıyorlar bunlar bitmez vallaha bitmez.
Evet, bitmez. Sizler her zaman yaptığınız gibi yasağa sarılıp işi halletmeye kalkıyorsunuz ya bizler de “YASAK MI DEDİNİZ; GEÇ EFENDİM GEÇ!”
Diyoruz size.
Ve de en son söyleyeceğimiz sözleri de bilim insanı olarak geçinenlere söylüyoruz. Öyle memleketin anasını ağlatmış olanların koltuğunun altında bize bilim insanı olduğunuzu taslayıp durmayınız. Bugüne kadar pek çok şeyi bulmuş, icat etmiş, insanların hizmetine sunmuş ne insanlar tanıyoruz ki hepsi de bir avuç diktatörün heveslerine aracılık ederken, milyarlarca insanı böcek yerine koymuş ki bunları önemseyecek ve adam yerine koyacak değiliz.
Biz bilimi insanlığın çıkarı için kullananlara ve her zaman da bunu davranış ilkesi edenlere saygı duyarız.
Ben bilimle uğraşırım arkadaş, benim işim milyonları düşünmek değil diye düşünenleri ise elimizin tersiyle iter geçeriz…