Yazan: Turgut Koçak 31 Ekim 2015
AKP’nin sandığa gömülmesi için sebep bir değil, beş değil, bin değil, çok oğlu çok. IŞİD denilen kanlı terör örgütü bizim ülkemizde de seri cinayetler işlemeye başladı. Niğde/Ulukışla, Diyarbakır, Suruç, Ankara derken dün de Urfa’da iki Suriyeli gazetecinin başını keserek katletti. Bildiğiniz gibi ülkemizde dinci terör örgütlerinin esamisi okunmazdı. Bu örgütlere yol veren 12 Eylül faşistleri oldu. Devamında ise dinciler devlet katında hep ama hep etkili oldular.
Kurdukları partiler sandıklarda birden bire akıl almaz yükseliş gösterdi. İktidarın kulpundan tuttukları oranda ise devletin bütün kurum ve kuruluşlarında yerleşmeye başladılar. Eğitim bilimsel olmaktan çıkarılıp medrese eğitimine indirgendi. İmam Hatip Okulları sanki azdı da yanına yüzlercesi daha eklendi. Bu okullar dinci siyasi yapıların adam devşirdikleri arka bahçeler haline geldi. Camilerde tarikatlar ibadeti falan bırakıp siyasi ikballeri için geceli gündüzlü çalıştılar. Devlet eliyle PKK’ya karşı savaşması için örgüt bile kuruldu. Sonra bu örgüt silahını devlete karşı çevirip güvenlik güçlerini öldürmeye girişti. Bazı yerlerde bu örgüt tarafından işlenmiş ve domuzbağı ile bağlanmış cesetler bulundu. Bunların bazıları da betona gömülmüştü.
Erbakan, yukarıda belirttiğim nedenlere bağlı olarak bugüne kadar alamadığı oyları alarak hükümet kurdu. Erbakan’ın partisiyle Tansu Çiller’in Doğru Yol Partisi koalisyon kurdular. Sonra ülke derin tartışmalar ve bunalımlar yaşamaya başladı ve arkasından da çoklu koalisyonlar geldi.
Bir proje partisi olarak tasarlanan AKP, Erbakan’ın dizi dibinden kaldırılan çömezleriyle kuruldu ve erken seçime gidilerek %35’leri bulan oy oranı ile meclisteki sandıkların büyük bir bölümünü kaptı. Diğer partiler barajı geçemeyerek meclis dışı kaldılar. 3 Kasım 2002 tarihinden bu yana AKP iktidarda. AKP iktidara geldikten sonra dini devlet düzeni kurmak için adım adım amacına yürüdü. AKP’nin bu yürüyüşünü kimi liberaller ve soldan çark eden yeni liberaller demokrasi diyerek göklere çıkardı ve destekledi. 13 yıllık süre içinde ekonomi dibe vurdu. Sosyal yaşam çöktü, eğitim ve sağlık hizmetleri bitirildi. Ülkenin DNA’ları ile oynanarak her kesim her kesime düşman edildi. Bugün gelinen noktada Türkiye duygusal olarak tam anlamıyla bölünmüştür dersek abartmış olmayız. İç barış AKP’nin politikaları yüzünden dinamitlendi. Dinci kesim kendi dışındakilerin hepsini kâfir ilan edip hizaya sokmak gerektiğini söylemenin de ötesine geçerek herkesin can güvenliğini tehdit eder hale geldi. Türkiye’nin değerleri bir bir çiğnendi ve hakarete varan saldırılarla halkın gözünde hiç noktasına indirilmek istendi.
Dış politika, Osmanlı kafasıyla düzenlenmeye kalkışıldı. Bir taraftan ABD ve öteki emperyalist güçlerin güdümünde hareket edilirken yığınlara da sanki Osmanlıyı yeniden diriltmek olasıymış ve de matah bir şeymiş gibi savunulmaya başlaNdı. Ahmet Davutoğlu Dışişleri Bakanıydı ve onun ‘Stratejik Derinlik’ isimli kitabı esin kaynağı olarak kitlelere propaganda edilmeye başlandı. Ortadoğu’da en gerici Müslüman ülkelerle derin bağlantılar kurularak karşılıklı her türlü alışverişte bulunuldu ve laik düzene yakın duran bütün Ortadoğu ülkelerine Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye olarak tuzaklar kuruldu. Bu işler yaşama geçirilirken bir yandan da ABD’nin ve öteki emperyalist ülkelerin bölgede payandası haline gelindi. İpten kazıktan kopma katil ve emperyalistler tarafından organize edilmiş El Kaide, El Nusra, Müslüman Kardeşler, ÖSO, son olarak IŞİD ve türevleriyle can ciğer kuzu sarması ilişkiler kuruldu. Neler yaşandığını hepimiz biliyoruz. Bu katil terör örgütleri Türkiye’nin başına doğrudan AKP tarafından bela edildi.
Yarın sandığa gidiyoruz. Eğer AKP’ye oy verirsek bu demek oluyor ki, kendi ölümümüze oy veriyoruz demektir. Eğer AKP’ye oy verirsek bu demek oluyor ki, açlıktan ve işsizlikten canımız çıksın, insan yerine konulmayalım diye oy veriyoruz demektir. Eğer AKP’ye oy verirsek eğitim bitsin, sağlık hizmetleri dibe vursun, bu hırsız sürüleri çalsınlar, çırpsınlar, vurgun vurup tepemizde tepinsinler diye oy veriyoruz demektir. Eğer AKP’ye oy verirsek AKP iktidarı özgürlüklerimizi çiğnesin, bizi sustursun, olmadı ülkemize sıçrattığı IŞİD gibi terör örgütleri başımızı kessin diye oy veriyoruz demektir.
Yazacak çok şey var, özetleyelim. Eğer AKP’ye oy verirsek kendi cehennemimize oy veriyoruz demektir ki, bu yoldan dönmek, bilelim ki insanlıktır, gerçekleri görmektir.
Bu nedenli geç olmadan düşünelim, karar verelim, oyumuzu sandığa giderek CHP’ye verelim.
Verelim ki, AKP’yi sandığa gömelim.
Yoksa yarın saat 17.00’dan sonra çok geç olur çok geç.