YANAN ORMANDIR FAKAT ASIL YAKILAN BİZİZ

Yazan: Turgut Koçak 25 Haziran 2022

AKP ve saray iktidarını konuşmanın çok da gereği yok. Çünkü onlara ne söylerseniz söyleyin faydasız. Nasıl eleştiri getirirseniz getirin onların katında bir değeri yok. Yok, çünkü bunlarla hiçbir değer anlayışımız örtüşmüyor.

Örtüşmesinin de ne olanağı var ne de bu konuda bu çevrelerle empati kurmaya çalışanlarla ortaklaştığımız en küçük bir şey. Bunlar yeşile düşmanlar. Nerede olursa olsun yeşili yok edip ille de üzerine beton dökecekler. İlle de bunlara saraylar, oteller, villalar gerekli ama doğa varsın yok olsun ne gam.

Bunlar gerçekleri değiştirmek için ne büyük çaba içindeler anlaşılır gibi değil. Orman yangınının ilk gününde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun uçağını Dalaman Hava Alanı’na indirmeyip güvenlik gerekçesiyle geri çeviriyorlar. Oysa asıl güvenliğin ortadan kalkması demek bu iktidarın varlığının sürmesi demek. Çünkü geçen yıl bütün Muğla cayır cayır yandı da bunların kılları bile kıpırdamadı. Marmaris’te başlayan yangında da belki kılları kıpırdamayacaktı fakat yangın Erdoğan’ın yazlık sarayını tehdit etmeye başlamasıyla birlikte harekete geçildi ve dördüncü gün kaldırılan uçaklarla yangın kontrol altına alındı. Madem genişleyince bu tedbirle yangın kontrol altına alınıyordu da niye yangının bu kadar genişlemesi beklendi? Daha yangın çıkar çıkmaz uçaklar harekete geçirilseydi de söndürülseydi olmaz mıydı?

İçişleri Bakanı Soylu, Tarım Orman Bakanı Kirişçi sahadaymış. Sonra AKP’nin bütün milletvekilleri ve yöneticileri de orada koşturup duruyorlarmış. Allah Allah üç gündür oradaki yangın söndürmek için Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı ve Muğla’nın ilçelerinin belediyelerinin gösterdiği çabada neyin nesiymiş? Son gün sahada AKP bakan ve yöneticilerinin görülmesi, Erdoğan’ın da havadan gezintiye çıkıp dönmesi miymiş yangının söndürülmesini sağlayan çaba?

İçişleri Bakanı Soylu ağzını doldura doldura konuşuyor. Neymiş ormanı yakan faili bulmuşlar. Bilmem neciymiş ama Soylu işi gücü bırakmış idamdan dem vuruyor. Böyle bir anda bile adamın aklı fikri asmakta kesmekte. Sizce hiç böyleleriyle empatiye girilir mi? Zaten var ya bu sağcı ve faşist yöneticiler ne zaman böyle bir durum olsa üstlerindeki suçu silkelemek için böyle düşüncelerle kamuoyunu harekete geçirmek isterler. Oysa bunca geniş alanın yanmasına sebep ta kendileridir. Bugüne kadar almadıkları, alamadıkları, almak istemedikleri tedbirler yüzünden bu kadar büyük alanlar yanıp kül oluyor. Bu iktidarın hırsları yüzünden bir türlü yangınların önüne geçilemiyor. Geçen yıl yanan yerlere ağaç dikilecekti ne oldu? En önemli yerlerde niye betonlar yükseldi? Siz neden sürekli olarak gerçek yüzünüzü gizlemeye çalışıyor üstelik de zeytinyağı gibi “idam geri gelsin” diyerek ortalığı velveleye veriyorsunuz? Sanki orman yangınları için yasa mı yok? Onca hiçe saydığınız yasaları kime karşı nasıl uyguluyorsunuz acaba da orman yangını çıkaranlar için idam getirseniz nasıl uygularsınız bilmeyecek kadar kafamız çalışmıyor mu? Sizler diyelim ki orman yangını çıkaranları ipe gönderen yasa yürürlükte olsa var ya gözünüzü bile kırpmadan suçsuz insanları gönderirsiniz ipe de içiniz bile acımaz.

Aynı sözleri Erdoğan’dan da işitiyoruz. Fatih ne demiş? Ormanlarımdan bir tek ağaç kesenin başını keserim. Dikkat edin ormanlarımızdan demiyor, ormanımdan diyor. Yani her şey onun. Şimdi ise ormanlar senin olmadığı için Sayın Recep Tayyip Erdoğan Fatih’ten örnek verip idamdan falan söz edemezsin. Çünkü yirmi yıllık iktidarınız döneminde siz bu halkın ormanlarından milyonlarca ağacı kesip yok ettiniz. Orman yangınlarında da gereken tedbirleri almayarak kaç milyon ağacın yanmasına seyirci kaldınız hiç sayısı gözünüzün önüne geliyor mu? Suçluluğunuzu ve yetersizliğinizi bastırmak için kalkıp halkı boşu boşuna bir de idam tartışması içine çekmeyin diyelim ki idam cezası var. Acaba gerçek ve tarafsız bir yargıda iktidarınızın sorumluları darağacına gitmekten kendilerini kurtarabilir mi? Bir kez olsun insan sevgisi ve doğa sevgisi ile düşünseniz inanın ne çok değişeceksiniz de siz bu konuda burnunuzdan kıl aldırmamayı seçmişsiniz bir kere. Her ne yapılırsa sizin çıkarınıza olmalı, sonuçtan siz kazançlı çıkmalısınız ki yasa o zaman yasadır yoksa yasaya ne gerek var noktasına getirmiş dayamışsınız ülkeyi ama o bildiğiniz yasalardan, işinizi kolaylaştıracak olanlardan söz etmek daha çok işinize geliyor.

Sonuç olarak bizler başka düşünüyor, bizler başka türlü yaşıyoruz. Size gelince siz düşündüğünüz gibi yaşadığınız için bir eliniz balda, bir eliniz yağda. Hani itibar derseniz üstünüzde toplamışsınız. Kimseye kırıntısını bile bırakmamışsınız. Üstelik yanınıza ipçi Devlet Bahçeli’yi de almışsınız ki anlaşılan bundan böyle bu idam işini siz daha çok konuşacaksınız.

Çünkü iktidardan gidicisiniz. Gidici olduğunuz için de büyük bir öfke içinde her baktığınız yerde düşman görüyor halüsinasyon haliyle herkese demediğinizi bırakmıyorsunuz ama gerçekler de bu kadar açık ve yalın ne yazık ki…