Yazan: Turgut Koçak 21 Şubat 2015
Yandaş basın utanmadan, sıkılmadan Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümmeyye Hanım’a yönelik tam sayfa suikast haberleri yayınladı. Suikast emri doğrudan Pensilvanya’dan verilmiş. Haber ne uydurma zorlamalarla dolu ne uydurma zorlamalarla.
Bu haberleri ihbar kabul eden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise soruşturma açmış. Açmamalı mıydı diye soruyorsanız bize göre açmalıydı tabi. Hem de bu haberlerin uydurma olup olmadığını da, eğer varsa böyle bir şey faillerini de ortaya çıkarmak koşuluyla. Yoksa ülke hemen her gün Recep Tayyip Erdoğan’la yatıp Recep Tayyip Erdoğan’la kalkacak değil.
Muhterem, bu haberler yandaş basında çıkmadan önce yaptığı konuşmada kendisinin ve ailesinin tehdit ediliğini söylemedi miydi? Söyledi. Üstelik de biz zamanlar Demirağ’ın Turgut Özal’a düzenlediği başarısız süikasti sonrası tıpkı Turgut Özal gibi sözler de etti. Turgut Özal, “Allah’ın verdiği canı Allah’tan başka kimse alamaz” demişti, Recep Tayyip Erdoğan’da kopya çekmiş gibi hemen hemen aynı sözcüklerle durumu gündeme taşıdı. Arkasından da bildiğimiz yalaka basın aynı başlıklarla harekete geçip Sümeyye Hanım’a suikast yapılacağını, bu süikastin arkasında kimlerin olduğunu da bir güzel yazdılar. Hiç kuşkusuz birilerine siyaseten kızsak da başına böyle bir belanın gelmesini kesinlikle istemeyiz. Ne var ki, bu süikast haberi külliyen bir uydurma ve külliyen başka amaçlara hizmet eden koskoca bir yalandan ibarettir. Eğer gazeteler Sümeyye değil de, süikastin Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik olduğunu yazsalardı belirtmek isteriz ki, kamuoyunda bu yalanlarını yutacak daha çok kimse bulabilirlerdi. Ancak süikastin Sümeyye Hanım’a yapılacağı uydurması haberin bir maksat gözetilerek hazırlandığını da gün gibi ortaya koyuyor.
Bu haberi deşelim. Bildiğiniz gibi Sümeyye Hanım siyasete hazırlanıyor. Bir yerlere tırmanması için olağanüstü bir özelliğinin olmadığını hemen herkes bilmekte. Salt bu yüzden Sümeyye Hanım’ın öne çıkarılarak kabul görmesi gerekiyor. Yoksa AKP içinden rahatsız edici çatlak seslerin geleceği düşünüldüğü için hiç değil Sümeyye Hanım’ın şansının biraz parlatılması gerekiyor. Daha da önemlisi böylesi bir mağduriyet yaratılmalı ki, birileri bu siyasete giriş olayına daha rahat destekler verebilsin. Yoksa bizim bildiğimiz paraları sıfırlama hüneri dışında Sümeyye Hanım’ın gördüğümüz çok da dikkat çekici özellikleri yok.
Öteden beri AKP içinde Recep Tayyip Erdoğan sonuna kadar güveneceği kiseler görmek istiyor. Her ne kadar Ahmet Davutoğlu yapıtığı açıklamada Recep Tayyip Erdoğan’la sadece dünyada değil, ahrette de kardeşliğinin süreceğini söylediyse de, bu sözler; Recep Tayyip Erdoğan’ı yeterince tatmin etmiş değildir. İşte bu yüzden sonuna kadar güveneceği kimselerin AKP içinde ya Truva atı olarak ya da en tepesinde bulunmasını istiyor. Kızı Sümeyye Hanım’dan daha çok güveneceği birisini bulması ise düşünülemez bile. İşte bu nedenlerle Sümeyye Hanım gündeme getirildi bu bir.
İkincisi ise Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere AKP iktidarının önde gelenleri omuzlarında ağır suçlamaları taşıyorlar. Öyle ki, bu suçlamalar yüzünden hemen her gün kayıp hanelerine yeni şeyler yazılıyor. Eğer böyle giderse onlar da biliyorlar ki, seçimleri kazanmaları ve bu yolla iktidarda kalmaları oldukça zorlaşacak. Recep Tayyip Erdoğan bu gerçekler ışığında hareket edip ailesine yönelik yeni mağduriyetlerden söz ederek öncelikle AKP’lilerin duygularına, devamında ise AKP’yi terketmeye başlayanlara seslenerek AKP’deki kanamayı durdurmak istiyor.
Eğer, AKP başkanlık sistemini kabul ettirecek bir çoğunlukla meclise gelip Anayasa’yı değiştirmeye gücü yetmezse Recep Tayyip Erdoğan’da biliyor ki, kendisine oturduğu koltuk dar gelecektir. Bu yüzden de, kendisinden sıtkı sıyrılmışları yeniden özllikle kendi çevresinde AKP’yi destekleyen kimseler olarak tutmak istiyor ve AKP’ye de ben olmazsam siz hiçbir şeysiniz mesajı vererek çizgiden çıkacaklara uyarıda bulunuyor ki, kadir kıymet bilmeyenler hızaya gelsinler.
Recep Tayyip Erdoğan Elazığ’da konuştu. Anayasa’nın değiştirilmesi için 400 milletvekili istedi. Kime istedi? Bazıları parti ismi saymadı diyerek sözümona Recep Tayyip Erdoğan’a tarafsızlık donu biçmek istiyorlar ama kimse aptal değildir, bu sözlerle hangi partinin işaret edildiği çok belli. Neymiş efendim bu sistem bize dar geliyormuş. Bize Türk tipi başkanlık sistemi gerekliymiş. Gerçi bu sistem Türkiye’ye değil de Recep Tayyip Erdoğan’a dar geliyor ama bunu söyleyebilir mi? söyleyemez.
Gerçekten de olağan işleyen bir parlamenter sistemde bunca yolsuzlukların, faşizan uygulamaların, iç ve dış siyasette çuvallamaların sonucunda ayakta kalmak olası olmadığına göre; Recep Tayyip Erdoğan’a astığı astık, kestiği kestik bir diktatörlük gerekiyor ki, bu da ancak binbir alavere dalavereyle olasıdır.
Sümeyye Hanım’a yönelik süikast haberleri de bu alavere dalaverelerden birisidir.
Dolayısı ile bunca suç ancak ve ancak kuyruklu yalanlarla kapatılır ki, şimdi dipten doruğa bu zihniyete daha çok kuyruklu yalan gerekecek daha çok…