Yazan: Turgut Koçak 26 Temmuz 2020
Hemen pek çok çevreden Ayasofya açılışı sırasında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın elinde kılıç ve sancakla hutbeye çıkması ve hutbede söylediği sözler büyük tepki topladı.
Bu tepkiler karşısında bir süre suskun kalan Ali Erbaş Hürriyet Gazetesi’ne bu konuda açıklamalarda bulunmuş. Şu an Hürriyet Gazetesini kim yönetiyor biliyorsunuz. Yaptığı programlar nedeniyle dinci ve milliyetçi çevrelerin tepkisini topladığı için evine giderken evrile çevrile dövülen Ahmet Hakan’ın aklı başına geldi. Aman dedi, yaman dedi, ben ettim siz etmeyin bir daha çizgiden çıkmayacağına yemin etmiş olmalıydı ki yerini korudu ve şimdi AKP ve saray iktidarınca ele geçirilen Hürriyet gazetesinin en sözü geçen adamı oluverdi.
İşte bu gazeteye Ali Erbaş demeç verip Ayasofya açılışı sırasında söylediği sözlerde Mustafa Kemal Atatürk’ü kastetmediğini, inançlarında ölülerin arkasından ancak dua edilebileceğini söyleyerek geri adım atmaya çalışmışsa da merdi kıpti hesabı sirkatini söylemiş.
Şimdi bizler bu kişilerin sözlerine bakacağız ve şöyle düşüneceğiz öyle mi? Adam aslında birilerine hakaret etmiyormuş, ölülerin arkasından dua edecek kadar zengin bir ruh halihe sahipmiş.
Değil tabi. Bizler kimin ağzından çıkan sözle neyi kast ettiğini iyi biliyoruz. Kaldı ki bazen söz bile neyin ne olduğunu anlatmaya yetmeyebilir. İnsan nasıl bir iş tutmaktadır ona bakılır ona.
Şu Kadir Mısıroğlu denilen sahte tarihçiyi bu toplum az konuşmadı. Onun ağzından çıkan sözleri işitince belki de pek çoğumuz olmaz, bu kadar da olmaz diye düşündük. Onun tarih bilgisi nasıldı? Nasıl olacak, “Keşke Kurtuluş Savaşı başarılı olmasaydı da Yunanlılar kazansaydı” diyecek kadar sığdı. Bu sığlık üzerinden onca laf etti. Onca çevresine zehir saçıp hakaretlerde bulundu.
Peki, bu kişiyi arkalayanlar kimlerdi?
Hulusi Akar’ından elinde kılçla hutbeye çıkan Ali Erbaş’a kadar kimler yoktu ki kimler değil mi? İşte bu yüzdendir ki birilerinin geri adım atma gayretlerini yutacak kadar saf değiliz.
Yıkılmış gitmiş hem de hukukla ilintisi bile olmayan Osmanlı hukuk anlayışı ile kimse ahkam kesmeye kalkamaz, kalkmamalıdır, kalkarsa eğer adının başında cumhuriyet olan savcılar harekete geçmelidir diyeceğim de kaleleri zaptedilmiş bir ülkede kim ne adına ve nasıl harekete geçecek değil mi? Ama tarih bilenler için tam da içinde bulunulan zorluklar ne kadar kötü olursa olsun bu gibilerin karşısına nasıl dikilmek gerektiğini de biz tarihten öğrenmiyor muyuz. Bugünü görmüş ve bu sözleri söylemiş olan Mustafa Kemal Atatürk’ün öngörüsü karşısında hangi palavraların arkasına saklanabilirsiniz ki değil mi?
Saklansanız bile durumun ne olacağını bidiğinizi bilmiyor muyuz?
Evet, çağrılı önemli kişiler Ayasofya’daydı. Üstelik her fırsatta Atatürk’ün adını dillerinden düşürmeyen kuvvet komutanları da oradaydılar ama açıktan açığa lanet okuyan azğı yani Ali Erbaş’ı dinlerken niye kıllarını kıpırdatmadılar acaba? Siz bunlarla ülkenin kalelerinin korunacağına inanıyor musunuz? Uzun zamandır içlerine Fetöcüler doluşurken, sınavlarıdan tutun da terfiye kadar her şey Fetö cemaatinin olurundan geçerken seslerini çıkarmayıp yerlerinde kalan insanlarla mı başarılı olunacak?
Kandırılmış, harpokulu öğrencilerine müebbet cezalar kesilirken aynı kafada olanların patır patır terfi etmeleri size hiç güven veriyor mu?
Artık Türkiye daha keskin dolambaçlı yola girmiş bulunmaktadır. Bu dolambaçlı yol boyunca iktidarın kimbilir daha kaç oyunu ve uygulamalarıyla karşılaşacağız?
Ama söyleyelim kendileri her yanlarıyla iyi bilenen kimselerin arkasına dizilip Cuma namazı kılmak için isimlerinden söz ettirenlerin tutum ve davranışlarıyla hiçbir şey başarılamaz. Diyelim ki bizim yazıp çizdiklerimiz sade inançlı inşaları da hedefliyor gibi alınıyor olabilir fakat biz asla onları hedeflemiyoruz.
Bazılarına diyoruz ki inanıyorsanız, inançlarınızın gereğini dağda da taşta da yerine getirebilirsiz ama iyice zıvanadan çıkmışların arkasına dizilerek ne inançlı olduğunuzu anlatmanız olasıdır ne de inançlı olursunuz.
Artık sizlerin turnusolü bellidir ya Allah’la kandıranların arkasına dizilip kötülük vanasının sonuna kadar açılmasını sağlayacaksınız ya yollarınızı ayırıp kötülük vanasını kapatanların yanında yer alacaksınız.
Yoksa son pişmanlık kimseye yarar getirmez kimseye…