Yazan: Turgut Koçak 22 Nisan 2021
Bir partinin grup toplantısı var. Parti’nin genel başkanı konuşuyor. Hani şu ‘128 milyar dolar nerede’ diye CHP bir tartışma başlattı ya işte muhterem de tam buraya parmak basıyor ve “Bay Kemal’in ne büyük bir yalancı olduğunu” örnekleriyle gözlerimizin önüne seriyor.
Peki, nasıl seriyor?
Gazeteci Sedef Kabaş Hitler’in Propaganda Bakanı Göbels’i anlattığı bir programını örnek göstererek Kemal Kılıçtaroğlu’na akıl hocalığı ettiğine vurgu yaparak söylüyor söyleyeceğini.
Aman efendim yalan öyle büyük söylenmeliymiş ki üstelik de sıkça yinelenerek toplum buna inandırılabilirmiş. Kılıçdaroğlu da tıpkı öyle yapıyor, ‘128 milyar dolar nerede?’ diye sorarak yalanların en kocamanını söylüyormuş.
Kılıçdaroğlu hesap uzmanı hesap uzmanı olmasına da bu konulara aklı erecek bir kişi değilmiş. Paralar harcanması gerekiyormuş, harcanması gereken yerlere harcanmış, işte o kadar. Eh durum bu olunca da Kılıçdaroğlu, tamam ikna oldum diyecek değil ya bu kez de harcanması gerektiği yerleri soruyor haklı olarak.
Kekeleye mekeleye verilen yanıtlar var da aklını peynir ekmekle yiyenler bile bu harcamayı olağan göremez.
Niye mi?
Söylendiğine göre; altın ithal edilmiş bilmem kaç milyar dolarına. Bu altınlar da şimdi vatandaşın evindeymiş. Bu yalanın küçüğü olsa gerek.
Bazı yabancı şirketlere ödenmesi gereken paralar varmış onlar da alıp çıkmışlar dışarı. Hani Türkiye yolgeçen hanı ya insanlar 3 getiriyor 5 götürüyor. İş o kadar basit yani.
Sonra bazı kurumların dış borçları (şirketlerin) ödemeleri için onlara verilmiş. Ne kadar ilginç değil mi? Memlekette bazı şirketler dış borçlarını ödeyecekler doğru devlet kapısına koşuyorlar ve dolarları düşük kurdan alarak borçlarını ödüyorlarmış. Peki, bu şirketler hangi şirketler ola? Bu şirketlere devlet ne gibi garantiler vermiş olmalı ki bu şirketler ucuza dolar alıp borçlarını ödeyebiliyor?
Kamu bankalarına giden dolarlar ise artık nasıl kullanılmışsa kullanılmış.
Siz olsanız böyle bir durumu nasıl yorumlarsınız? Ben şöyle düşünüyorum. Merkez Bankası’nın görünmez bir yerine hortum bağlanmış, paralar arka kapıdan oynaya güle gidip sahiplerini buluyor.
Şimdi bizden yukarıdaki söylenenlere inanmamız bekleniyor. Bu yüzden de öyle kocaman yalanlar söyleniyor ki Göbels’in yapıp ettikleriyle tıpatıp aynı. Eee bu yafta hiç ilişkisi olmayan “Bay Kemal”e nasıl yakıştırılıyor öyleyse? Ne diyeyim onu da siz düşünün artık.
Ama ben size bir şey söyleyeyim: Dün akşam Toroslar var ya Akdeniz’in üstüne devrilmiş. Yalnız bir mucize olmuş. Kocaman kocaman şehirlere ve de en küçük yerleşim birimlerine hiçbir şey olmamış. Nasıl mı devrilen dağlar buraların çevresinden dolaşmış.
Şu Allah’ın mucizesine bakın bir. Kocaman kocaman dağlar Akdeniz’in üstüne devriliyor da bir kişinin bile burnu kanamıyor. Şimdi sen gel de Yüce Mevla için hikmetinden sual olunmaz deme demeyebilirsen… Eee bu yalan ne kadar büyük ve çırılçıplaksa AKP ve saray iktidarının “128 milyar dolar nerede?” Sorusuna verilen yanıtları da yalan o kadar büyük ve çıplak…
Şimdi söyler misiniz; kim Göbels’in yolundan giderek yığınları kandırmaya çalışıyor dersiniz ha kim?