YALAN EKTİNİZ YIKIM BİÇECEKSİNİZ

Yazan: Turgut Koçak 24 Mayıs 2013

İngiltere’nin başkenti Londra’da kışla yakınlarında bir asker, iki kişinin saldırısı sonucu öldürüldü. İngiliz polisi olayın terörist bir saldırı olduğundan şüphelenirken İngiltere Başbakanı David Cameron Fransa gezisini yarıda keserek hükümeti acil ulusal güvenlik toplantısı yapmak üzere topladı.

Bu haberi herkes üzerinde dura dura okumalı çıkarılması gereken dersleri de çıkarmalıdır. Niçin diyorsanız; bildiğiniz gibi Reyhanlı’da patlatılan bombalar sonucu 100’e yakın yurttaşımız feci şekilde yaşamlarını yitirmişler. Recep Tayyip Erdoğan iktidarının bakanları ve kendisi ise hemen olayı başka alanlara çekerek düzmece failler uydurmuşlardı. İş bununla da kalmadı. Recep Tayyip Erdoğan Reyhanlı’daki patlamadan sonra Amerika gezisi için daha iki günü olmasına karşın Reyhanlı’ya gitmedi, hiçbir şey yokmuşçasına kalkıp Amerika’ya gitti. Orada Obama ile basına mutlu pozlar verip programını sonuna kadar tamamlamadan da yurda dönmedi.

Oysa İngiltere’de bir askerin kışla yakınlarında iki kişi tarafından katledilmesini ise İngiltere Başbakanı David Cameron saldırıyı “şok edici” olarak niteleyip Fransa gezisini yarıda keserek ülkesine döndü ve hükümeti acil ulusal güvenlik toplantısı yapmak üzere topladı. Reyhanlı’da 100’e yakın yurttaşımız yaşamını yitiriyor Recep Tayyip Erdoğan’ın kılı bile kıpırdamıyor. Yok, yok hakkını yemeyelim suçu Suriye’nin üstüne atmak için önce demeçler veriyor, arkasından da bakanları aynı kervana katılarak kamuoyunu yanlış bilgilendirmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Yukarıdaki iki olayı karşılaştırdığımız zaman önemli bir nitelik farkından söz edebiliriz. İngiltere bir askerinin bile öldürülmesini bu denli önemserken Recep Tayyip Erdoğan’ın 11 yıllık iktidarı döneminde pek çok asker, polis, ve sivilin terör eylemi ile yaşamanı yitirmeleri karşısındaki bu denli vurdumduymaz oluşunu nasıl açıklayabiliriz? Kimilerine sorarsanız bunun nedeni doğulu bir kültürden kaynaklanmaktadır. Ama gerçek hiç de böyle değildir. Gerçek emperyalist dünya ile işbirliği yapıyor olmaktan kaynaklanan suç ortaklığıdır. Suriye olayında da Recep Tayyip Erdoğan ve iktidarı emperyalist güçlerin istediği yönde davranmış ve boğazına kadar suça batmıştır. Reyhanlı’daki kanlı terör eyleminin nedeni de emperyalist güçlerle girilen ortaklık olup El Nusra’sından, El Kaidesi’ne kadar da Suriye yönetimine karşı kullanılmak üzere Türkiye topraklarında konuşlandırılıp, beslenip silahlandırarak Suriye’de eylem yapmalarına olanak sağlanmasından kaynaklanmaktadır. İktidar bunca desteğin karşısında kendisini şok edecek bir eylemle karşılaşmış olmanın şaşkınlığı içinde olduğu için suçu destekledikleri İslami terör örgütlerinin yapmış olacağına bir türlü inanmıyor, dahası inansa kendisi de tonganın altına gideceğini iyi biliyor. Bu yüzden de Reyhanlı olayında iktidar kör parmağım kör gözüne hesabı davranarak suçu başka yerlerde aramaya devam ediyor.

Şu redhack’ın açıkladığı belge sonrasında ilk tepki bilindiği gibi Dışişleri Bakanı A. Davuitoğlu’ndan geldi. Ona göre failler bulunmuştu, boşu boşuna kafa karıştırılıyordu. Benzer bir açıklama da İçişleri Bakanı Muammer Güler tarafından geldi. O da suçluların yakalandığından söz ettiği gibi Redhack’a belgenin jandarma içinden verildiğini hatta bu belgeyi veren kişinin de tutuklandığını söylüyor. Al sana kirli bilgi, yersen yersin…

Son olarak sahneye Erdoğan çıkıyor. Jandarma istihbaratının belgesini kast ederek basına bir kez daha haddini bildirerek her önünüze gelen şeyin yazılmamasını söylüyor. Öyle ya jandarma istihbaratının belgesi önemsiz ve öylesine bir belge sanki. Sayın Başbakan; ülkede yandaş olmayan basın bırakmadın daha ne istiyorsun? En iyisi şu medyayı ya hepten yasakla, ya da sadece sizin emrinizde ve denetiminizde hareket eden hale getir ki, siz de kurtulun bizde kurtulalım.

Ha ayın 30’undaki Reyhanlı ziyaretinizi 25’ine çekmişsiniz. Niye zahmet ediyorsunuz. Gitseniz ne olacak gitmeseniz ne olacak? Olan olmuş bir kere. Hem bizden uyarması yanına 5 bin kadar polis almayı unutma, ne olur ne olmaz daha Reyhanlıların acısı taze. Olur ya Reyhanlılar sizi protesto etmeye kalkmakla kalmaz mazallah size zarar vermeye de kalkabilirler.

Neyse bizim Reyhanlılara bir önerimiz var. Recep Tayyip Erdoğan’ın geldiği gün hiçbiriniz sokağa çıkmayın. İşinize gitmeyin, işyerinizi açmayın. Recep Tayyip Erdoğan da polisi ve devlet görevlileri ile Reyhanlı’ya gelip devletin görevlileriyle boş sokakları dolanıp geri Ankara’ya dönsün. Yeminle söylüyorum bundan daha iyi tepki olmaz. Hem bu tepki ile öfkenizi de dizginlemiş olursunuz hem de istediğiniz tepkiyi göstermiş olursunuz.

Gelelim BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın söylediklerine. Canın sağolsun yeter ki sen iste, sana daha ne Lazkiyeler verilir ne Lazkiyeler. İnsan’da biraz utanma arlanma olur, neymiş beyefendiye deniz gerekirmiş.

Öyle mi acaba?

Yoksa Amerika ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Kuzey Irak’tan Akdeniz’e kadar açılacak bir koridorun dolaylı savunması mı?

Neyse yeni yazgınız hayırlı olsun…