YALAN, DOLAN. NUMARA…

Yazan: Turgut Koçak 17 Mart 2020

Sabah gazetesinin başlığına bakın sonra da oturup her şeyi bir güzel düşünün. Düşünün çünkü bu gazete size başka bir şey anlatmak istiyor.

Nasıl bir başlık atmış Sabah?

“DEVLETE GÜVENİYORUM KURALLARA UYUYORUM”

Altında da bazı kişilere sözüm ona sorular sorulmuş yanıtlar alınmış. Alınan yanıtların hepsi fotokopiden çıkmış gibi. Denmek isteniyor ki AKP ve saray iktidarı süper. O kadar hızlı kararlar aldılar ki bütün dünya bize gıpta ediyor.

Peki, gerçekler öyle mi acaba?

Önce alınan tedbirlere bakalım. Bütün dünyada konuşulur ve corona virüs yayılırken bizdeki iktidar hiç oralı bile değildi. Sonra virüs dünyanın dört bir yanına yayıldı ve ölüm vakaları görülmeye başlandı. Her yanımız bu tehlike ile sarılmışken bile bugün övülmeye kalkılan bu iktidar, Suriye ve de başka ülkelerden ülkemize gelmiş olan yabancıları Yunanistan sınırlarına yığıp AB ülkelerine had bildirmekle meşguldü. Olup bitenleri hepimiz gözlerimizle gördük fakat Yunanistan’da bütün bu zorlamalara karşın, sınırlarından içeriye kimseyi sokmamakta kararlıydı ve sokmadılar da. Sonra da yabancılar oraya geldikleri gibi geri çekildiler. Şimdi ise bambaşka bir sorunla uğraşıyoruz, o da corona virüs olayı.

Bu virüs herkeste vardı da bizde niye yoktu diye sorulurken birden var olduğu ortaya çıktı ve hasta sayıları da birer ikişer açıklanmaya başlandı. Sayının kaç olduğunun ne önemi vardı ki? Birer ikişer açıklanır, sonra da toplum kanıksar hale geldikten sonra hasta sayısı ha beş olmuş ha bin beş yüz olmuş ne fark ederdi. Bu virüsten acaba ölenlerimiz de olmuş muydu? Bu konuda yetkililer şimdilik bir şey söylemiş değiller ama Sağlık Bakanı Koca’nın söylediklerinden neyin ne olacağını çoktan anladık biz. Koca’ya göre nasıl hastalar olduysa ölenler de olabilirdi. Yani alışın denilmek isteniyor şimdiden rakamlara.

Gelelim Sabah gazetesi denilen gazetenin ‘DEVLETE GÜVENİYORUM TEDBİRLERİMİ ALIYORUM’ lafına. Aslında bu lafı devlet falan diye kekelemeye gerek yok. Bize söylenen şudur siz Recep Tayyip Erdoğan’a güvenin gerisini merak etmeyin. Nasıl hoşunuza gitti mi? Bu anlayış nasıl bir berbat anlayış ki en zor konumlarda olduğumuz zaman bile iktidar lehine bir şeylere dönüştürülmek istenen bir kafa ile karşı karşıya kalmaktan bıktık usandık dersem abartmış mı olurum?

Alınan tedbirlere gelince; bu hastalıkla ilgilenen yeterli merkezler mi var? Bizce yok. Ya peki, eğitilmiş bir sağlık ordumuz mu mevcut, ya da ne bileyim bu konuda haydi göreve denildiğinde elimizde ne kadar işin ehli sağlıkçı bulunuyor? O da yok. Tanı pozitif mi ya da negatif mi ortaya çıkaracak kaç yerde laboratuarlarımız bulunuyor. Sağlık Bakanı bazı rakamlardan söz etti, sadece söz etti o kadar? Birçok kentimizde bu işler için ayrılmış donanımlı hastaneler mi hazırlandı? Ne gezer, gelişigüzel orayı burayı boşaltıp karantina yerleri haline çeviriyorlar. Yurtlar bunun en güzel örneği. Yurtlarda karantina altına alınanlara ne gibi sağlık kontrolleri yapılabiliyor ya da yapılabiliyor mu? Bu konuyu da geçelim çünkü fasa fiso.

Yıldırım hızıyla alınan tedbirler var elbette. O da tam anlamıyla polisiye tedbirler dersek eksiğini söylemiş oluruz, fazlasını değil. Say babam say, bir sürü iş yerleri kapatılacak. O yasak, bu yasak. Sonra gün gelecek sokağa çıkmak da yasak olursa hiç mi hiç şaşırmayız. Çünkü İyi Parti böyle bir yasağı önermiş bile. Hani AKP ve saray iktidarının istediği bir gözdü corona virüs olayı onlara iki göz değil dört göz sundu. Bundan böyle işsizlikmiş, yığınların borcu, harcı, elektriği, doğalgazı, aşıymış geçin efendim bütün bunları, konuşmaya ne gerek var corona virüs derdi varken bunları mı konuşacağız. Bu ülkenin iş dünyası ise gerçekten sopalık. Neden derseniz onlar da açıklamalar yapmışlar kendilerince. Neymiş efendim işler iyi gidiyormuş ama virüs çıkmış kısa sürede toparlanırmışız. Yahu Allah’ın belaları, madem işler iyi gidiyordu niye onca insanı sokağa attınız? Ya da niye işsizlik bu ülkede kol geziyor? Siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz? AKP ve saray iktidarı sizi çok mu yemledi, bu yüzden mi her şey tozpembe görülsün istiyorsunuz?

Evet, işyerleri kapalı. Kim ekmeğini aşını nasıl kazanacak? Çalışanlar kapı önüne konulmayacak mı? Konuldu bunların evine ekmek, aş gerekli değil mi? Bakın okulları tatil ettiniz, özel okullar sözleşmeli öğretmenlerin maaşlarını bile kesiverdi. Bu çarkın nasıl döndürüleceğini sanıyorsunuz siz söyler misiniz? Paralı köprülerinizden geçenlerin sayısı azaldıkça azaldı. Paralı havaalanlarınıza uçak inmez oldu. Ama siz yap işlet devret modeli ile garanti verdiğiniz yandaş şirketlerin parasını kesebiliyor musunuz? Kesemezsiniz, ödersiniz çünkü onlar size gerekli. Peki, üç kuruşluk maaşı olanlara niye dünyayı dar ediyorsunuz? Son bir şey daha sorayım. Sizler Umreye patır patır insan gönderirken bilmiyor muydunuz corona virüs denilen şey Umre’yi mumreyi dinlemez. Şimdi kalkmışsınız 30-40 bin insan için karantina derdine düşmüşsünüz ya onlara bile yaranamıyorsunuz? Öyle ya onları gönderirken aklınız neredeydi, şimdi onları oraya buraya yerleştirip yalıtmaya çalışarak iş bitiren gözükmeye çalışıyorsunuz niye?

Bu söylediklerimden tedbir alınmasın, bize bir şey olmaz anlayışı çıkarılmasın ama biz biliyoruz ki sizlerin yapıp ettikleri sadece gösterişten ibaret.

Bir başka deyişle

YALAN; DOLAN; NUMARA…

Hani bir de kimsenin gıkını çıkarmadığı bir düzen kurarsanız var ya artık bu ülkenin gök kubbesinin altında inim inim şeriat naraları atabilirsiniz diyeceğim de bunu da yapamayacaksınız, çünkü bu narayı size attırmayız be adamlar attırmayız.