Yazan: Turgut Koçak 30 Mayıs 2022
AKP ve saray iktidarının ülkenin hiçbir sorununu çözmesi olası değil. İşbaşına geldiği günden bu yana üretimi bir kenara bırakan ve elde ne kadar gereksinimleri karşılayan fabrika, kurum ve kuruluş varsa özelleştirip satan iktidar dışalımı doludizgin sürdürdüğü için cari açık arttıkça arttı, bu gidişe bir de vurgun, talan, hırsızlık, ihale yolsuzluğu eklendiğinden Türkiye ekonomisi yere çakılıverdi. Enflasyon Nas falan dinlemedi tavan yaptı. Gıda ürünlerinde ve temel gereksinim mallarında enflasyon dile getirilen rakamların da üstüne çıkarak ekonomiye baş aşağı takla attırdı.
Bu çöküşün arkasından bizzat Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından duyduğumuz söz ise akılları baştan aldı. Almasın mı, söze bakın yanıtını siz verin o zaman.
“Birileri çıkıp ‘aç kaldık’ diyor. Vicdansızlık yapmayın. Aç kalan falan yok”
İktidar gerçekten şaka gibi. İşbaşına geldiği günden bu yana bütün yatırımlar betona yapıldı. Deyim yerindeyse paralar betona gömülerek elde edilecek ranttan medet umuldu. Peki tamam da bu anlayışın sonuçları ne oldu dersiniz? Birileri üretime hiçbir fayda sağlamayan bir anlayışla varsa elindeki paraları konuta yatırdı ve yüzlerce konut alarak başladı buradan çıkaracağı paraları beklemeye. İyi de bu konut politikasıyla yurttaşlar konut sahibi yapılmayacak mıydı? Öyle denildi denildi de sonuç öyle olmadı. İyi gitmeyen ekonomi yüzünden TL’nin değeri düştükçe düştü dolar tavan yaptı. Arka kapıdan birileri ucuza dolarlar alarak vurgun vurdu. Sonuçta da Merkez Bankası cızlamı çekti ve döviz rezervleri eksilere düştü.
İktidar çamura saplanan politikalarından ders alması gerekirken almadığı gibi aynı su da sayısız kez yıkanmaya kalkarak zaten suya girdiğinde kirliydi sudan çıktığında da daha da kirlenmiş oldu. Değişen bir şey yok. İktidar son olarak yeni bir adım atacakmış o da yine hazine arazilerinin satışı şeklinde yürüyecekmiş. Yani ev sahibi olmak isteyenler orman, göl, deniz fark etmiyor konut sahibi olmak için arsa alacakmış sonra da ev sahibi olacakmış.
Yurttaşta ev sahibi olmak için arsa alma gücü kalmadı kalmasına da haydi diyelim kırdı, döktü, canı çıktı aldı. Peki, buraya konutu nasıl yaptıracak? Sizlerin hiç inşat malzemelerinin tavan yapmasından dolayı inşaatın neye mal olacağından hiç mi haberiniz yok. Tamam, bunu iktidar da biliyor bilmesine de onun muradı vurabildiği kadar vurgun vurmak ve para kaynakları yaratarak şu kısa seçim aralığında yurttaşlara bir güzellik yaratıyormuş havasına yatarak oyunu kapmak. Bunun için de AKP ve saray iktidarı bir kez daha kıyılarımızı, ormanlarımızı, göl ve ırmak çevrelerini, önemli hazine arazilerini satarak hem rant yaratmak istiyor hem de doğaya bir hançer daha vurulmuş oluyor böylece. Bu adımdan sonra elbette yeni bir inşaat yapımı furyasının başlatılacağını unutmamak gerekiyor. Bu adımların sonucunda da elde avuçta ne varsa rantçılara peşkeş çekilmesi için paralar bir kez daha betona gömülmüş olacak.
Peki, bu yolla yurttaş konut sahibi olabilecek mi? Ne gezer! Bu yeni politika yurttaşların konut sahibi olması için değil, yabancılara üretilen konutların satılmasına yönelik. Çünkü kimsenin milyon lira para verip de konut sahibi olma gücü yık.
Şimdi siz şöyle bir oturun, arkanıza yaslanın ve düşünün. Ülkemizde bulunan yabancıların durumu tartışıldığında iktidarın ilk aklına gelen şey ne? Konut yaparım onlara satarım. Hatta parası olanlara bu yolla vatandaşlık da veririm. Bir taşla iki kuş Ne güzel değil mi? Sonra Suriyeli göçmenleri kendi ülkelerine gönderir güvenli yerlere yerleştiririm onların barınması için de inşaat baronlarını harekete geçirir işime bakarım. Yahu ne olur bir kez de aklınıza şu inşaat işi gelmesin. Sizin yapmanız gereken hiç mi iş yok da bu vurgun yolunu seçiyorsunuz. Seçerken de doğaya getireceğiniz yıkım sizin hiç mi içinizi sızlatmıyor.
Yok arkadaşlar yok, bizler bu lafları gerçekten de laf olsun torba dolsun diye yapıyoruz. Hiç kapitalizmi tek seçenek olarak kabul etmiş olanların vicdanı bizim söylediklerimize el verir mi? Bu olanaksız bir şey.
Bizler de bu yüzden sizi eleştirme yolundan çok sizin sermaye iktidarınızı nasıl yıkacağımızı konuşacağız. Gün gelecek bizim dediğimiz olacak sizler de tıpkı çıkrık gibi tarihin çöp sepetine atılıp gideceksiniz. Çünkü sizlerin politikası insan, doğa, hak, eşitlik, adaletten yana değil.
Öyleyse bizim de sizin düzeninizi başınıza yıkmamız analarımızın ak sütü kadar bize helal, anlıyor musunuz helal…