VURGUN VE ÇEVRE DÜŞMANLIĞI

Yazan: Turgut Koçak 4 Mayıs 2021

İkizdere’nin duyarlı çevreleri dün olduğu gibi bugün de toprakları, suları, havaları ve yeşillikleri için direniyorlar. Bizler, İkizdere halkının direnişinin ilk kez tanığı değiliz. Bu yüzden de kuşku yok ki vurgun ve çevre düşmanlığına karşı direnişleri bizlerin de direnişidir.

Görünenlere baktığımız zaman ortada açıkça iktidarın bu ülkenin varlıklarına karşı kendi yandaşlarını zengin etmek için bir saldırısı söz konusudur. Jandarma halka silah çeker, onları yerlerde sürükler, gözaltına alır. Direnenlerin haklarını savunan avukatlara ise binbir zorluk çıkarmak için salgın bahane edilir. Salgın halka karşı bir silah olarak kullanılırken İkizdere’deki taşocağını işletmesi için yandaş Mehmet Cengiz’e salgın yokmuş gibi davranılır. Özetle iktidar direnen İkizdere halkının direncini kırmak için her yola başvurur ama İkizdere halkına da bir türlü geri adım attırılamaz.

Neymiş, Rize’de yapılması düşünülen Lojistik Merkez ve Liman Projesi için gerekli dolgu malzemesi gerekliymiş. Köylünün toprağı bu yüzden Cengiz İnşaat’a peşkeş çekilmiş. Bu yüzden de bölgede su kaynakları, ormanlar, yaban hayvanları özetle doğa ağır bir tehdit altında. Köylülerin geçim sıkıntısı da cabası. Jandarma koruması altında buralara dozerler sokuldu. Dünya genelinde korunması gereken 200 vadiden birisi olduğu dikkate bile alınmadı. Şimdi burası iktidarın en iyi bildiği inşaat sahasına dönüştürülüp burada doğal yaşam yok edilmek isteniyor.

Bütün Türkiye’de olduğu gibi İkizdere’de de korkunç bir doğa katliamı söz konusu. Bu yüzdendir ki iktidara dur diye seslenen, bizi yok edemezsin diyen, suyuma, arıma, balığıma dokunma, akan çaylarımız kuruyacak diye feryat eden köylülerin sesi kısılmak isteniyor.

Bugün dünyanın her yerinde olduğu gibi doğamızı yok etmek isteyen, ekoloji düşmanlığına karşı mücadeleler de giderek yükselmektedir. Sermaye güçleri kazançlarından başka hiçbir şeyi önemsemedikleri için doğamızı yok etmekten de çekinmiyorlar. Artık çevre bilinci yavaş yavaşta olsa oluşan tüm yurttaşlara karşı gerçekle hiç de bağdaşmayan propagandalar yapmak gibi bir kurnazlığa sarılan iktidar mücadele içinde olanları dış güçlerin oyununa gelenler olarak suçladıkları gibi akla hayale gelmeyecek suçlamalarda da bulunarak sürdürülen mücadeleyi kırmak istemektedirler. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi üstüne üstlük bir de mücadele edenlere karşı salgın bahanesi ile cezalar kesilmekte direnenlerin dirençleri kırılmak istenmektedir. Bugün İkizdere halkı direniyorsa o direnişe ülkenin her yanından ses yükseltmemiz bir görevdir ve de bu görevden asla ama asla kaçınmamalıyız. Yoksa ülkemizin en değerli yerleri Mehmet Cengiz gibilere peşkeş çekilir bizler de sadece seyirci kalarak suçlulara suç ortaklığı etmiş oluruz.

Böyle giderse bu gözü aç sermaye sürüsü ne soframızdan elini çekecektir ne de bize yaşam hakkı tanıyacaktır.