VELİ GÜRCAN’I ANARKEN

Yazan: Turgut Koçak 29 Ocak 2022

Veli Gürcan’ın bu partide görev almasından yaşamını yitirdiği güne kadar parti içinde nasıl sevilip yayıldığını hemen hemen bilmeyen yoktur. Kavel’in Kara Veli’sini anarken tanıyanların onun hakkında olumlu şeyler söyleyeceklerini biliyoruz. Fakat bir şey var ki işte o şeyi asla unutamayız. O da TSİP’i tarih sahnesinden silmek isteyenlerin sahte ve renksiz yanları. Bu kişiler aşamadıkları tepenin arkasından dolanmayı hep kendilerine ilke edinmişlerdir. Bu yüzden de Veli Gürcan’ı Veli Gürcan yapan hiç kuşku yok ki örgütlü bir komünist olmasıdır. Partisi de elbette Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’dir.

Denizden bir balık çıkarıldığında nasıl soluk alamaz ve ölürse Veli Gürcan gibilerinin de örgütünden koparılması aynı şeydir. Veli Gürcan’ı bu söylediklerimizle tabi ki de tabulaştıracak değiliz ama onun kimliği ve kişiliği ile konuşmaya başladığımızda söyleyecek sözlerimizin olduğu da bir gerçektir. Veli Gürcan’ın kimi kendini bilmezlerce zaman zaman küçümsendiği ve gözden düşürülmek istendiği olmuştur. Bu bilgiler tabi ki de parti belleğinde kayıtlıdır. Ki onun için “Ağzı gevşek”, “Kapalı çalışmaya uygun değildir” diyenler karşılaştıkları ilk sınavda sınıfta kalmışlardır.

1985 operasyonunda Veli Gürcan’da yakalananlar arasındadır. Ki İstanbul’da yakalanıp da üç ay gibi kısa süre içinde bırakılmaları kuşkusuz partimiz tarihi açısından önemlidir fakat biz hiçbir şeyi bu bırakılmayla hatta birilerinin konuşmuş olmasıyla da açıklamıyoruz. Bizim için en önemli nokta içerdeyken bu operasyonda tutuklanan ve en kötü sınav veren birisinin kendisini yine de partinin önemli yerinde görmesini asla kabul edemeyiz. Dahası siyaseti bırakmışlar koğuşuna gitmesini ve bazı arkadaşlarımızı da oraya davet etmesini unutmadık unutmayız da. Bu fikre karşı çıkan ve koğuşunda kalan Veli Gürcan’ı da unutmayız tabi ki de. Hele mahkemeye giderken Veli Gürcan siyaseti bırakmışların koğuşuna gitmedi diye partiden atmaya kalkan silikleşmişliğin öznesi haline gelmiş olan kişiyi ve sonraki yıllarda oynadığı rolü de unutmayız. Bütün bunları birileri bilmeli ki bu bilgiler parti belleğine silinmez bir şekilde kazılıdır.

Evet, Veli Gürcan başlangıçta bizimle tutum almamıştır ama onunla insani ilişkilerimiz hiç mi hiç kesilmiş değildir. Partimizin yeniden açılışında en yaşlı üye olarak parti Genel Kurulu’nda yerini almış anlamlı konuşmasıyla genel kurula katılanları coşkulandırmıştır. Bunlar da parti belleğinde yazılıdır.

Dönem içinde kimi gelgitleri olmuştur. Ancak Veli Gürcan artık parti üyesidir ve parti çalışmalarına eylemli bir şekilde katılması için kendisini Senirkent’e gidip davet ettiğimizde davetimizi geri çevirmek gibi bir eğilim asla göstermemiş, partiyi canla başla örgütleyeceğine söz vermiştir. Zaten bu olaydan kısa süre sonra da hastalanmış ve yaşamını yitirmiştir. Eğer yaşamını yitirmemiş olsaydı biliyorum ki partili olup da bugün aramızda bulunmayan pek çok kişinin hedefinde olacaktı kesin. Ama ölüm yıldönümü dolayısıyla yazılar döşenenleri okuyorum da gerçekten durumu anlamakta cidden zorlanıyorum.

Niye derseniz, artık ölüler nasıl olsa konuşamaz. O konuşamayan kişi ise Veli Gürcan. Hani bir sözü vardı anımsıyor musunuz bilemem söz şöyle: Adamı mezarından bile çıkarıp yargılarlar. İşte bu söz bazılarının hep aklını kurcalıyordur inanıyorum. Çünkü bazıları TSİP’e ve sosyalizme hançer saplamışlardır ki işte onlar Gürcan’ın sözlerinde olduğu gibi tarihe yargılanacaklar listesinde geçirilmiştir.

Yanlış anlaşılmasın bizlerin kimseye ne kişisel kini vardır ne de özel bir nedene bağlı olarak insanlara düşmanlık besleriz ama sosyalizme ve partiye hançer saplayanları asla unutmayız asla.

Son söz: Eğer Veli Gürcan TSİP’lilerin Kara Veli’si ise bu doğrudur ama TSİP’lilerin Kara Veli’sidir. Hainlerin, döneklerin ve arkasından dümen çevirenlerin Veli ile ne yoldaşlığı olur ne de insandaşlığı.

Çünkü Veli Gürcan partiliydi, komünistti.

Partinin insan damarıydı.