UTANMAZLIK

Yazan: Turgut Koçak 3 Nisan 2015

AKP iktidarı artık öyle tehlikeli boyutlara geldi ki, eğer bu iktidardan bir an önce kurtulunmazsa bu iktidarın bedeli Türkiye için de Türkiye’de yaşayan yurttaşlar için de çok ağır olacaktır. Ülkemizde adalet duygusunu köküyle kömçeğiyle ortadan kaldırmış bir iktidarla karşı karşıyayız. Kuşku yok ki, böyle iktidarlar döneminde umutsuzluk toplumun her katına yayılır. Çağlayan Adliyesi’nde savcının katledilmesi eylemini kim ya da hangi örgüt üstlenirse üstlensin bu eylemin haklı yanı olmamakla birlikte bu eylem aynı zamanda da umutsuzluk eylemidir. Bir başka deyişle adalet duygusu bir toplumda kırıntısına kadar yok edilmişse insanların canından başka ortaya koyacak bir şeyleri de kalmamış demektir.

Bilindiği gibi Berkin Elvan 14 yaşında bir çocuktu. Polis tarafından gaz kapsülü ile başından vuruldu ve uzun süre komada kaldıktan sonra yaşamını yitirdi. Olayın yaşandığı süreç içinde ve sonrasında Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bütün AKP’lilerin bir kez olsun ağızlarından insani tek bir sözcük çıkmadı. Miting meydanlarında toplanan kalabalığa Berkin Elvan’ın annesini yuhalatan da Recep Tayyip Erdoğan’ın ta kendisiydi. Bu ülkede yargı yerindeydi, iktidar yerindeydi ama Berkin Elvan nasıl vuruldu, kimler tarafından vuruldu, olayın içinde kastilik var mıydı bir türlü yargının önüne kanıtlar getirilemedi. Sonrasında yaşanan ve DHKP-C’liler tarafından hiç onaylamadığımız savcının rehin alınması ve rehin alanların da savcı ile birlikte yaşamlarını yitirmeleri gerçekleşti.

Yaşanan bunca olaya karşın ne Recep Tayyip Erdoğan ne de AKP ve AKP’nin sözde başındaki kişi Ahmet Davutoğlu yaşananlardan ders almış değildi. Onlar bu olayı nasıl siyasi çıkarlarımız için kullanırız ve inişe geçen AKP’nin erimesini nasıl durdurabiliriz düşüncesnde+

olduklarından başkaca bir şey düşünemez haldeydiler.. Nitekim olaya yaklaşımları, demokratik hak ve özgürlükler konusundaki düşünceleri bir kez daha bu olayla birlikte yeniden dile getirildi. Yaşananlar bu kadar mıydı? Elbette değil.

Cenazeevine giden Recep Tayyip Erdoğan, oraya çağırılmış kılık kıyafetleri birbirinin benzeri kalabalık tarafından oranın cenazeevi olduğu unutularak sloganlar atılıp alkışlandı. Recep Tayyip Erdoğan ise kaptı mikrofonu artık Allah ne verdiyse söyledi geçti.

Yine oraya giden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise kılık ve kıyafetleri aynı bindirilmiş güruh tarafından yuhalandı. Kılıçdaroğlu Recep Tayyip Erdoğan’ın aksine bir cenaze evinde gösterilmesi gereken adabın milim dışına çıkmayarak taziye çadırında 15 dakika kaldıktan sonra oradan ayrıldı. Ayıbı gerçekleştiren güruhun ayıbının aksine özür dileyen ne yazık ki, acılı babaydı. Demek ki, insanoğlu ne kadar acılı olursa olsun özünde insan hamuru taşıyorsa acısına karşın özünü yitirmiyor, toplama AKP’lilerin aksine insanlığını bir an bile elden unutmayabiliyordu.

Peki, AKP’lilerin Kılıçdaroğlu’na karşı bu tavırları niyeydi? Böyle bir davranış sergilemekle neyi amaçlıyorlardı?

Yukarıda da belirttiğim gibi AKP eriyor, 7 Haziran tarihine kadar daha da eriyeceğine hepimiz tanık olacağız. Bu yüzden de erimeyi durdurmak ve savcı olayını bile CHP’nin üzerine yıkarak toplumda her zaman olduğu gibi bir kez daha algı değişikliği yaratmak ve uçuruma yuvarlanmaktan ve kendisine hesap sorulmasından kurtulmak istiyordu hepsi bu.

Ayrıca adliyede savcıyı rehin alan DHKP-C’li Şafak Yayla’nın cenazesi ise Giresun’un Çanakçı ilçesi Karabörk Köyünde toprağa verildi. Şafak Yayla toprağa verilmeden önce cenaze arabasını ve Şafak Yayla’nın evini taşlayan bir grubu ise jandarma müdahale ederek engelledi. Bu olay kimseye olağanmış gibi görülmemelidir. Daha başka olaylar gibi bu olayda bilinmeli ki AKP iktidarının bir kışkırtmasıdır. Çünkü ortada bir cenaze söz konusudur ve yakınını yitirmiş bir aile vardır. Birileri ise çıkmış kime ya da kimlere yaranmak istiyorsa kışkırtıcı bir davranışta bulunmayı kendisine görev saymıştır. Aslına bakarsanız bu olay çok daha kışkırtıcı ve insanları birbirlerine düşürücü mahiyettedir. Bundan böyle birileri benzer olaylarda çıkıp daha vahım sonuçları olacak olaylar yaratırlarsa kimse şaşırmamalıdır. AKP tarafından tırmandırılmak istenen olayların vahameti öyle büyük ki, bundan böyle siyaseten parçalanmış toplumlar yollarını, kahvelerini, camilerini, her şeylerini hatta mezarlarını bile ayıracak ve birbirlerine selam vermeyecek hale geleceklerdir. Önümüzdeki günlerde AKP’nin taktik ve stratejisi budur çünkü başkaca iktidarda kalmak için hiçbir yolları kalmamıştır.

Artık AKP utanmazlığın en tepe noktasındadır.

Utanmazlığın en tepe noktasında bulunanların kuracakları rejim de, olsa olsa insan etinden ve kanından beslenen bir rejim olabilir.

Gerisi ise hava civadır.