UNUTMA!

Yazan: Turgut Koçak 9 Mart 2014

“ABD’nin ırak’ta savaşan kahraman bay ve bayan askerlerin en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en az zamanda dönmeleri temennisi ile duacıyız”

“we further hope and pray that the brave young men and women return home with the lowest possible casualties, and the suffering in iraq ends as soon as possible.

recep tayyip erdoğan (31.03.2003 - wall street journal)

Yukarıda söylenen sözler Recep Tayyip Erdoğan’a aittir ve bu sözler 31.03 2003 tarihinde Wall Street Journal’de yayınlanmıştır.

Peki, Recep Tayyip Erdoğan’ın kahraman olarak nitelediği, ülkelerine en az zayiatla dönmeleri için dua ettiği Amerika’nın bay ve bayan askerleri Irak’ta neler yaptı, şimdi kısaca bunlara bir göz atalım.

Önce Birinci ve İkinci Körfez Savaşı sırasında Amerika 500 bine yakın Irak askerini savaş gemilerinden ve havadan bombalayarak çöle gömdü. Bunu bir tarafa not edelim. Sonra Irak’ın işgali gündeme geldi. Amerika Iraka asker sokmadan önce başta Bağdat olmak üzere öteki tüm önemli kentlerini gece gündüz bombalayarak cehenneme çevirdi. Irak askeri güçlerinin belini kırdıktan sonra da Irak’a asker çıkardı. İşbirlikçilerin ve koalisyon ortakları arasında yer alan başta İngiltere olmak üzere öteki ülkelerle birlikte Irak’ın tepesine çullanıldı. Bu saatte sonra Irak’ta kanlı bir katliama tanık olduk. Kadınlar, çocuklar, siviller biner biner öldürüldü. Kadınlara tecavüz edildi, tutuklamalar arka arkaya geldi. Tutuklananlara öyle işkenceler yapıldı ki, hâlâ o işkence fotoğraflarına baktığımız zaman tüylerimiz diken diken olur ve insanlığımızdan utanırız.

Bu gerçeklere karşın nasıl olmaktadır da Recep Tayyip Erdoğan hiç sıkılmadan yukarıdaki sözleri söyleyebilir? Bu çevreler ağızlarını açtıkları zaman Müslümanlığı kimseye bırakmazken bu sözleri söyleyen birini bağırlarına basıyor olmaları nasıl bir şeydir acaba? Recep Tayyip Erdoğan’ın “kahraman” ilan ettiği Amerikan askerleri değil midir 5 milyona yakın insanı katleden, kadınlara tecavüz edip yüzbinlerce insana ağır işkenceler yapan? Irak’ta işlenen insanlık suçu niçin ve ne adına sahiplenilir ve Amerikan askerlerine övgü düzüp ülkelerine sağ salim dönmeleri için dua edilir?

Başka söze gerek yoktur. Recep Tayyip Erdoğan’ın nasıl bir insan olduğunu anlamak için bu sözler yeter de artar bile. Tabi bir de bu sözleri söyleyecek kadar bu zatı muhteremin gözünü döndüren şey nedir sizce? Amerika kendisine ne gibi vaadlerde bulunmuştur da vicdanını bir yana bırakıp bu sözleri söylemiştir?

Recep Tayyip Erdoğan’ın bu sözleri söylemesinin nedeni o zaman da belliydi, şimdi çok daha bellidir. Recep Tayyip Erdoğan, iktidar koltuğuna tartışmasız bir şekilde Amerika tarafından oturtulmuştur. İşte bu sözlerin söylenmesinin nedeni iktidar koltuğuna oturtulmanın sonucu yani minnet borcudur. Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidar olduğundan bugüne kadar izlersek ne akıl almaz sözler söylemiş ne akıl almaz davranışlarda bulunmuştur. Bunları hepimiz biliriz. ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı olması, sonrasında ise ABD’nin bölgede giriştiği tüm operasyonların suç ortağı olarak görev alması öyle laf olsun diye ortaya konulan bir davranış olarak görülmemelidir.

Bütün bunların sonrasında kendisini “dünya lideri” olarak görmesi boşuna değildir. Onu bu noktaya itenler gerçeği iyi bilmektedirler. İşte böylesine şu dağları ben yarattım kişiliğine dönüşen bir Recep Tayyip Erdoğan’la karşı karşıyaydık artık. Madem böyle bir kişidir, her şeyi yapabilme gücü niye olmayacakmış, o da öyle davrandı. Ben yaptım oldu dedi. Yargıyı bertaraf etti. İhaleleri istediği gibi ayarladı. Rüşvet, irtikap, nüfuz ticareti, koruma kollama, çalma çırpma artık muhteremin doğal haline dönüştü. Kendisine karşı çıkanlar için her türlü baskı ve zulüm makinesi hazırdı.

Böyle böyle geldik bugüne. Bir de baktık ki, Başbakan koltuğunda oturan kişi meğer bir diktatörmüş.

İmam Hatip Lisesi’nde çıkan birisi süreç içinde nasıl hırsıza dönüşürmüş onun da tanığı olduk. Bugün nereye gitseniz meydanlar “hırsız” sloganı ile inliyor. O zatı muhteremse tehditle, santajla, baskı ve zulümle, özgürlükleri ortadan kaldırarak her şeyi düzelteceğini sanıyor. Göreceksiniz artık Recep Tayyip Erdoğan’ın işi bitmiştir. Bundan sonrası partisinin ve kendisinin hesap verme dönemi olarak gündeme gelecek. Unutmayalım, İstanbul yoluna düşen İstanbul’a varır, İstanbul yoluna düşenin daha Erzurum’a varmasına hiç tanık olunmamıştır.

Recep Tayyip Amerikan askerlerine dua ile yola çıkmış ve bugün tam bir diktatöre dönüşmüştür.

Burada şaşılacak bir şey yoktur.

Ebegümeci kökünün üstünde dut ağacı bitmez.