Yazan: Turgut Koçak 1 Aralık 2021
MHP haritayı pusulayı iyice şaşırdı. Artık savunabileceği hiçbir şeyi kalmadığı için sadece önüne geleni tehdit ediyor. Buradan da sanıyor ki bir sonuç elde edebilecek? Bu durumda insanın aklına neler gelmiyor neler? Bir kez her açıdan ayakta duramaz hale gelmiş bir cumhur ittifakı var. Bu ittifakın en yerinde eleştirilere bile katlanacak hali kalmadığı için ister istemez sırtlan gibi dişlerini gösterip duruyorlar. AKP çevresinde kümelenmiş olan kefenli fedailer ve gayrimeşru olarak SADAT gibi oluşturulmuş güçlerin yanına ülkücüleri de katarsak sanırız halkı susturabiliriz diye düşünüyor olmalılar ki Bahçeli oraya buraya tehditler yağdırıp duruyor.
Önceki gün partisinin grup toplantısında CHP’ye diyor ki “siz 128 milyar doları bırakın da kendi adamlıklarınıza bakın!” Gördüğünüz gibi 128 liradan falan söz etmiyoruz tamı tamına 128 milyar dolardan söz ediyoruz. Sizce bu konuda Bahçeli niye kaşınmıştır dersiniz? Yoksa bu paraların önemli bir bölümünün üzerine de MHP’liler ve ülkücüler mi çökmüşler ki bu para ile başkalarının adamlıklarını ölçen içi boş ama tehdit içeren sözlere başvuruyor Bahçeli? Ya da Türkeş’le ilgili bir vakfın toplantısını basan ülkücülerin salona nasıl gelip nasıl gittiklerini gördük. Maşallah polis korumasında geldiler, olay çıkarıp polis korumasında da çıkıp gittiler. Gerçi böyle bir vakfın bizim için çok da anlamı yok ancak bu vakfa atıf yapılara Mansur Yavaş’ın tehdit edilmesi olayını da sadece Mansur Yavaş’la sınırlı olarak göremeyiz. Ne diyor Bahçeli; “Mansur Yavaş, ülkücülerin nefesini ensesinde hissedecek haydi…!”
Bu konuda konuşan Türkeş’in eşi ise MHP ile ilgili Türkiye’nin geleceği açısından öyle sözler ediyor ki bu gerçeği de göz ardı etmemek gerekiyor. Öyle ya MHP’nin 12 Eylül öncesi yüklendiği görev sonrasında işin ucunun nerelere dayandığını bilmeyen var mı? Kontrgerilla ile iş tutan ve ülkede iç savaş girişimlerinde bulunan bir parti yüzünden 5000’nin üzerinde yurttaş siyasi cinayetlerin kurbanı olmadı mı? Eğer MHP davası bilinçli bir şekilde zaman aşımına uğratılmasaydı bu sözünü ettiğimiz konularda biliyoruz ki partinin en üst kademelerinden tutun da en aşağıdaki birimlerine kadar çoğu ceza almaktan kurtulamayacaktı.
Bugün de durum değişmiş değildir. MHP kendisini dün nerede konumlandırıyorsa bugün de aşağı yukarı aynı yerde konumlandırmakta bu nedenle de mafya bozuntularını da arkasına demiyorum yanına alarak yığınlara yönelik korkutma ve yıldırma çabalarında bulunmaktadır. Bu yüzden de MHP’nin bu ve buna benzer çıkışlarını iyi okumak gerekli olup bu kesimlere asla pabuç bırakılmamalıdır.
Bir önemli noktada şudur: AKP ve saray iktidarı ekonominin iplerini iyice elinden kaçırmış bulunmaktadır. Bu kafayla da toparlanacak ne gücü vardır ne de toparlanma diye bir derdi. Ülkenin elinde bulunan bütün fabrikaları, kurum ve kuruluşları yabancıları satılmış durumdadır. Öyle ki artık elde satacak bir şey kalmadığından sıra ülkenin en değerli arazilerine ve topraklarına gelmiştir. Zaten öteden beri, benzer politikalar bu iktidar tarafından hep uygulanagelmiştir. Dün düşman ilan edilen BAE ile canciğer kuzu sarması olunması yadırgadığımız bir şey değildir fakat bu iktidarın da haritasının ve pusulasının olmadığını gösteren en önemli örnektir.
Yıkıcı politikaların ülke ekonomisi üzerinde çarpıcı etkileri söz konusu olmuştur. Dolayısı ile bugüne kadar izlenen politikalardan tam anlamıyla dönülmediği sürece üretimi önceleyen bir ekonomik uygulamaya geçilmesinin olanağı yoktur.
Bu politika ne kadar sürdürülürse çöküş de o oranda artarak devam edecektir. TL. söylenenin aksine dibine kadar değer yitirecek, vurgun vuranın çalıp çırpan çalıp çırpanın elinde kalacaktır ki halkın yoksulluktan ve gelecekten umudu iyice tükenecektir. Ya da halk bu iktidara hak ettiği yanıtı verecek bu iktidarı nasıl geldiyse öyle göndererek bu uzun öyküye bir son verip yeni bir mücadele başlatarak kendi emeğine sahip çıkarak yıkımın önüne geçecektir. Bu gerçek bilindiğindendir ki halka başka hiçbir diyeceği olmayanlar ortalıkta dayılanıp durmaktadırlar.
Ama ne demişler?
“El mi yaman, Bey mi?”
Beyin değil halkın tehditçilerden daha yaman olduğunu birileri bu kez kesinlikle anlayacaklardır. Bu da bizim değerlendirmemiz…