Yazan: Turgut Koçak 10 Ağustos 2020
Ülke resmen cehennem ateşinin içine düşmüş yanıyor. Üç kuruş daha ucuza bir şeyler almak için kadınlar pazarda basmadık yer bırakmadıkları için ayaklarına kara sular inmiş canlarından bezmişler.
Şu an asgari ücretle çalışan bir işçi öyle emin ki yarın kapının önüne konulacağından bu yüzden içinde depremler oluyor.
Kira, yiyecek, içecek, elektrik, su vb. faturalar nasıl ödeyecek insanlar salt bu yüzden geceleri yataklarında uyuyamıyorlar. Virüs yüzünden değil halkımızın büyük bir kısmı zaten kendisini eve hapsetmiş. Dışarı çocuğu ile çıksa dondurma isteyecek, çukulata isteyecek diye ödleri kopuyor. Okullar bitirmiş kocaman kocaman kızlarımız oğullarımız iş bulamadıkları için mahcup ve umarsız utanç içinde analarının babalarının yüzüne bakamıyorlar. İş arayanlar her gün evlerine başı önde dönüyor. Dükkanını açıp da siftah yapamayan esnaflarımız var.
Milyonlarca insanımız umutsuzluk ve gelecek korkusu ile kıvım kıvım kıvranıyor. Yani sizin anlayacağınız halkımız aç, susuz yoksul bir avuç vurguncu ise şaşa içinde yaşıyor. İtibardan ödün vermeyen sarayın harcamaları her gün biraz daha artıyor ve faturalarını bizler ödüyoruz. Ancak milyonların ne yaşadıkları dertleri bile değil fakat nasıl olmuşsa bunlar Türkiye’yi uçurmuşlar. Ne sorsanız biz yaptık diyecek kadar da pervasızlaşmışlar. Yapıp ettiklerinin ne hesabının farkındalar ne de hesabını dert ediniyorlar.
Tek kişinin yönetimine geçilsin bir, görün neler olacaktı neler. En başta da doların nefesi kesilecekti fakat kesile kesile yoksulun nefesi kesildi. Bütün bu gerçeklere karşın yine de birileri uçtuyduk, kaçtıydık lafı edip bizleri de yabancıların hesabına çalışan hainler gibi gösterme uğraşısından an bile geri adım atmıyor.
Dolar gelmiş 7,5 liraya dayanmış, yurttaşlar şaşkın, yetkililerden bir açıklama bekliyorlar ama bu konuda ağızlarına fermuar çekip suskunlaşmışlar. Şaşkınlıkları geçince de yine dış güçler gevelemesine başlamışlar. Halkın beklentilerine yanıt verecekleri yerde tonga altına gideceğini düşündükleri Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın arkasına dizilip sosyal medyada yaranmak için yarışa girmişler. Öyle ya geç kalırlar da bir üzerlerine çizgi çekilirse ne olacak hiç fikriniz var mı?
Ülke yanmış yıkılmış, fiyatlar almış başını gitmiş, işsizlik gırılaymış, milyonlar büyük bir umarsızlığın içine düşmüş dertleri bile değil.
Sosyal medyada trollüğe soyunup ortalığa dökülmüşler.
Ne diyorlar?
‘BeratAlbayrakYanındayız.’ Üzüleni mi dersiniz, yağcılıkta yeryüzü şampiyonluğuna soyunanı mı dersiniz hepsi bunlarda. Merkez Bankası bunlar yüzünden rezervlerini tüketmiş bunlar bile üzüntüden ölecekler Berat Albayrak’a bir şey olacak diye. Nihayet kayınpeder sahip çıktı da içlerine biraz su serpildi.
Bu destekleme listesini zenginleştirenler kimlermiş bir bakalım isterseniz…
Bunların hepsi de bir elleri yağda, bir elleri balda yaşayanlar…
Bir ara Aile Bakanı olan ve sülalesini devlet kurumlarına dolduran kimse…
Tıpkı Mehmet Cengiz gibi halkımızın “anasını bellemek”ten söz eden kişiye benzer ekonomik yıkıma tepki gösteren halka ‘Köpekler’ diyen AKP milletvekili. Bir kamu bankasına yönetim kurulu üyesi olarak atanan güreşçi beyefendi. Bilmem kaç yerden maaş alan AKP’nin ballı yandaşları. Ayrıca maaşlı trol görevini yapan troller…
Bakın bugünlerini Berat Albayrak’a borçlu olan bakanlar zaman geçirmeksizin atmışlar twitlerini.
Tarım Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Aile ve Sosyal İşlerden Sorumlu Bakan Zehra Zümrüt Selçuk, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ticaret Bakanı Nuhsar Pekcan, Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, Enerji Bakanı Fatih Dönmez, Milli Eğtimi Bakanı Ziya Selçuk desteklerini esirgemediler. Diğerlerinden Twit mivit gelmedi ama diken üstünde olmadıkları da söylenemez. Niye derseniz Recep Tayyip Erdoğan Cuma namazından çıktı ve damadının dağ gibi arkasında olduğunu açıklayıverdi. Bunca yıkım karşısında Türkiye uçuşta diyebildi ya artık söz bitmişti… Birde yetişemedikleri üzüme korun diyenler vardı ki kendileri durmadan yetkin üzümler yerken halk napsın koruk demesin de değil mi?
Bakın bu sözlerden sonra nasıl bir gelişme olmuş bir de onu görelim:
Süleyman Soylu yazmış. “Birimiz hepimiz, hepimiz Türkiye için. #BeratAlbayrakınYanındayız.”
Abdulhamit Gül, “Güçlü ve büyük Türkiye yürüyüşümüzde #BeratAlbayrakınYanındayız.”
Mevlüt Çavuşoğlu yurtdışından destek çıkmış. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Aksoy ve Sanayi Bakanı Mustafa Varank da dış güçler’ mavalını okumuş.
Şimdi anladınız mı şu bakan denilen koca koca insanların ağırlığının kaç çektiğini. Bu isimlerin çoğunu belki de hiç duymamışsınızdır. Bunlar yüzünden Pazar yeri geze geze ayaklarınıza kara sular indiğinin de farkında değilsinizdir ama bunlar var ya bunlar, her şeyin farkındalar.
Sizi ne yerine koyduklarının farkında olmayan sadece sizlersiniz.
Türkiye uçuyormuş, nasıl iyi mi?