TURUŞUCULUK DAVASI

Yazan: Turgut Koçak 18 Eylül 2021

Ensar Vakfı var ya Ensar Vakfı işte bu vakfı besleyip büyüten AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi oldu. Belediye elden gidince ortalıkta kalacak değildi ya şimdi de bu vakfı şu kuruluşlar arkalamaya ve arkasında durmaya başladılar.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Türkiye Diyanet Vakfı’na, Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’na, Dışişleri Bakanlığı’ndan Milli Eğitim Bakanlığı’na devletin birçok kurumu Ensar Vakfı’nı desteklemek için sıraya girdiler. Bu vakıf ki sayısız çocuk istismarı ile anılan bir vakıf olup onca suç dosyası ve yargılamalarıyla bilinen bir vakıftır.

Şimdi bu vakıf, Türkiye Ulusal Ajansı tarafından Avrupa Birliği Erasmus Programı Gençlik Diyaloğu’nca desteklenen proje kapsamında, Sakarya ve Afyon İşkur Şube Müdürlüğü, İzmir Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Osmaniye Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından desteklendi. Avrupa birliğinin parasıyla bakın nasıl bir proje gerçekleştirmiş?

“Gençlik Fısıltıları Projesi Çalıştayı”.

Bu isimle bir proje gerçekleştirmek ilginç gelmiyor mu size? Doğru bana oldukça ilginç geliyor. Bu işler Osmanlıcılık kafasıyla götürülüyor da unutulan şeylere bakın bir. Bunların yaşamında ne Rönesans ne reform ne 1789 Fransız Devrimi, buharın sanayide kullanılması, matbaa hiçbir şey Osmanlı’nın 700 yıllık yaşamında yok da gel de sen Osmanlı hayranlarına anlat nasıl anlatırsan.

Palavra denilince akla AKP ve saray iktidarı geliyor. Bir düşünseniz ya bunlara göre Cumhuriyet döneminde pek bir şey yapılmamış. Sanki onca fabrikalar ve kurum ve kuruluşlar hiç mi hiç yok. Teknolojik olarak da gelişmemişiz çünkü niye ülke içinde iç çekişmeler yaşanıyormuş. Yani AKP ve saray iktidarına kalırsa treni kaçırmışız ama bu defa kaçırmayacakmışız. Böyle inanıyorlar böyle söylüyorlar da hiç kendilerine ülkede kalmayan sanayi ve teknolojiyi sordukları yok.

Bir örnek verelim de şaşırın biraz. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğrenci ve öğretim üyeleri, Rektör Prof Dr. İbrahim Aydınlı’nın önderliğinde dualarla açılmış. Bu zevat hep birlikte el açıp dualarla turşu kurmuşlar. Yani sizin anlayacağınız turşu üniversitesinden söz ediyoruz. Bakın turşu bizim için önemliymiş, havacılık ve uzay işi de öyle.

Bugünlerde yaşadıklarımız havadan sudan şeyler değil. Bu dindar ve kindar kesim akıl almaz şeylere imza atıyor. Bu yüzden de küçücük kasabalara açılan üniversitelerin kadroları bomboş. Bazı üniversitelerin bölümlerine hiç öğrenci başvurusu bile olmamış. Malum böyle bir kafa ile yükseköğrenimde başarı kazanacağını düşünen bir anlayışla kuşatılmışız.

Bu yüzden ülkeye de yazık oluyor, çocuklarımıza da. Ama şurası hiç akıldan çıkarılmasın tarihte kesinlikle görülecek davaların arasında turşuculuk davası da olacaktır…

Biz söylemiş olalım da…