TURNUSOL KAĞIDI

Yazan: Turgut Koçak 17 Nisan 2014

Turnusol kağıdı bizim ülkemiz insanının günlük yaşamında çok kullanılır. Her ne kadar asit ve baz ayırımında kullanılırsa da, bir kişinin ne olup ne olmadığını anlatmak için turnusol kağıdını ağzımızdan hiç düşürmeyiz.

Biliyorsunuz mecliste MİT yasası görüşülüyor. Recep Tayyip Erdoğan bu yasayı geçirmek istiyor çünkü bu yasa yasalaştıktan sonra gerek kendisi gerekse bakanlar kurulu MİT’e her istediğini yaptırabilecek. Üstelik yasadışı uygulamaların büyük çoğunluğu bu yasaya dayanılarak gerçekleştirilecek. Öyle ki, bir sorun olduğunda ne mevcut yasalar ne de Anayasa ne de uluslararası yasalar bağlayıcı olmayacak MİT’le ilgili çıkarılan bu yasa uygulamada geçerli sayılacak. Bu yasanın da maşallahı var. MİT istediği opersayonu özgürce yapacağı gibi bu operasyonlarda ağır zararlara uğrayan yurttaşlar haklarını bile arayamayacaklardır. Bugüne kadar iç operasyonda pek kullanılmadığı söylensede bu doğru değildir, sınırlı da olsa kullanılmıştır. Ancak bundan böyle iç operasyonlarda da MİT’e sınırsız bir yetki söz konusudur.

Basında kimse MİT’le ilgili bir şey yazamayacak, yazanlar karşılığını hapis cezası olarak göreceklerdir. Dahası bu tür yazıyı yazan ya da konuşan kimse sadece kendisi sorumlu olmayacak gazete, dergi ve televizyonların sahibi ve genel yayın yönetmenleri de aynı sorumlulukla cezalandırılacaklardır. Yani işin özeti şudur, bundan böyle demokratik hak ve özgürlükler ihlal edilse, yaşam hakkı çiğnenip geçilse bile kimse ağzını açamayacaktır. Özet olarak çıkarılmak istenen bu yasa doğrudan faşist yönetimlerin gereksinimi olan bir yasa olup Recep Tayyip Erdoğan da bu gereksinimden hareketle bu yasayı çıkarmak istemektedir.

Mecliste bulunan muhalefet partileri ise MİT yasası ile ilgili tavır koymalarına karşın yasa maddeleri AKP çoğunluğu ile kolaylıkla geçirilmektedir. Bu yasaya en köklü eleştiriler ve karşı duruş ise bilindiği gibi CHP tarafından gelmektedir. CHP adına bu yasaya karşı görüşlerini belirten kimseler bu yasayı açık açık faşist bir yasa olarak değerlendirmekte ancak CHP muhalefetini sadece meclise kilitlediği için klasik muhalefet yapmanın ötesine geçememektedir. Bu yasa madem ki faşist bir yasadır o zaman CHP muhalefeti sadece mecliste değil, meclis dışında da halkı harekete geçirerek yapmak zorundadır. Çünkü faşizm artık kuralların ve yasaların tartışılmadığı bir rejim olup mecliste faşizan yöntemlere başvuran bir partiye meşru zemin kazandırmaktan öte bir işe yaramayacak, mecliste muhalefet yapılarak faşizm önelenemeyeceğine göre CHP’nin klasik muhalefeti de bir işe yaramış olmayacaktır.

Mecliste MHP de diktatöryal bir rejime doğru gidildiği tespitini yapıyor olsa ve de karşı çıkıyor görünse de MHP konumu gereği böylesi yasalardan hoşlanır. Bu yüzden de MİT yasasına sadece mecliste muhalefet eden MHP’nin muhalefeti de doyurucu olmaktan uzaktır.

Burada bizlerin dikkatini çeken en önemli olaysa başta Sırrı Sakık olmak üzere BDP’lilerin bu yasa konusunda kafalarının karışık olmasıdır. Sırrı Sakık bu yasaya ve Hakan Fidan’a sahip çıkarak ve uzun zamandır ölümler yaşanmıyor diyerek olumlu yaklaşım göstermektedir. Bu yaklaşımla birlikte AKP saflarına düşen tamamı olmasa da bir BDP gerçeği ile karşı karşıya kalmaktayız. Biz sosyalistlerin geçmişten bugüne soluğunu kesen ve sosyalistleri düşman noktasına koyup hareket eden bir MİT gerçeğinin neredeyse tarihimiz olduğunu iyi biliriz. Bugün de bu sözcükten hiç mi hiç hazzetmeyiz. Bununla birlikte BDP’nin bu anlaşılmaz tutumunu masaya yatırmak ve de işin nereye vardırılmak istendiğini iyi kavramak gerekir. Küçük hesaplar içinde bir şeyler elde edeceğini düşünen BDP’nin kimi milletvekillerinin bu tutumları karşısında solculuktan ve sosyalistlikten burunlarından kıl aldırmayanların oturup bir kez daha düşünmeleri ve yollarının nereye çıktığını görmeleri gerekir. Eğer görmüyorlarsa o zaman sol gevezeliğe de gerek kalmamıştır. Herkes seçimini ve rengini açık açık göstermelidir. Diyelim ki göstermedi o zaman da solcu ve sosyalist geçinmeyi de bir kenara bırakmalı ne iseler o olduklarını açık açık söylemelidirler.

Ben CNN’deki Şirin Payzın’ın programında söyledim.

HDP gibi partiler kurulmaz kurdurtulur.

Bu yüzden; kısa bir süre sonra da yeni bir oluşuma doğru yelken açılır ki, ne demişler; “o yalan bu yalan, var biraz da sen oyalan…”

Ne diyelim, zaman çok oyalanmaya devam…