TÜRKİYE’NİN AFGANİSTAN POLİTİKASI BİR KEZ DAHA MAYIN TARLASI

Yazan: Turgut Koçak 23 Ağustos 2021

Türkiye’nin Afganistan politikası dün ilginçti bugün çok daha ilginç. Afganistan’ı kan gölüne çevirmiş olan Taliban’a karşı duyulan yakınlık doğrusu göz yaşartıcı. AKP ve saray iktidarının Selefi-Vahabi hayranlığı hiç bitmiyor. Bugün Afganistan’ı elinde tutan Taliban Eylül başına kadar herkesin Afganistan’dan çekilmesini istedi. Kabil Havaalanı’nı elinde tutan Türkiye ise hala pazarlık peşinde. Ankara Taliban yanlısı görünerek orada kalmak istiyor.

AKP ve saray iktidarı tam anlamıyla kurnazca bir yol izliyor. Libya’da da biz sizdeniz bu yüzden burada kalmalıyız görüşünü dile getiren Ankara’ya Libya Dışişleri Bakanı Necla Menguş, Çavuşoğlu’nu konuk ettiği sırada Mayıs ayı başında TSK’nın da yabancılar gibi ülkeden çıkması gerektiğini söyledi.

Şimdi benzer bir durum Afganistan’da da söz konusu. Pek çok ülkenin çıkar peşinde koştuğu için Taliban’a yakın durmasını da açıkça görüyoruz. Türkiye ise bu anlayışa bir de inanç bakımından yakınlık ekleyerek yükünü daha da bir ağırlaştırmış bulunuyor. Malum Taliban bugün Kabil’i ele geçirmiş olsa da haklı olarak terörist örgüt listesinde.

Bugün Taliban’la ilgili herkesin kaygıları var. Bu kaygılar kimi zaman Afganistan’da körfez ülkeleri benzeri bir şeriat devletinin kurulması, kimi zaman kadınlara yönelik uygulamaların varacağı son nokta, kimilerine göre ise buradan bazı ülkelere militanlar gönderilip eylemler yapılacağı kaygısı ağır basıyor. Ancak kendilerini çağdaş görüp kadınlara Afganistan’da neler yapılacağını göreceksiniz bir süre sonra unutulup gidecek. Çin ve Amerika gibi ülkeler ise öyle görünüyor ki bazı garantiler almışlar bile. Türkiye ve bazı İslam ülkeleri ise dini yakınlıkları nedeniyle memnun görünüyorlar. Yine de ne olursa olsun Afganistan coğrafyasında işlerin durulmayacağı yönünde görüşler ağırlık kazanıyor.

Öyle görünüyor ki Afganistan’da kargaşa belki de denilebilir ki yeni başladı.

Emperyalist/kapitalist dünyanın esip yağdıkları yalan. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman Bakın ne diyor; Taliban’ın ‘temel insan haklarını ve Afgan halkının haklarını koruyup korumadığını izleleyeceğiz.’ Daha aptalcası da Amerika bundan böyle enerjisini Afgan kadınlarının eğitimi için harcayacakmış.

Peki, AB dış politika şefi Joseph Borrell ne buyurmuş? Savaşı kazanmış ya Taliban, bu nedenle Taliban’la konuşacaklarmış. “Çinlilerin ve Rusların Afganistan’da durumu kontrol altına almasına izin veremeyiz” diyerek tam bir ikiyüzlülük sergiliyor. Şimdi Suriye’ye boyun eğdiremeyen Batı Suriye ile hiçbir görüşmeye yanaşmazken terör örgütü Taliban’ı gördüğünüz gibi muhatap kabul ediyor.

Çin için daha önce görüşlerimizi yazdık. Çin Afganistan’daki olayı “savaşı Asyalılar kazandı” diyerek görüş belirtmişti fakat altında çok daha başka şeylerin olduğunu bizler biliyoruz. Rusya ise terör ihraç etmeme üzerinden konuyu ele alırken bu işin bu kadar basit olmadığı anlayışını da saklı tutuyor.

Türkiye’de ise hava bambaşkan. Bir yandan Afganistanlıların bizi seveceği üzerinden denklem kurulurken bir diğer yandan dan da İslami konuda benzerlik kartını da öne süren Türkiye hem kabil Havaalanı’nı kontrol edecek hem de Kabil’deki yabancı misyonların koruyuculuğunu üstlenecekti fakat her şey o kadar hızlı oldu ki bazı şeylerin bu yüzden yeniden konuşulması gerekecek.

Başka ülkelerin hesabı çeşitli nedenlere dayansa da Afganistan halkı için bir getirisi yok. Afganistan sorunu içinde rol alanlar kendi çıkarlarını kesin olarak iyi ölçüp iyi biçtiler diyebiliriz. Burada her nasıl olursa olsun kayıpla çıkacak olan sadece Türkiye olacaktır. Çünkü bir yandan göç yükü ile karşı karşıya kalacağız, bir yandan AKP’nin oya tahvil edeceğini düşündüğü yeni Osmanlıcı hayalleri Türkiye’nin başına çorap örecek.

Taliban’a öğretisel yakınlık ve bu politikaya bağlı olarak yapılacak harcamalar kesinlikle halkımıza çok ağır yükler getirecektir ülke için yaşamsam tehlikeleri de beraberinde getirecek.