TÜRKİYE SAVAŞA MI SÜRÜKLENİYOR?

Yazan: Turgut Koçak 11 Ağustos 2011

Dış basında Türkiye’nin Suriye’ye karşı savaş ilan edileceği yazıyor. Bunda şaşılacak bir şey yok. Çünkü bir ülkenin başbakanı çıkıp ‘Sabrımızın sonuna geldik”, “Suriye’deki olaylar bizim iç sorunumuzdur”, derse dış, iç farketmez basın da haklı olarak bu yönde yazılar yazar. Dolayısıyla böylesine nazik konularda bir başbakan ya da devlet yetkilisi konuşacaksa sözlerini dikkatli seçmelidir. Ancak biz bu sözlerin kullanılmasını dikkatsizliğe bağlamıyoruz. Gerçekler başka türlü. Yani bu sözleri söyleyene değil, söyletene bakacaksınız.

Bilindiği gibi Bay Tayyip, Libya’da yaşanan olaylarla ilgili olarak da tutarsız demeçler vermiş, sonuçta söylediğini değil, ABD emperyalistlerinin ve onların ortaklarının dediğine iki gün içinde gelivermiştir. “Libya’da NATO’nun ne işi var” diyen adam gitmiş, yerine savaş gemilerini NATO savaş uçaklarıyla birlikte Libya’ya gönderen adam gelivermişti. Artık o adam ki, emperyalizm adına emperyalizmin kılıcını sallayan kişidir. Şimdi Libya bombalanıyor. NATO uçakları binlerce Libyalıyı öldürdü. Bingazi’de hazırlanan işbirlikçiler onca desteğe karşın fos çıktılar. Oysa bu işbirlikçilere yine kendisi de işbirlikçi olan Bay Tayyip ve partisi AKP sahip çıkmış İstanbul’da bir sürü insanlık düşmanını toplayarak toplantı gerçekleştirip destek sunulmuştu. Ama işe yaramadı? Libyalı işbirlikçiler kendi aralarında bile anlaşamadılar. Parçalanıp bölündüler. Oysa Kaddafi güçleri onca bombardımana ve ablukaya karşın işbirlikçileri iyice köşeye sıkıştırdı bile.

Peki, Suriye ne olacak dersiniz? ABD emperyalistleri kuşkusuz Suriye’nin işini bitirmek istiyor. Ancak bunu yapacak güçlerinin de olduğu söylenemez. Bu yüzdendir ki, ABD adına bu işi birilerinin üstlenmesi gerek. O da Türkiye’den başkası olamaz. Çünkü Bay Tayyip’in iktidarı hemen her gün balon gibi şişirile şişirile patlama noktasına getirildi. Neymiş efendim; Türkiye artık bir dünya devletiymiş, güçlü ekonomilerden biriymiş. Bu sözler fasa fiso. Bu sözlerin arkasında emperyal olma özlemleri yatsa da maddi bir gerçekliği de yok, insaniliği de. Bu bağlamda Bay Tayyip’in ettiği sözler, partisinin izlediği politika özünde küresel sermayenin emirleri olarak görülmeli ve cepheden karşı çıkılmalıdır.

Amerika, İngiltere ve öteki AB ülkeleri bugün derin krizler yaşamaktadırlar. İngiltere’de yaşananlara baktığımız zaman emperyalist kapitalist ülkelerde neler yaşanabileceğini de üç aşağı beş yukarı görmekteyiz. Emperyalist ülkelerin oraya buraya müdahale mecali neredeyse kalmamıştır. Bununla birlikte küresel sermayenin bunalımdan çıkması için de savaşa ve başka ülkelere boyun eğdirmeye gereksinimi vardır. Bugün Suriye masada bu denli çok konuşuluyorsa küresel sermayenin bunalımdan çıkmasına hizmet edeceği düşünüldüğü içindir. Ancak başta Amerika, emperyalist ülkelerin Suriye’ye doğrudan müdahalesi yerine bunun Türkiye tarafından yapılmasının istendiği de bir gerçektir. Bay Tayyip’in hevesi de buradan kabarmakta ve savaş çığlıkları atan bir adamla karşılaşmaktayız.

Türkiye’nin çıkarları açısından Suriye’ye müdahalesini gerektiren bir durum söz konusu değildir. Burada bütün bu sözlerin edilmesinin nedeni doğrudan emperyalist güçlerin çıkarlarıdır. Konuşan Bay Tayyip olunca da ABD’nin taşeronluğunun üstlenildiği çok net olarak görülmektedir. Benzer eleştirilere Bay Tayyip’in yanıtı ne olursa olsun gerçek budur. Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun yaptığı açıklamalara gelince; baştan sona saptırmalarla doludur. Dolayısıyla güven duyulacak bir yanı da yoktur. Neymiş efendim; büyükelçimiz Hama’ya gitmiş, de bütün sokakları dolaşmış da, Cuma namazını kılmış da, rapor veriyormuş da, bu duruma göre hükümet tavrını belirleyecekmiş de, de, de, de. Madem Büyükelçimiz Cuma Namazına da gitmiş oradakilerle gösterilere de katılsaymış bari.

Ne diyelim size bilmem ki? Siz aslında büyükelçinin raporlarına göre de davranmazsınız ya, konuşuyorsunuz işte. Çünkü sizi bir tek dünyanın jandarmasının dediği ilgilendirir. Davutoğlu diyor ki, bizim görüşmemizden sonra tanklar Hama’dan çekildi. Bu da yalan. Çünkü tanklar Hama’dan zaten iki gün önce yani Davutoğlu’nun Beşar Esad’la görüşmesinden önce çekilmişti. Sözünüzün dinlenildiğini anlatmak istiyorsunuz değil mi Türkiye kamuoyuna? Yazıklar olsun ki size ne yazıklar olsun. Amerikan büyükelçisi Ricadione ile aynı paralelde yürüyorsunuz. Bunu dünyada biliyor Türkiye’de.

Kurnazlık edip Türkiye’yi savaşa sürmek istiyorsunuz siz. Hesap etmediğiniz o kadar çok şey var ki, gaflet içinde değilseniz kesinlikle bilin ki hıyanet içindesiniz. Göreceğiz taşeronluğunuzun sonucu ne olacak? Bir zamanlar bir koyup beş almak isteyen çok sevdiğiniz Turgut Özal’da sizin gibi aynı sevdadan gitti. Bir koyup beş almak heveslisiydi ama üçün birini bile alamadı. Türkiye’ye yirmi beş milyar dolar kazık giriverdi.

Bakalım sizin bu hareketinizin Türkiye’ye faturası ne olacak bekleyip göreceğiz.