TÜRK LİRASI KAYIPTA YURTTAŞ SEFALET İÇİNDE

Yazan: Turgut Koçak 22 Ekim 2020

Recep Tayyip Erdoğan’ın faizle ilgili söylediklerinin hepsi çökmüş durumda. Merkez Bankası bir kez daha faiz artırımına gidecekmiş. Peki, Bundan önceki başkanları Erdoğan niye görevden almıştı? Almıştı çünkü faizlerin düşürülmesi yönünde istekleri onlara kabul ettirememişti. Şimdi faizler arttırılacak, bu Merkez Bankası başkanı da söz dinlemiyor ne olacak peki?

Artış oranı 1,5 olarak düşünülüyormuş. Bu artış yaraya merhem olmayacağı düşünüldüğü için 3 puanlık bir artış da yapılabilirmiş. Ancak göreceksiniz bu artışların da bir işe yaramayacağını hemen hepimiz görecek ve tanığı olacağız.

Türk lirası hemen herkesin gözünde pula döndü. Bu yüzden de kimsenin dönüp de Türk Lirası’na baktığı yok. Çünkü sürekli eriyor. Türk Lirası’nın çekici olması için enflasyon kaç ise (ama gerçek enflasyon) onun üzerinde bir faiz verilmeli ki Türk Lirası çekiciliğini koruyabilsin bu da yapılamadığına göre her şey tıngır teneke baş aşağı yuvarlanıp gidiyor.

Hani sözünü ettiğimiz kapitalist ekonominin işleyiş kuralları var evet, eğer siz bu kurallara uymuyorsanız misliyle karşılığını da görürsünüz. Bu yüzden de ülkede ne enflasyon aşağı çekilir ne fiyatlar düşer ne de faiz tutulmak istenen noktada tutulabilir. Ülkede ekonominin düzeleceğine dair bir belirti de yoksa yıkım artarak devam eder.

Üstelik şu an AKP ve saray iktidarının dünden bugüne izlediği dış politika nedeniyle de savaşın eylemli olarak içinde değilsek bile sürekli olarak her an savaş olacakmış gibi bir gerçeğin öngünündeymişiz gibi yaşıyoruz. İktidarın yapıp edeceği başka bir yolu da kalmadığı için milliyetçilik ipi ile savaş tamtamları çalıp durarak iktidarının sürdürebileceğini de düşünüyor olması yüzünden TL’nin kötü yazgısı çizilmiş oluyor. Yani görüntüye bakıldığında bir güven ortamı finans çevrelerince de iç yatırımcılarca da görülmüyor. Dolayısı ile yatırım söz konusu olmadığından istihdam hedefi de tutturulmak şöyle dursun artacağı hesaplanan rakamların da kat kat üstüne çıkarak tam anlamıyla bir umutsuzluk havası ortalığı kasıp kavuruyor.

Bütçe sürekli açık veriyor. Yeni yılın bütçesinin de aynı şekilde açık vereceğini dünya alem biliyor zaten. Dolayısı ile Merkez bankası verilen faizin üstüne kaç puan eklerse eklesin tutturulup tutturulmayacağı tartışma konusuyken kim nasıl ve ne adına ülkemize döviz getirecek değil mi? Diyelim ki Batı’ya karşı bir tutum belirlendi, iktidar da yüzünü Rusya, Çin gibi ülkelere dönerek ekonominin işlemesi için yeni bir yol arayışına çıktı, Azerbaycan–Ermenistan çatışması sürerken AKP ve saray iktidarı da bu bağlamda doğrudan tarafken düşünülen bağlantı kurulabilir mi? Daha da önemli bir durum şudur; ABD, Yunanistan başta olmak üzere, Polonya, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna ve diğer Baltık ülkelerinde askeri olarak gücünü arttırmakta bir anlamda Türkiye’de Rusya nasıl kuşatma altına alınmak isteniyorsa Türkiye’nin de kuşatma altına alınmak istendiği gerçeğini düşünürsek nasıl olacak da TL’nin ateşi düşürülebilir ve değer kazanması olası olabilir düşünmek gerekmez mi?

Bir süre önce TL Dolar ve Avro karşısında eriyordu. Şu an yükselme durmuş gibi görünüyor. Bunun birinci nedeni doların bütün dünyada düşüyor olması, ikinci neden ise Merkez Bankası’nın faizleri yükselteceği yönünde mesajları bu duruma sebepte. Yine de ne yapılırsa yapılsın durumun düzeltileceğine dair küçücük bir güven yok. Ülkemizdeki politik havayı da buna kattığımızda demokrasinin kırıntısının bile olmayışı yüzünden bir başarı sağlanacağı söz konusu bile değil. Hem her ne kadar iktidar tersine şeyler söylese de iktidarın eskisi gibi rahat olmadığı iyi biliniyor. Dolarla mı maaş alıyorsunuz? Döviz kuru beni ilgilendirmiyor diyenlerin görüldüğü gibi ekonominin yasaları karşısında kılıçları ellerinden düşmüş bulunuyor.

Bu gerçekler ışığında AKP ve saray iktidarı işbaşında kaldığı sürece de ekonominin düzelmeyeceği gibi hiçbir şeyi de düzeltemeyeceğini yaşayarak göreceğiz.

Çünkü Türk lirası kayıpta, yurttaş sefalet içinde…