Yazan: Turgut Koçak 6 Ağustos 2015
MHP her zaman olduğu gibi 7 Haziran seçimleri sonrasında da AKP’nin kurtarıcı meleği olarak işbaşında. Oysa seçimlerden önce Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’ye demediğini bırakmıyordu. Seçimler oldu. Beklendiği gibi MHP’nin oyları %16,5 civarında oldu. Yani oylarını önemli ölçüde yükseltti. Seçimin olduğu gece geç saatlerde televizyonlara çıkan Bahçeli hiç kimse ile koalisyon kurmayacaklarını, koalisyon kurmak istiyorlarsa AKP-CHP-HDP kendi aralarında kurabilirler deyip kestirip attı. Aslına bakarsanız MHP’nin işi yokuşa süreceği daha ilk günden belli olmuştu.
Devamı geldi. Artık AKP’den çok CHP’ye yönelik eleştiriler yapıyor, bir anlamda AKP’den ve Racap Tayyip Erdoğan’dan hesap sorulmaması için yan çizmeye başlıyordu. İlk sınavını TBMM Başkanı seçimlerinde verdi. AKP’nin adayı eski Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın seçilmesini sağladı. Oysa İsmet Yılmaz’ın Milli Savunma Bakanı olduğu dönemlerde en ağır eleştirileri yapan MHP idi.
Bu olayla birlikte kendi tabanı da dahil MHP’ye yönelik eleştirilerin dozu artmaya başladı. MHP artık güvenilmez partiydi ve de AKP’nin stepnesiydi. MHP bu eleştirilere çok bozuluyordu bozulmasına ya attığı her adıma bakılırsa MHP, AKP için stepneden de öte bir değer taşıyordu. Bahçeli’den sık sık duyduğumuz sunturlu eleştirileri duydukça da işlerin nasıl olup da AKP lehine gittiğine de şaşmamak elde değildi. Bahçeli son olarak AKP’yi büyük bir havuzun içine atıyor, içine de tonlarca deterjan atıp AKP’lileri bir güzel yıkadıktan sonra pürü pak hale getirip ancak o zaman AKP ile bir koalisyonu düşüneceklerini söylüyordu. Üstelik düşük AKP hükümeti Suriye ve PKK’ya yönelik operasyona başlamış İncirlik başta Batman, Diyarbakır ve Malatya askeri havaalanlarını da Amerikalıların kullanımına vermişti. Sözün özü ortada hükümet falan yoktu ama düşük AKP hükümeti ülkemiz için en yaşamsal politikalara imza atarak görevini devam ettiriyordu.
CHP ile AKP arasında sürdürülen koalisyon çalışması ise dostlar alışverişte görsün hesabından salt masadan kaçan konumuna düşmemek için sürdürülüyordu. Arada sırada da AKP’nin yetkili ağızlarından gönüllerinde yatanın AKP-MHP koalisyonu olduğunu duyuyorduk. Tabi bizler için zor günlerin olacağı bir koalisyon olmasına karşın olabilirdi. Nihayet iki partinin hükümet kuracak sayıda milletvekilleri vardı. Ama her nedense bu yönde belirtilen düşüncelerin de arkasında durulmuyor, oyalama taktikleri birbirini izliyordu. Tam da böyle bir zamanda erken seçim koşuluyla MHP’li Semih Yalçın’dan AKP’nin kuracağı erken seçim koşuluyla bir azınlık hükümetini destekleyeceklerini duyuyorduk. Gerçi Semih Yalçın’ın çark etmesi uzun sürmedi ama bu açıklamalar insanların belleklerinde yer etti. Konu ile ilgili Halk TV Genel Müdürü Şaban Sevinç’in programında da MHP’nin bu tutumu tartışıldı. MHP eleştirildiği için telefonla tartışmaya katılan Semih Yalçın; MHP’yi eleştirenlere karşı ağır eleştirilerde bulundu ve “kimse MHP’ye ayar vermeye kalkmasın” dedi. Şaban Sevinç’ten aldığı yanıt olağan yanıtlardı.
Şaban Sevinç; “biz sizin partinize ayar vermiyoruz eleştiriyoruz” dediyse de Semih Yalçın daha da bir celallenerek; “sizler Türklere ve MHP’ye küfrediyorsunuz” dedi. Gerçi bu konuda Şaban Sevinç’in sorularını yanıtsız bırakıp bildiğini okuyan Yalçın’ın söyledikleri oldukça ilginçti bizce.
Sanki MHP denilince herkesin aklına Türklük geliyordu. MHP demek Türk demekti. Bu anlayışta olan biri ya da birilerine ne denilebilir ki? Gerçek o ki bunların yüzünden Türklüğün aşağılanması ancak ve ancak bu kadar olabilirdi. Bu tosuncuklar Tanrı dağı kadar Türk olduklarını söylediklerinde hangi eksikliklerini kapatmak istiyorlardı bilemiyoruz ama “Ya Allah bismillah Allahü Ekber” çekmeye ve Hıra Dağı kadar da Müslüman olduklarını söylemeye başladıkları andan itibaren Türklükleri de alalanmıştı. Sözün özü MHP ile Türklüğü aynı anda düşünmek gerçekleri bilenler açısından asla olası değildi. Semih Yalçın MHP’nin eleştirilmesini Türke küfür olarak anlıyor olması gerçekten de bir arızadır ancak kim niye gözü dönmüş faşist ya da kafatasçı değilse Türklüğe küfretsin ki? Eğer; ortada yok ya bir küfür varsa, o da kesinlikle Türklere değildir ama turplara olduğu kesindir.
Herkes haddini bilmeli, Türk Türktür zaten ama kendilerini Türk zanneden turplara gelince onların cehennemin dibine kadar yolları vardır.
Kimi destekleyeceklerse desteklerler, kimin stepnesi olacaklarsa olmalarında bir mahsur yoktur. Turp yiyen AKP’nin de nasıl olsa karnının ağrıması gecikmeyecektir.
Hasılı siz turpsunuz turp…