TÜİK RAKAMLARININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Yazan: Turgut Koçak 4 Şubat 2022

AKP ve saray iktidarı döneminde bu denli kötü seyreden enflasyonlar iki kez karşılaştık. Yine anlaşıldığı kadarıyla Merkez Bankası raporunda söz edildiği kadarıyla enflasyon benzeri şekilde devam edecekmiş.

TÜİK Ocak ayında tüketici fiyat artışını yüzde 11.10 olarak açıklamış. Bu da demektir ki enflasyon yıllık olarak 48,69’dur. Artış aslında daha fazla da iktidar bu rakamı daha aşağıda tutuyor. Eğer artış 12 olarak açıklansaydı enflasyon da yüzde 50 olacaktı ki bu yapılmadı. TÜİK yine her zaman olduğu gibi gerçek rakamları halktan saklamayı seçti.

Fiyat artışları 409 madde üzerinden yapılmış bu rakamdan 354’ünün fiyatlarının arttığı sadece 38’nde düşüş kaydedildiği saptanmış.

Son zamanlarda herkesin elinde elektrik faturası var ya en fazla artış elektrikte olmuş. Sırası ile bu rakamı dolmalık biber yüzde 54,27, salatalık yüzde 45,82, patlıcan yüzde 54,75, kabak yüzde 42, domates yüzde 33 ile en üst sıralarda yer almış. Yani bu da demek oluyor ki elektrikten sonra halkın belini büken yaş sebzeler olmuş. Yani halk, yaş sebze ve meyvelere de uzaktan bakacaktır artık.

TÜFE’ye gelince şu rakamlar veriliyor. Ulaştırma yüzde 68,9, gıda yüzde 55,6 ile fiyatı artanlar arasında yer alıyor. Eğitim yüzde 18,7, sağlık yüzde 28,6, eğlence ve kültür etkinlikleri yüzde 34,8, oranıyla ortalamanın altında bir artış göstermiş. Bu neyi işaret ediyor derseniz halkımız kendileri için zorunlu şeylere daha fazla para ayırırken diğerlerine ayırmıyor. Yani eğitim, sağlık, kültürel eğlence ve etkinlikler gider hanesinden çıkarılıyor. Bu da gösteriyor ki toplum en önemli sayabileceğimiz kalemlerden uzaklaştığı için nitelik kaybediyor.

TÜİK harcama gruplarının ağırlıklarını yeniden saptamış. Verilen ağırlıklar ortalamayı yansıtıyor. Oysa biliyoruz ki isteğe bağlı olarak ortalama saptama işi daha çok zenginlerin tercihlerini yansıttığı için bizce bu saptama da oldukça tartışma götürür. Ekonomide toptan istek üzerinden bir şeyi belirlemeye kalkarsanız zengin bir ailenin yoksul bir ailenin 10-20 katını aşan harcama yaptığını görür ve onların yaptığı bu harcama ile gerçeklere ulaşamazsınız.

TÜİK geçmişte yoksul yüzde yirminin gelirinin yüzde yetmişinin gıda, konut ve ulaşıma harcadığını belirtmişti. Yukarıda söylediğimiz ortalama veriler bu yüzden kapitalist sistemin numaraları olarak bilinmeli ve namuslu bilim insanlarınca gerçekler tek tek halkın bilincine çıkarılmalıdır.

Yurtiçi üretici fiyatlarında Ocak’ta aylık olarak yüzde 10,45, yıllık yüzde 93,53’lük bir artış gerçekleşmiş. Üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasında makas yüzde 44, 84’e genişlemiş. Bu da demektir ki üreticinin artan maliyetleri önümüzdeki aylarda tüketici fiyatlarına yansımasını getirecektir. Bu da oluyor ki tüketici fiyatlar daha ilkbahara geldiğimizde yüzde 60-70’leri kesinlikle bulacaktır.

Yurt içi Üretici fiyatlarında enerjiye yüzde 142, elektrik-gaz vb. yüzde 138,5 oranında bir artış dikkati çekiyor zaten. Bu anormal fiyat artışları hem dünyadaki bazı gelişmelerle ham da ülkemizdeki kur dalgalanmaları ile yakından ilgili. Fakat ne söylesek bizce anlamsız. Çünkü uygulanan yanlış politikalar yüzünden yaşıyoruz bütün bunları. Çünkü enerjide dışa bağımlıyız. Dışa bağımlılıktan kurtulmadıkça, faizi indireceğim diye diye döviz kurları düzeltilemeyeceğine göre göreceksiniz bu iktidar daha çok ensemizde boza pişirmeye devam edecektir.

Kapitalist sistemde hiç mi düzelmeler olmaz diye düşünebilirsiniz. Olur, ancak bu değişme ne kadar olumlu yönde seyrederse seyretsin sonucu değiştirmez. Bu yüzden halkın gerçek kurtuluşunu amaçlıyorsak şunu açıkça bilmeliyiz ki seçenek sosyalizm olmalıdır.

Yoksa daha önce denenmiş ve sınanmışların ne gelir bağlamında halkın sorunlarını çözmeleri olasıdır ne de geceli gündüzlü demokrasi türküsü söyleseler de bunların demokrasisi ile baskıdan ve zulümden kurtulmanın olanağı vardır.