TSİP’İ ÖRGÜTLERKEN

Yazan: Turgut Koçak 7 Şubat 2022

Bir yandan partinin örgütlenmesi için büyük bir çaba harcıyoruz, diğer yandan da sol ve sosyalist solda neler olup bitiyor, ne gibi gelişmeler var onları günü gününe izlemeye çalışıyoruz. Elbette bütün bu işler sanıldığı kadar kolay yürümüyor. Bildiğimiz, tanıdığımız adı solcuya ve sosyaliste çıkmış pek çok kişiyi sosyal medyada izlediğimiz için kuşku yok ki yazıp çizdiklerine ve söylediklerine değer verdiğimiz için o arkadaşları bir şekilde bulup pek çok şeyi konuşuyoruz. Konuştuktan sonra görüyoruz ki uzaktan davulun sesi meğer hoş gelirmiş. Onca tartışılan solculuğun ve sosyalistliğin gerçeklerle sınanmaya gelince birden ağzı burnu dağılıveriyor. Kimisi karşımıza bir hesapla çıkıyor bizden uzak durmaya çalışıyor, kimisi de çoktan yol değiştirmiş de geçmişte içinde kalan hevesler dışında bir anlam ifade etmiyor. Öyleleri var ki torunun işe girmesini bile hesap ettiği için açıkça mücadelenin dışında kalmayı yeğliyor. Kimisi bir türlü yılgınlığı üstünden atmış değil. Kısaca başlarına bir şey geleceğinden korkuyorlar. Yazıp çizdiklerini düşününce anlıyoruz ki mezarlıktan geçerken korkularından ıslık çalanların durumu gibi durumları.

İşin tuhaf yanı nedir biliyor musunuz? Bu tür tutum ve davranış gösterenler genellikle eski tüfekler. O eski tüfekler artık çakaralmaz olmuşlar anladık da daha dirayetli olan, daha genç yaştakileri de gariptir bir şekilde etkiledikleri için onları da ha deyince harekete geçirmek kolay olmuyor. Bununla birlikte umut yine de gençlerde ve daha genç olanlarda.

Bir de şöyle bir şey var. Ben beni bildim bileli hep birlikten dem vuranlar var ki bunların içinde içtenlikli olanlar varsa da içtenlikli olmayanlar daha fazla. Bir de biz bir araya gelmediğimiz için bizi cezalandırıyorlarmış havaları takınmıyorlar mı gerçekten de can sıkıcı bir durum. Sanki biz istersek birlik olunurmuş gibi kaba bir düşünceye sahipler. Oysa gerçekleri birazcık olsun gözlemleme yetenekleri olsa ve bu konuda samimi olsalar birçok şeyi anlamakta zorlanmayacaklar ama bu konuda dayatıcı bir hava içinde olmaları aslında bir kaçışı ifade ediyor fakat bu gibiler gerçeği kendilerine bile ifade edemeyip suçlu olarak suçlu sandalyesine hep başkalarını çıkartmayı yeğ tutuyorlar.

Oysa siz ne yaparsanız yapın bazı şeyler sizin istencinizin dışında gelişir bir gerçekliğe dönüşür. En basit bir konuda bile bir araya gelemeyenler tek bir örgüt çatısı altında nasıl bir mucize olacakta bir araya gelecek, düşünülmüyor olması gerçekten de ilginç. Oysa şuna inanılsa daha kolay sonuç alıcı gelişmeler olacağı bizce daha yerinde olacak ama işin bu yanının da çok da önemsendiği söylenemez. Birincisi bazı sol ve sosyalist yapıların birleşmeleri ve tek bir örgüte dönüşmeleri isteniyorsa bunun mücadele içinde gerçekleşeceği düşüncesinin doğruluğunu içselleştirmek gerekir. İkincisi de sosyalist sol güçlendirilmeli ki birlik konusunda eli daha da bir rahatlasın. Hangi yapıyı ele alsak bir avuç ya ediyoruz ya etmiyoruz. Sosyalistlerin kitleselleşememiş olması aynı zamanda da sekter olmalarını getirdiği için kimse burnundan kıl aldırmıyor. Bu yüzden öznellik ağır bastığından kimse kimse için pek de çekim bağlamında bir önem arz etmiyor.

Bir kez örgütlü bir güce dönüşmek için bize parti binaları gerekli. Oysa bu sorunun ne kadar zor olduğunu bilmeyen hemen hemen yok gibidir. Yer bulsanız bütçeniz yetmiyor, bütçenizin karşılayacağı bir yer bulmuş olsanız bu kez de partiye kimse vermiyor. Üstelik sizin gibi düzen karşıtı bir partiyi il ya da ilçenin esnafları görmek istemediklerinden mal sahibini caydırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu üç dört ay içinde nelerle karşılaştık nelerle. Söze bende solcuyum diye başlayan birinden bile duyduğunuz şu söze bir bakın: “Bende solcuyum ama prensip olarak partilere yer vermiyoruz.” ( demek istedikleri solcu ve sosyalist partiler) İşte o zaman bu tutum her şeyin önüne geçiyor. Elinize sopayı alıp girişmek geliyor içinizden. An oluyor kendinizi zor frenliyorsunuz.

Ama bizi hiçbir güç umut kırıklığına uğratamaz. Bu yüzden de her yerleşim biriminde partimizi örgütlemek için yoğun bir çaba harcıyoruz. Partinin örgütlülüğünü ve seçime girme yeterliliğini sağlamak için gösterdiğimiz özveriye içtenlikle katılanların sayısı da hiç de azımsanacak bir sayıda değil. Gidip konuştuğumuz en olmayacak çevrede bile TSİP’i yakından izleyenlerin olduğunu gördük. Bize gelip bende varım bu çabanın içinde diyenlerle tanıştık.

Sonuç olarak TSİP’i örgütlemek ve seçim hakkı da içinde sosyal bir olgu haline getirmek bizim boynumuzun borcudur. İşçilere, emekçilere, kadınlara, gençlere, köylülere, aydınlara sözümüz var. Tek kurtuluş seçeneğimiz olan sosyalizmi ya gerçekleştireceğiz ya gerçekleştireceğiz.

Seçeneğimiz bellidir.

TSİP’in inadını bilenler bilir, bizim inadımız da bellidir.