Yazan: Turgut Koçak 30 Ekim 2022
TSİP, emek ve demokrasi güçlerinin örgütlü bir güç olarak güçlenmesi için özverili bir çaba harcayacaktır. Çünkü ülkemizde dinci-gerici-faşist güçlerin hepimiz ağır bir baskısı altındayız. Ağır baskıları ve yaptırımları işlevsiz bırakmak için demokrasi güçleri olarak gördüğümüz kesimlerin birlikte davranması gerektiğini yaşamsal buluyor ve diyoruz ki ancak o zaman karşı devrimci güçleri püskürtebilir, ülkenin içine düşürüldüğü durumdan çıkmasını sağlayacak mevziler ele geçirebiliriz. Bu gerçeği görmek için allemi cihan olmak gerekmez.
Görülen odur ki dinci-gerici-faşist bir sistem bizleri tehdit etmekte, demokratik hak ve özgürlüklerimizi yok etmiş bulunmaktadır. Hak ve özgürlüklerimizin çiğnenmesi karşısında Haklarımızı arama hakkından bile yoksunken iktidar üstüne üstlük bir de yeni bir sansür yasası çıkarmış bulunmaktadır. Yasanın çıkışının hemen arkasından atılan adımlara baktığımız zaman niçin çıkarılmış olduğunu kolaylıkla anlıyoruz. Bu yüzden belirtelim ki ilericiler, devrimciler, demokratlar ve sosyalistler büyük bir tehditle karşı karşıyadır.
Ayrıca işçilerin, emekçilerin her türlü hakları da açıkça çiğnenmektedir. İşçiler sendikalı olmaya kalksalar kendilerini kapıda bulmaktadırlar. Haklarını aramaya kalksalar emniyet güçlerini karşılarında buldukları gibi yaka paça edilerek baskılanmaktadırlar. Yetmiyor, işveren kendi adamlarına mafyatik sendikalar kurdurtarak işçileri tehdit ederek adeta terör estirmektedir. Kimse yargı önünde haklarını arayacak durumda değildir çünkü yargı bağımsız değildir. Dolayısı ile işçiler ağır bir sömürü ile karşı karşıya kaldıkları gibi işyerin Karaman’da yaşanmış en sonuncusu da Amasra’da 41 canımızı yitirmemizle sonuçlanmıştır. Var olan sendikalar bile işlevlerini büyük ölçüde yitirdikleri için işverene karşı yasal haklarını bile kullanamaz duruma düşürülmüştür ki yaşadıklarımız gerçekten de içler acısıdır.
Madem durum budur, demokrasi güçleri olarak bütün bu haksızlıklara karşı etkili bir mücadele vermemiz de olasıdır. Bu yüzden demokrasi güçleri daha etkili ve kitlesel olarak halk düşmanlarına karşı mücadele etmeli ve mevziler kazanarak sermaye güçlerinin yarattığı karanlık ortamı ortadan kaldırabilelim.
Bu yüzden öncelikli olarak partililerimize, yandaş ve dostlarımıza diyoruz ki Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’ni örgütlü ve kitlesel bir güce kesinlikle kavuşturmaktır. Bu anlamda zaten yoğun bir örgütlenme çalışması yürütmekteyiz. Durum ne olursa olsun yürütmeye de devam edeceğiz. Türkiye’nin her yerleşim biriminde örgütlenmemizi hız kesmeden devam edeceğiz. Bütün bu sözleri söylerken işimizin kolay olmadığının tabi ki de farkındayız. Ama bizler biliyoruz ki gerçekçi olunduğunda ancak olanaksızmış gibi görünün şeyleri başarmamız zor olmayacaktır.
Dolayısıyla Türkiye Sosyalist İşçi Partisi bir yandan varlık nedeni olan sosyalizmi gerçekleştirmek için kendisini iktidarı ele geçirmeye kilitlediği gibi öte yandan da sermaye güçlerine ve her türlü gericiliğe ve faşizme karşı mücadeleyi de amacına ulaşmak için yaşamsal saymaktadır.
Evet, bugün Aydın, Manisa, İzmir, Balıkesir çevresindeyiz. Yarın bir başka bölgede sonra tüm ülkede olacağız.
Çünkü parti olarak biliyoruz ki
TSİP, ÖRGÜTLEDİKÇE EMEK ve ÖZGÜRLÜK GÜÇLERİ DE GÜÇLENECEKTİR.