Yazan: Turgut Koçak 4 Temmuz 2021
Mehmet Aydın Çiflikbank isimli dolandırma şirketinin reklamı yapıldığında toplumun önüne nasıl ve kimler tarafından çıkarıldı? Açılış toplantılarında ve sonrasında onunla hangi siyasiler fotoğraf karesine girmişler bir araştırın. Sonra bu adam milyonlara sunulurken ne menem bir kimse olduğunu anlatanlar “İstanbul’u Fatih’in fethettiği yaşta” diyerek kim ya da kimleri faka bastırmayı ummuşlardı? Bu şirket aracılığı ile 100 binin üzerinde insanın dolandırılması nasıl bir şeydir dersiniz?
Sonra bu adam elini kolunu sallaya sallaya çekip giderken ilgililer nasıl oldu da ağızları açık seyrettiler. Daha da önemlisi bu ülkede isteyen istediği gibi bir şeyler uydurarak para toplayabiliyor mu? Bu tür dolandırıcılıkları önleyen yasalara karşın nasıl oluyordu da birileri arkasından dolanarak bile değil açıkça işlerini tıkır tıkır nasıl oldu da görebildiler? Ülkede yargı yok muydu, savcılar neredeydi? Emniyetin mali bürosu tatile mi çıkmıştı?
Evet, Tosuncuk paraları götürdü deniyor, acaba öyle mi? Başkaları götürdü de ceremesini çekmek tosuncuğa mı kaldı? Hem tosuncuk getirildi diye AKP ve saray iktidarının prestiji mi artacak? Sanki olup bitenlerden hepimiz bir haber miyiz? Öyle ya bu operasyon nasıl ve niye yapıldı? AKP ve saray iktidarı bitmişliğini tosuncuk üzerinden mi çözecek?
Aram geldi. Yargı önüne çıkacak, içeri gönderilecek birkaç yıl yattıktan sonra da salıverilerecek. Arkasında kimler varsa, kimler bu vurgun olayını organize etmişlerse ortaya çıkarılmadan kapatılıp unutulacaksa sizce tosuncuk getirilmiş, getirilmemiş bir önemi mi var?
Ülkemizde bir sürü şirketler insanlara faizsiz araba ve ev pazarlamaya kalkmıyorlar mı? Yapıp ettikleri reklamlarla bu şirketler acaba ne kadar insan dolandırdılar hiç biliniyor mu? Neymiş efendim bu tür şirketlerden 28 tanesinin faaliyeti durdurulmuş. Eee şimdi ne olacak dersiniz? Bu şirketlerin bugüne kadar aldıkları paraları kim nasıl sahiplerine geri ödeyecek ya da ne bileyim ödeyecek mi?
Bakın gözümüzün içine bakıla bakıla iktidarın içinde olduğu işler çevriliyor bu ülkede de sonra sözü geçen şirketlerin faaliyetleri durdurularak paralar kapanın elinde kalıyor. Şimdi sormak hakkımız değil mi?
Bütün bunlar olurken devletin kurumları neredeydi? Savcıları yok muydu? İlgili bakanları, siyasi sorumluları uyuyorlar mıydı?
Bu konuda sözün özü şudur. Resmi bir kurum olan belediyelerin bile yardım toplamalarına izin vermeyen bir zihniyet belediyelerin topladığı paralara el koyabilirken bağıra bağıra soygun yapacağım diyenlerin üstüne hiç gidilmemiş olması sizce manidar değil mi? Bunlar yapılabiliyorsa yetkililerin de bu işleri çevirmek için içinde olduğunu siz düşünmez misiniz?
Bakın ülkemizdeki siyasi ortam nasıl hale getirilmiş. Bilmem kaç milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırmak için meçli başkanlığına Kılıçdaroğlu da içinde fezlekeler gelmiş. Bu denli yargı iktidarın sopası haline getirilirken ve bu konularda iktidarın eli bunca uzunken nasıl oluyor da dolandırıcı şirketler ellerini kollarını sallaya sallaya halktan para toplayabiliyorlar.
Evet, haramzadeler işin kolayını bulmuşlar. Neymiş efendim faizsiz yurttaşlar ev ve araba sahibi olacaklarmış. Şimdi anlaşıldı mı Müslümanlık kılığı altında nasıl soygun yapılabiliyormuş? Bu tür dolandırıcılıklar elbette yeni değil. Bu işin dünü de var. Geçmişte yurtdışı bağlantılarla milyarlarca para kaldıranlara ne oldu ki bundan sonrakilere ne olacak?
Öyle ya siz Kılıçdaroğlu’nun ve de HDP milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırın, yargıyı harekete geçirip milletvekilliklerini düşürün. Bu kadar güçlüsünüz demek öyle mi? Sizler acaba ülkeyi nereye götürmek istiyorsunuz.
Hani buradan sesleniyorum. Çürümüşsünüz çürümüş. Bu yüzden de daha fazla burnumuzun direğini ortaya saçtığınız kokularla kıramayacaksınız. Nasıl geldinizse öyle gönderilecek, yapıp ettiklerinizin de kesinlikle hesabını vereceksiniz.
Bunu hiç aklınızdan çıkarmayın…