Yazan: Turgut Koçak 1 Mart 2020
Bu korona virüsü Çin’de nasıl yayıldı? Niçin dünyanın bir numaralı gündemi haline geldi? Sağlıkta ulaşılan bugünkü teknolojiyle neden önlenemiyor?
En önemlisi de niye insanlığın bu virüs karşısında çaresizmiş havası bilinçli bir şekilde propaganda edilip olay reklama çevriliyor?
Bilmek isteriz.
Bilindiği gibi Çin ekonomisi emperyalist kapitalist sistemin ağababası ABD’yi de sollayınca bir şeyler yapılması ve Çin’in bir şekilde önünün kesilmesi gerekiyordu. Nihayetinde öyle de oldu. Bunları söylerken bir takım tezviratlara sarılarak sizleri yormak amacında değiliz. Ancak bizim bildiğimiz emperyalist/kapitalist sistemin gözünde insan dediğin nedir ki değil mi? Eğer kapitalizm insanın dirisinden yeterince vurgun vuramıyorsa tabiki de vurgununu ölüsünden vurmak için her şeyi yapacaktır kesin.
Ama işin bir de şu yanı var. Çin’in nüfusu’na baktığınız zaman milyarlarla ifade ettiğimize göre verilen sayı kadar insanın yaşamını yitirmiş olmasından da doğal bizce bir şey yoktur. Zaten sözü edilen virüs bulaştığında hem yaş itibari ile hem de vücut direnci açısından zayıf olanlar tabiki de solunum yetersizliği nedeniyle pekâlâ yaşamlarını yitirebilirler. Bu yüzden de verilen sayı bizce insanları kırıp geçiren bir sayı değildir.
İşin perde arkasını bırakalım salt bu hastalıkla birlikte herkesin koruyucu maskeye hücum etmesi sonucu maske fiyatlarının nasıl tavan yaptığını görmemiz bile pek çok şeyin aydınlatılması açısından sizce düşündürücü değil midir? Durum böyle olduğuna göre dünyanın her tarafında harekete geçen ilaç tekelleri nasıl da ellerini ovuşturuyor sizler göremiyor musunuz? Bugün Türkiye’de bile eğer maske satışları tavan yapmış 3-5 liralık maskeler 200 liradan satılır hale gelmişse varın siz düşünün kapitalizmin ölü soyuculuğunun hangi noktalara gelmiş olduğunu…
Evet, bu korona virüsü var ya cirona virüsü zorda bulunan bütün kapitalist ülkelerin yöneticilerinin bile işine yarar hale gelmiş bulunuyor. Bu konuyu konuşmaktan kapitalist dünyanın çıkardığı savaşları bile konuşamıyorsak şunu ileri sürmemiz de hakkımız diye düşünüyoruz.
BU KORONA VİRÜSÜ KESİNLİKLE KAPİTALİST EMPERYALİST DÜNYANIN İŞİDİR.
Türkiye şu an hem Suriye’de hem de Libya’da şavaş halindedir. Bu karmaşa yüzünden bu konunun konuşulması bile ikinci sıraya düşmüştür. Bir iktidar düşünün ki savaşı bile meclisin gündemine getirmeden savaşın içindedir. Her söylediği kanun gibi anlaşılan Recep Tayyip Erdoğan ne diyor? Bugün Libya’da sürdürülen savaşla Suriye’de sürdürülen savaşın arasında bağlantı var. Gerçekten de doğru bağlantı var. Çünkü Suriye’de savaşan adına Milli Suriye Ordusu denilen terörist ÖSO’cular da Libya’ya savaşmak için gitmiş bulunuyor El Nüsra’da El Kaide vb. katil sürüleri de.
Böylesine açmaza düşmüş bir iktidar tabiki de puslu havada işini yürütmeyi sevecektir. Çünkü açıktan yapılan şeyler ne kadar yasak getirilirse getirilsin yine de eleştiri yağmurundan kurtulamayacaktır. Hem bakın yapılan eleştirilerden Recep Tayyip Erdoğan o kadar rahatsız ki kalkıp kim benden hesap soracak ki, muhalefet mi, o önce kendinden hesap sorsun diyebiliyor.
Yani demek oluyor ki insan, kendisini bir olmadık yerde görmeye kalksın ne kimse onu eleştirebilir ne de o kimsenin eleştirisine katlanıp alçak gönüllülük gösterir. İşte bu yüzdendir ki kim ne düşünürse düşünsün bize bir anlam ifade etmez. Etmediği için de eleştirilerimizi yaparız, doğru bildiğimiz yollardan da kimse bize geri adım attıramaz. Ülkede iyi giden hiçbir şey yok savaş ise yaşadıklarımınız cabası ve bedeli de ortada.
Karşı da çıkarız, düşüncelerimizi de her yerde her zaman dile getirmekten kimse bizi alıkoyamaz.
Korona denilen virüs de dahil.