TALİBAN’A GÜZELLEME YAPANLARADIR SÖZÜMÜZ

Yazan: Turgut Koçak 27 Ağustos 2021

ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi olayı birçok kimseye garip gelebilir. Bu yüzden de yanlış çıkarımlar yapanlarda olabilir fakat bunda şaşılacak hiçbir şey yoktur. Çünkü 29 Şubat 2020’de Katar’ın başkenti Doha’da Trump, Taliban temsilcileriyle bir görüşme yaptıktan sonra ABD askerlerinin 1 Mayıs tarihinden itibaren Afganistan’dan çekilmeye başlayacağını açıklamıştı. Bu açıklama sizlerde nasıl bir intiba bıraktı bilemiyorum da biz bu yenilgiye hiç mi hiç şaşırmadık. Çünkü ABD daha önce niteliği Taliban mücadelesinden çok farklı olan Vietnam’dan da aynı şekilde hem de ağır bir yenilgi alarak çekilmek zorunda kalmıştı.

Amerika şunun için çekiliyor, başka hesaplar peşinde denilse de yaşanan bir gerçek de ortada.

Konu ile ilgili olarak ABD Başkanı Biden’da bir açıklama yaptı ve çekilmenin 1 Mayıs’ta başlayacağını anımsattıktan sonra 11 Eylül tarihinde de tamamlanacağını söyledi. Ancak çekilme daha sonra 31 Ağustos tarihine alındı.

Yalnız burada unutulmaması gereken bir konu daha var. Buradan yenilip çekilen sadece ABD değildi. Yenilen aynı zamanda da emperyalist/kapitalist dünyanın saldırı ve savaş örgütü konumundaki NATO’ydu. Bunun yanına Afganistan’daki yönetimi, savaş ağlarını, işbirlikçileri ve onların 300 bin kişilik ordusunu da katmak gerekir.

Bu sonuç bize bir gerçeğin altını çizmemiz gerektiği konusunda bilgi veriyor o da artık bundan sonra ABD dünyanın durumu tartışılamaz tek belirleyici savaş gücüne sahip bir ülke konumunda değil. Artık Rusya ve Çin karşısında ağzıyla kuş tutsa tutunacağını sanmıyoruz.

Bu sonucun özellikle İslami terör örgütlerini bazı Afganistan’a komşu ülkelerde güçlendireceğine dair bir izlenim yaratmış olmasının da açıkça söylemek isteriz ki altı boş değil. Öyle ya dün bir bugün iki Kabil Havaalanı’nda patlayan bombalar yüze yakın insanın yaşamına sebep olmuştur bile. Sonraki gelişmeleri de hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

ABD, Irak’ı işgal ettikten sonra 2003-2010 yılları arasında Irak’ta askeri tesislerin inşasına birliklerin eğitimine ve donatımına 26 milyar dolar harcadı da ne oldu? 2014’te Musul IŞİD’ın eline geçti. Eğitilen ve donatılar Irak ordusu ise darmadağın olmadı mı? Benzer eğitim ve donatım için Afganistan’da da 20 yıl içinde 89 milyar dolar harcanmış ama Afganistan’daki durum da Irak’takinden farklı olmadı.

Afganistan’dan da NATO ile birlikte Türkiye’de bulunmuyor muydu? Üstelik Erdoğan, “Taliban’la inanç farkımız yok” dememiş miydi? Sonra işgalci NATO koalisyon güçleriyle iş tutan veya tutmayan sayısız partilerin adı İslam’la birlikte anılmıyor muydu? Yani hepsi de dinci ve gerici değil miydi? Sayalım; Cemiyet-i İslami Partisi, Ulusal İslami Hareketi Partisi, Vahdet-i İslami Partisi, İttihad-ı İslami Partisi, Hizb-i İslami Partisi… Şimdi bunların içinden bir tane olsun sınıfsal karakterde olan parti var mı? Bunların hepsi feodal bir anlayışı ifade etmiyorlar mı?

Talibanlar başta Pakistan olmak üzere kimlerin parası ve desteğiyle eğitildiler bilinmiyor mu? Nasıl eğitildikleri konusunda hiç mi kimsenin bilgisi yok?

Daha önce dışarıyla bağlantıları hayli geniş olan Afganistan bugün tamamıyla dış dünyaya kapalı ve öyle eğitilmiş Taliban yönetiminin eline geçti. Böyle bir örgüt bugün kalkmış değiştiğini söylüyor sizce bunun inandırıcı yanı var mı?

Bir de Taliban’ın açıklamalarına bakalım. Bu açıklamaları satır satır okuduktan sonra içinde ne çok hinoğlu hinliğin gözlendiği görülmüyor mu? Taliban gibi bir örgütün bu açıklamaları herkesin ahmak yerine konduğu izlenimi yaratmıyor mu? Bakalım ne demiş Taliban:

  • Kâbil’e girmek için barışçıl bir iktidar devri beklenecek. Geçiş sağlanana dek, Kâbil’in güvenliğinden Afgan hükümeti sorumlu olacak.
  • Kimseden intikam alınmayacak. Hükümet ve orduda çalışanlar affedilecek. Yabancı güçlerle çalışanlardan intikam alınmayacak.
  • Sivillerin ülkeyi terk etmesine neden yok. Herkes işinin başına dönebilir.
  • Yabancı diplomatik temsilciler çalışmalarını sürdürsün. Diplomatlar için risk olmayacak.
  • Kadın haklarına saygı gösterilecek! Bütün kadınların eğitime ve işe erişimi olacak, evden yalnız çıkmalarına izin verilecek ama örtünme kurallarına (bazı kurallara bağlı olarak tabi) uyulacak.
  • İdam, recm veya uzuv kesme gibi şeriat kurallarının uygulanması mahkemelere bırakılacak…
  • Tüm Afganların katılacağı kapsayıcı bir hükümet kurulacak!”

Uzaktan davulun sesi hoş gelir diye bir söz vardır.

Bugün Afganistan’da yaşananlar uzaktakiler için tıpkı davul örneğinde olduğu gibidir. Taliban’ı ve yarattığı zulüm ve korkuyu bir de Afganistan halkına sormak gerekmez mi? Sorduğumuzda bunların emperyalizme karşı zafer kazandıkları benzetmesi yapılabilir mi? Yapanların amacını iyi niyetli olarak anlayabilir miyiz ya da öyle anlaşılır mı?

Özetle ya insanlıktan ve insan onurundan yana olacağız ya da İslam adına her bir haltı yiyen feodal bir gücü hoş görüp haklarında destanlar düzeceğiz ki işte bu anlayışla komünistlerin uyuşan tek bir benzerlikleri bile olamaz, bizim de sözümüz budur…