Yazan: Turgut Koçak 14 Temmuz 2015
Yunanistan halkı Syriza’nın arkasında olduğunu yapılan referandumla gösterdi. Peki, Syriza Yunan halkının kendisine verdiği desteği hak etti mi? Olup bitenleri yakından izleyen biri olarak etmediğini düşünüyorum. Esasında +1 TV’de Cem Özer’in bir programına çıkmış ve Özer’in Syriza’yı devrimci ve sosyalist bir yapılanma olarak sunması ve Syriza’yı bana sorması üzerine özetle şöyle demiştim. Bana göre Syriza devrimci de değil, sosyalistte. Eğer öyle olsaydı kapitalizmin bütün yasaları sonuna kadar işletilmez ve de hiçbir tedbir alınmaksızın Yunanistan eskisi gibi yönetilmeye kalkışılmazdı.
Şimdi sonuç ne oldu?
Syriza yönetimi AB ile takıştı. Hem takışmışlığını öyle ileri götürdü ki, ülkede bir referandum yaptırarak Yunan halkının %61 oranında desteğini de arkasına almış oldu. Sonra, sonra arkası gelmedi gelemedi. Avro Bölgesi liderlerinin toplantısında Yunanistan iflastan kurtulmak için Yunan halkına çok ağır gelecek koşulları da kabul etmiş oldu. Zaten bu işler hep böyledir.
Bakın Avro Bölgesi liderleri Yunanistan’a neleri kabul ettirmiş?
a) Vergi ve emeklilik reformu b) Otomatik bütçe kesintileri c) IMF’nin Yunanistan’ı denetlemesi d) Kamu çalışanlarının azaltılması e) Bankacılıkta yeni yapılanma
Yukarıdaki koşulları kabul eden ve solcu olduğunu söyleyen Syriza’nın dayılanmasının nerede başlayıp ve de nerede bittiğini böylece bütün çıplaklığı ile görmüş olduk. Yukarıda başlıklandırdığım yaptırımları kabul eden ve bir süredir direniyormuş pozu ile yunan halkını oyalayan Syriza, nasıl bir sol ya da kimilerine göre sosyalistmiş bir şekilde bütün çıplaklığı ile karşımıza gelerek kendisini göstermiş oldu. Aslına bakarsanız; Syriza işinin bir proje olduğunu söylersek abartmış olmayız. Çünkü Syriza gerçekte ‘Radikal Demokrasi’ çerçevesinde politikaları olan ve çeşitli grup ve grupçukların içinde yer aldığı bir yapıydı. Bu yapı üzerinden Yunan halkına solun ne anlama geldiği gösterilmek ve Syriza üzerinden solun yenilgisini ilan ederek kendilerince Yunan halkını bir kez daha sağın arkasına takmak gibi bir projeden söz ediyorum. Hem böylelikle AB içinde şımarıkça davranan Yunanistan’a da bir ders verilmiş olurdu ki, çizmeyi aşanlara da bir ders olsun. Restleşmede AB ülkeleri böylece ilk raundu kazanmış oldu.
Sonra bu ilk etaptan sonra AB yaptırımlarının kuşku yok ki, arkası da gelecektir. Yunanistan halkı AB ülkelerinin ve emperyalist/kapitalist dünyanın kendilerini tam köşeye sıkıştırmışlığına bir yanıt vermiş olma psikolojisinin üstünlüğüne girmişken durum bizzat daha ileri adımlar atmaktan korkan ve esasen de böyle adımlara başvurmayacak da olan Syriza havluyu atıverdi. Bu durumda Yunan halkı demez mi ki, Allah kahretsin, demek ki, solda bir şey değilmiş diye.
Der tabi, der de işin sonu nereye varır? Tabiki de Yunanistan’da sol ve sosyalist solun etkisinin azalması ile sonuçlanır bütün bu olanlar.
Eee peki, Avro ülkelerinin kabul ettirdiği ağır yaptırımlar Yunanistan’ın sorunlarını çözer mi? Çözmeyeceği dünyanın başka ülkelerinde yaşanan benzeri sorunlarla da bellidir. Yukarıda maddeleştirdiğimiz yaptırımlara baktığımız zaman hemen hepsi sermaye güçlerinin durumunu düzeltmeye yönelik olup bunun faturası da Yunan halkına kesileceğine göre; Syriza’nın Yunan halkının karşısına çıkıp da söyleyecek bir sözü kalmış mıdır? Tabiki de hayır. Bu kadar kısa zamanda dökülmüş olan Syriza için bu kadar yeter diye düşünüyoruz. Unutmayalım ki, Yunanistan halkının onuru ve sosyalizmi sonuna kadar savunan Yunanistan Komünist Partisi diye bir parti de vardır ve bu partinin de oy oranı %7’leri bulmaktadır.
Dönelim bizim ülkemizdeki Syriza benzeri yapılara. Gerçi bu yapıların asla iktidar şansı yoktur yok olmasına ama bize göre Yunanistan’da olup bitenler görüldükten sonra onların da yıldızlarının sönmesi kaçınılmazdır. Ve zaten bu özenti içinde olan başta HDP olmak üzere diğer başkaları için Syriza bu son yaptıklarıyla artık politik bir manevra olmaktan da çıkmıştır.
Biz dönelim ve bundan böyle ülkemizdeki sağın saldırısını nasıl etkisiz bırakırız onun hesabını yapalım.
Bize göre en gerçekçi davranış bu olur düşüncesindeyiz.