SÖZDE REFORM TEDİRLERİ BU İKTİDARI KURTARMAYA YETMEZ

Yazan: Turgut Koçak 15 Mart 2021

Biliyorsunuz ABD seçim sonuçlarıyla AKP ve saray iktidarı çok yakından ilgilendi. Biden kazanınca da bir telaşa düştülerse de hemen toparlanıp birlikte çok işler yapılacağına dair ve stratejik dostluk mesajları birbirini kovaladı. Çünkü öncesinde esilmiş yağılmış üst perdeden eleştiriler yapılmıştı. Artık nasıl olduysa oldu ABD ve Batı ile birlikte davranılması gerektiği üzerinde karar kılındı. Ne Erdoğan’ın ne de Bahçeli’nin ABD karşıtlığı konusunda yelkenleri suya indirdikleri açıkça belli oldu. Bu yüzden de eski defterleri karıştırmak yerini dostluklara ve kazan kazan üstüne kurulan politikalara bıraktı.

ABD ile açık ya da kapalı kapılar arkasında yeni ilişkiler kuruldu. AB’ye ise AB’den geçilmediğine dair sıcak mesajlar gönderildi. Ancak bütün bunlar yetmezdi. Bu yüzden de ‘İnsan Hakları Eylem Planı’, “Ekonomik reformlar’ ve ‘adalet reformu’ gündeme geldi. İktidar içeriyi zaten önemsemiyordu ama Batı’ya mesaj verilmeden de olmazdı. Nasıl olsa Batı bu gibi politikalarla oyalanır iktidar da işine bakardı. Ayrıca dış politikada Mısır, Libya, Suriye politikaları ve S-400’ler de makyajlanırsa kimi pürüzlerde ortadan kaldırılır, işler kolaylaşırdı. Yani özetle iktidar ülkemiz yurttaşlarını düşündüğünden değil de ABD ve AB ülkeleri ve NATO’yu memnun etmek peşindeydi.

Hoş ülkemiz yurttaşları zaten içeri atılabilir, mahkemelerde süründürülür, gözaltılar yapılabilir kimseye göz açtırılmazdı. Batı’nın bunlar çok da derdi olmadığı için iş makyajla kolaylıkla halledilebilirdi. Kimi pürüzlerde ise devreye o girer bu girer nasıl olsa işler yoluna konulurdu. Zaten pakette sözü edilen sözler de muhalifleri içermiyordu. Söylendiği gibi onlara diken muamelesi yapılacak onlara karşı her şey türlü baskı zaten uygulanacaktı.

Hazırlanan paketler bu ülkenin işçisine, emekçisine kısacası tüm çalışanına bir şey getirecek onların durumunu iyileştirecek miydi? Ebette hayır. Olacaklara baktığımız zaman ne görüyoruz peki? Dış sermaye güçleri ve içerdeki sermaye güçleri ile ilgili elbette önemli sayılacak bir şeyler yok değildi zaten pakette sözü edilen şeylerin çoğu da onları gözetmek için hazırlanmıştı. Zaten gidici durumda olan bu iktidara ise bu çevreler ne koparırsak kardır gözü ile baktıkları için şimdilik seslerini bile çıkarmıyorlar, çıkarmak da istemiyorlar.

Bizler şaşalı sunuşlara aldanacak değiliz. Hem bu tür değişikliklerin niçin olduğunun da farkındayız. Sözü özü yeni bir şeyler yapılıyormuş havası verilerek iktidar alan kazanma hesabı içinde ama atılan bütün adımların iktidarın açılan yarasını kapatmayacağı, onları düştükleri çukurdan kurtarmayacağı da ortada.

İktidar yeni anayasa hazırlamaktan söz etse de anayasaya uyulmadığın herkes görüyor biliyor. Bugün ileri sürülen ne varsa halkın bir işine yaramayacak. Diyebiliriz ki ortada pansuman tedbirlerden bile söz edilemezken daha iyi uygulamalar gündeme gelebilir mi? Gelmeyeceği herkesin malumu. Sorun sistem sorunu. Sistem değiştirilmediği sürece de bir getirisi olmayacak şeylerden dem vuruluyor. Son zamanlarda İslami bağlamda önemli değişikliklerden ise söz edilmiyor olmasına kimsenin kanmaması gerekiyor. Çünkü iktidar bu hesabını ve uygulamalarını da seçimlerden sonraya bırakmış durumda. Öyle ya belki yine seçimleri kazanırız umudu taşıyor. Taşıdığı için de arabayı devirmek istemiyor.

Yine tehdit ediliyoruz. Neymiş başımıza damat kadar taş düşecekmiş. 5’li çete olarak adlandırılan yandaşlara söylenenler için kim dert ediyorsa o etsin. Ayasofya’nın boşimamı pardon başimamı isterse yerinden zıplasın. Salgınla gerektiği gibi ilgilenmeyen sağlık bakanı, Milli Eğitim Bakanı olarak Ziya Selçuk varsın devlet okullarında bir şey yapmayıp kendi özel okullarında farklı bir yol izlesin bizleri hiç ilgilendirmiyor.

Bu yüzden de bizler güç sarhoşu olmuşlara bir dahaki seçimlerde geçit vermemek için harekete geçecek ve kesinlikle iktidarı iktidardan nasıl geldiyse öyle göndereceğiz.

Yani iktidarın janjanlı şaşalı bilmem ne reform paketleriyle artık işbaşında kalmalarının önü kesinlikle kapanmıştır bilinsin.