Yazan: Turgut Koçak 12 Ekim 2022
Ne demişti Erdoğan; “Siz bu kardeşinize yetkiyi verin, bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz. Gerçekten gördük de. Bu sözler söylenirken dolar 4.65’ti. Şimdi kaç? 18.60’a dayandı.
Bu sözlerin söylendiği tarih 19 Haziran 2018’di. Aradan ne geçmiş? 4 yıl. Bu dört yıl içinde üniversiteler darmadağın edildi. Eğitim ve sağlık çökertildi. Hak ve özgürlüklerden eser kalmadı. Artık Türkiye’de demokrasiden kimse söz bile edemez hale geldiği gibi yargının durumu da ortada. Yani bu iktidar Türkiye’yi ligden düşürdü. Kötüler sıralamasında en tepedeyiz, en iyiler sıralamasında is en altlarda ya da sonlarda yer alıyoruz. Şimdi de sansür yasası yasalaşmak üzere ki artık bizdeki demokrasinin ruhuna Fatiha okunduğunu söylersek eksik söylemiş fazla söylememiş oluruz. İktidar eleştirilerin önüne geçmek için bir yandan yazılı ve görsel basının önünü kesmek isterken diğer yandan da sosyal medyayı kullanılamaz hale getirmek istiyor ki varın gerisini siz anlayın artık. Bizler de ne yazık ki mecliste sonucu zaten belli şeylerle daha çok ilgileniyoruz da bu yasayı protesto etmek için basın açıklaması veya gösteri hakkımızı bile kullanamıyoruz. Kullanılmaması için de zaten sadece iktidar tarafından değil muhalefet olarak nitelenen kesimlerden de ama seçime giderken bunlarla uğraşmayalım yönünde yığınlara telkinde bulunuluyor.
Bu kadar mı taşıt fiyatları, ev fiyatları aldı başını gitti. Bir araba almaya kalksanız en sıradan bir araç 500 bin liraya varmış dayanmış yani bir araç kendinize iki araç da ülkeyi yönetenler çalsınlar, çırpsınlar, lüks içinde yaşasınlar diyerek bu akıl almaz oyunları kullananlara alıyorsunuz. Aman efendim halkın en temel gereksinimlerinin yanına varılmıyor. Yağmalar her alanda bütün hızıyla sürüyor. Adamlar bir kararname ile orman arazilerini orman alanı olmaktan çıkardılar da neyse ki yargıdan döndü ama yargıyı kim takıyor. Yağma yapılır gerisi nasıl olsa arkadan gelir. Dağlar, göller, nehirler, yeşil alanlar kapanın elinde kalıyor. Kentleşme adı altında birilerinin evleri tepesine yıkıldığı gibi ülkenin İçişleri bakanı “Yıkın, kanun arkasından gelir” diyebiliyor. Yetmiyor aynı kişi uyuşturucu baronları ile resimler çektirirken sokaktaki torbacı içinse “Ayaklarını kırın” diyebiliyor.
Ülke gelişmiş kapitalist ülkelerin para karşılığında çöplüğü haline getirildi. Çöpler ülkemizin ormanlarına, su yataklarına, yerleşim bölgelerine gömülüyor. Ormanlar yanıyor müdahale edilmiyor bir de bakıyorsunuz ki yanan yerlerde oteller yapılmış. Bazı alanlar ne olduğu belirsiz “Yatma, yuvarlanma” yeri olan millet bahçelerine çevrilmiş, yandaşlar buralardan vurgun vurmuşlar. Bu bahçelerin kurumuş çimleri yeşil görünsün diye boyanmış bile. Yani sizin anlayacağınız iktidarın yapıp ettikleri bu kadar vahim.
10 Ekim Gar katliamında 103 güzel insanımızı yitirdik. Bu katliamı yapanlar alana daha kolay girsinler diye arama noktaları bile kaldırılır ve katliamın yapılmasına adeta yol verilirken, anma yapılması polisin engeline takılabiliyor. Polis anmaya gelenleri alana sokmadığı gibi her tarafı tutmuş iciğine cücüğüne kadar aramalar yapıyor. Sizin anlayacağınız demokrasi güçleri bir basın açıklaması, bir anma mı yapacak polis bütün heybeti ile orada, saldırıya da hazır. Ama gördüğünüz gibi bazılarına fırsat kolaylıkla verilebiliyor. Bir düşünün ve yetki isteyen kişinin neleri becerip neleri becermediğinin bir kıyaslamasını yapın isterseniz. Yapın ki gerçekleri görün.
Dolar nasıl aşağı inecekmiş yetkiyi verin görün diyen muhterem bize göre kazanmadı makamı gasp etti fakat yetkiyi aldıktan sonra dolar çıktı vardı 18. 60’a dayanıverdi. İniş çıkışlarda yaşanmadı değil yaşandı da bu arada Merkez Bankası’nın içi boşaldı. 128 milyar dolar gözümüzün önünde uçup gitti. Sonra ısrarlı sorular karşısında halkımıza harcadık dendi. Halkımızın cebinde dendi ama bir türlü nereye gittiği açıklanamadı. Benzeri pek çok yeni şeyler yaşadık o da bilinmiyor. İstanbul Borsası’nda yapılan Alicengiz oyunlarıyla batanlar oldu fakat araştırılması bile MHP ve AKP oylarıyla reddedildi. Yurttaş elektrik, gaz faturalarından ve sürekli artan motorin ve benzin fiyatlarından neredeyse illallah dedi demesine de iktidarda bu konuda tık bile yok. İktidar göz boyamaya devam ediyor. Dönüp bizim iyi olduğumuzu, Avrupa ve Amerika’nın bittiğini söyleyecek kadar ileri gidebiliyor. Bizlerse gerçeklerden zaten haberliyiz. Yaşam cehenneme çevrildi. Hemen kimse temel gıdalara bile ulaşacak konumda değilken haramzadeler har vurup harman savurmaya İngiltere de ve öteki emperyalist ülkelerde neredeyse mahalle satın alacak konuma geldiler. Halk da elektrik faturasını ödeyemeyince pat diye elektrikleri kesiliyor ve iktidar bize sabır satmaya devam ediyor.
Dedik ya yargı bililerinin elinde oyuncağa döndürülmüş vaziyette. Herkese yasak üstüne yasak konuluyor. Birçok sanatçının ve yurttaşın yurtdışı yasağı yüzünden dışarı çıkışları yasak hale getirilmiş. Birçok ülke Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına vize bile vermiyor. Verse ne olacak ki sizin paranız dolar ve Avro karşısında pul olmuş elin ülkelerinde yiyip içemez, gezip tozamazsınız bile. Yani yoksulluk içinde yüzüyoruz. Bütün bu gerçekler ortadayken önümüzdeki seçimlerde yine aynı yöntemlerle sizden oy isteme kıvraklığı gösterenleri siz cezalandırmayı bilmiyorsanız kazanmaları şu an için olanaksız görünüyor ama ya bir de yeniden kazandırırsanız var ya cehennem hayatı yaşamayı kabul ettiniz demektir ki hak eden hak ettiğini yaşarmış.
Çünkü yıkmak isteyip de yıkamadığımız kapitalizmin unutmayalım yasası böyle işliyor uyanın artık uyanın böyle işliyor.