SOYGUN VE TALAN İKTİDARI ERİYOR AMA HALKA DAHA ETKİLİ ÇIKIŞ YOLLARI SUNMAK GEREKİYOR

Yazan: Turgut Koçak 5 Temmuz 2021

AKP ve MHP ortaklığı zorunlu olarak devam ediyor. Durumdan hem AKP içinde hem de MHP içinde rahatsız olanlar var. MHP bu işi kar zarar hesabına döktüğü ve de politikasını bu gerçekler üzerinden yürüttüğü için iktidar içindeki onca çalma çırpmaya karşın pek çok şe de göz yumuyor ve kendi tabanını bu ortaklığın sürmesine inandırmak için de göbek çatlatıyor. Öyle ya MHP bu birlikteliğe sırt çevirse parlamentoda olamayacak, Bürokraside elde ettiği mevzileri ise elinde tutamayacağı gibi MHP’lileri devlet katında işe de yerleştiremeyecek. Bu yüzden de bu iki parti kimi rahatsızlıklara karşın birbirlerini sürüklemek zorundalar.

Evet, MHP bürokraside önemli noktalara adamlarını yerleştirdi. İş öyle bir noktaya geldi dayandı ki asker içinde kimi komutanlar MHP örgütlerini ziyaret eder oldular. Yargıda kimi yüksek makamlarda da MHP’nin yerleşme ve kalıcılaşma çabaları devam ediyor. Doğal olarak Bahçeli de bu yol ve yöntemlerle MHP’nin güçlenebileceği üzerinden tabanına gaz veriyor.

Birde işin diğer yanı fazla bir etkileri olmasa da küçük küçük öbekler var AKP ve saray iktidarını. Bunlar elbette iktidarı desteklemiş olmanın nimetlerinden yararlanıyor yararlanmıyor değiller ama bunların hepsini toplasanız kamu bankaları tarafından MHP’nin gazetesi Türkgün’e verilen reklamı bile bulmuyor. Daha da önemli bu küçük öbekler devlet katında hiçbir yerde de istedikleri ölçüde yer alamadılar. Üstelik bunlar giderek ittifakın eridiğini de gördükleri için eleştirel bir pozisyona da geçmiş konumdalar. Ancak bunlar hoşnutsuzluklarını açık açık değil de daha çok öneri düzeyinde Erdoğan ve Bahçeli’ye çıkışlarda bulunuyorlar.

Örnek verirsek Perinçek Kanal İstanbul Projesi’ne karşı çıktı. Ancak onun karşı çıkışı bütünlükten yoksun sadece stratejik önem taşıyacağı savı üzerinden oldu. İstanbul ve çevresi hatta ülke için yaratacağı doğa yıkımı bunların derdi bile değil. BBP ise daha başka açıdan bakıyor konuya. Destici partisinin Sinop İl Kongresi’nde cumhur ittifakındaki erime yüzünden paylarına düşeceği üzerinden konuya baktı ve Kanal İstanbul, köprü, yol şu bu bekleyebilir önemli olan yaşanan ekonomik yıkımın yangınının söndürülmesi gerektiği savıyla sözde kongredekilere ileti vermiş oldu. Çünkü Destici’de biliyor ki iktidar bu hali ile ne milletvekilliği seçimlerini ne de cumhurbaşkanlığını kazanamaz.

Evet, görüldüğü gibi iktidar blokunda erime devam ediyor. Ancak bu erime yine de parti içinde yaşanan çalkantılara ve onca yolsuzlukların aleni ortaya dökülmesine karşın diyebiliriz ki belli bir oranda kalıyor.

Sedat Peker’in durup durup açıkladığı pek çok yolsuzluklara bile çıkıp da kimsenin doyurucu bir yanıt vermesi söz konusu değil. Bu durumda çöküntü daha hızlı olması gerekir diye düşünenler yok değil, değil de bunun da böyle olmasının birçok nedenleri var. Hani diyelim ki bu olay başka bir siyasi kesimde yaşansa neler olabileceğini kestirmek bile zorken bu cephede böyle olmasının nedeni çok karmaşık aslında.

Konunun önemli bir yönü daha var. Bu durumdaki bir iktidar özellikle de mecliste milletvekilleri olan muhalefet tarafından ne yeterince köşeye sıkıştırılabiliyor ne de halkı sürükleyecek denli etkili bir politika yürütülmediği için anketlere yansıyan rakamlarda baktığımız zaman azar azar bir düşüş şeklinde olabiliyor ancak. Bu yanda ipleri koparmış bir iktidar var. Bu iktidar öyle ki her şeyi göze almış görünüyor.

Sömürü ve soygun düzeni olan kapitalizmin azgın savunucuları konumundalar ancak muhalefettekiler de halkın karşısına başka bir seçenekle çıktıkları yok. Onların ajandasında da kapitalizm var. Mevcut iktidardan farklılıkları ise nitel olmaktan uzak sadece birkaç farklı şey söylüyor olmaları. Bunlar ne diyor? Ülkeyi yeteneksiz kimseler yönetiyor. Liyakate önem verilmiyor. Hırsızlık var, yasalara uyulmuyor, demokrasi hepten unutulmuş. Kapitalizmin nasıl bir sistem olduğu muhalefet edenlerin de çok bir derdi değil. Bu yüzden de halk olup bitenlere ha Kel Ali, ha Ali kel gerçeğinden bakarak yaşamlarında çok da bir değişiklik olmayacağını düşündüğü için ve de mevcut iktidarı yapıp ettikleriyle katlanılmaz bulduklarından desteğini azar azar çekerek gösteriyor.

İyi kötü ayırımı ile sorunlar çözülemez. Kimi sorunlar yapısal olduğu için hiç çözülemez. Bazı isimlerin üzerine gidilse öyle ki baskı iyice arttırılıp istifaları bile sağlansa sonuç alınabilir mi? Kapitalizmi burjuva hümanizması ile yığınlara yutturmaya kalkmanın bir anlamı olabilir mi?

Olamaz elbette. Ki bu yüzden artık toplumun önüne sosyalizm seçeneği ile çıkan ve halka gerçek kurtuluşu sunan bizim gibi sosyalist partilerin rüzgârı gerekiyor.

Bu rüzgârı yaratmak başta partimiz Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) olmak üzere bilelim ki bize düşüyor.