SOSYALİZM SAVAŞIMI UZUN SOLUKLUDUR

Yazan: Turgut Koçak 23 Haziran 2014

Sosyalizm yolunda savaşım uzun soluklu bir savaştır. Bu yüzden de bu koşuda tıknefeslerin yapacağı bir şey yoktur. Ancak tıknefes olanları da yabana atmamak gerek. Bunların sosyalizm savaşımında nefesleri yetmiyorsa bozgunculuk yapmalarına da bir engel yok ki. Onlar da çıkarlar son nefeslerine kadar bozgunculuk yaparlar. Biz uzun yüyüşümüzde böylelerine çok rastladık. Bu gibi insanlar yüzünden ne anafor akımlar otaya çıktı ve kısa sürede de tarihin çöp sepetine atıldılar. Bu gibi hevesleri olanların çok yüzlü olduklarının bir kez altını çizmekte yarar var.

Hani HDP diye bir parti kuruldu da o partinin içinde de her görüşten örgüt, kişi, marjinal gruplar yer aldı ya, işte kimi TSİP’liler de bu yapı içinde ya liberalize olmuş örgütlere katılıp yer aldılar ya da kişi olarak. Ancak kişiye rağbet olmadığı için bazıları öyle sanıyoruz ki, bir örgüt belirtme gereği duymuş olmalılar ki, kendilerine eski TSİP’liler diyerek burada yer almayı yerinde bulmuşlar. Bu arkadaşlardan bazıları Ankara’ya gelmişken bir de kara gözlü, kara kaşlı ve sırma saçlı TSİP’lileri de bir görüp eskiyi yadedelim demişler ve 21 Haziran günü Ankara’da bir otelde buluşmuşlar. Hem bu buluşma hem de HDP kongresine katılarak bir taşla iki kuş vurma becerisi gösterdiler mi bilmiyoruz ama durum bazıları için aynen böyle oldu.

Bazılarını yadsımıyoruz. Ancak bazı arkadaşlar var ki, onlar kim bilmem ne diyorsa bir avuç tuzla koşmayı kendilerine şiar edinmişler. Bu arkadaşların da işi zor. Sen geçmiş olarak hem Sosyalist bir partide yer alacaksın hem de CHP’ye meze olmanın ötesinde bir bir değerin de olmayacak. Ya da ne bileyim serseri mayın hesabı örgütlü mücadeleden iyice kopmuş olacaksın ama ortalıkta selvi selvi devrimci ayaklarında dolaşıp duracaksın. Hem bu arkadaşları mitinglerde müfettiş misali dolaşırlarken çok görüyoruz. Ne diyelim; onlarda şu yalan dünyada işin tadını çıkarıyor olsalar gerek. Ne demişler o yalan bu yalan gel biraz da sen oyalan…

Uzuk soluklu dedik ya gerçekten de bu konu Türkiye’de yer alan örgütlerce çok da iyi anlaşılmış değil. Örgütler ortaya çıkarken hemen devrim olacakmış gibi bir hayale kapılıyorlar. Bakıyorlar ki, olacağı yok o zaman da en kısa yoldan tüymenin bir yolunu bularak ortalıktan çekiliveriyorlar. Ben bugüne kadar içtenlikli bir şekilde; “Bu mücadele zormuş, kendimi bu mücadelede hazır hissetmiyorum” diyen kimseye neredeyse hiç rastlamadım. Sosyalizm savaşımından düşenler mutlaka herkese kara çalarak uzaklaşmayı daha matah bir şey sanıyorlar. Sonra bir de bakıyoruz ki, bu arkadaşların iddiası yerle yeksan olmuş, bu kez de düştükleri kuyunun içinden umutsuzluk pompalayıp duruyorlar.

Bu yüzden de Türkiye Sosyalist İşçi Partisi diğer örgütlerin aksine böyle durumlarda panzehirini üretmiş tek partidir. Ve bugüne kadar söylediğimiz ne varsa harfiyyen gerçekleşmiştir. Bunun nedeni her zaman dile getirdiğimiz gibi sağlam ideolojiden kaynaklanmaktadır. Aynı zamanda da örgütsel birlik anlayışı bizim için sigortadır. Önümüzde yoğun mücadeleler olacak, bu mücadelede pek çok örgüt şu ya da bu nedene bağlı olarak sahneden çekilip yok olacaklardır. Türkiye Sosyalist İşçi Partisi ise diğer bütün örgütlerin aksine parti sürekliliğini kesintiye uğratmaksızın devam ettirecek ve sosyalizm mücadelesini iktidar hedefini gerçekleştirerek taçlandıracaktır.

Sonuç olarak tıknefes olan ve de devrimci demokrat öğretiyi benimsemiş örgütler bir nehirde aniden oluşan bir anafor gibidir. Güçlü olarak ortaya çıkar sonra da kaybolup gider. Oysa sosyalizm savaşımı uzun soluklu olmayı ve de on ikiden vuran bir ideolojiyi gerektirir.

TSİP kimseyle yarışmamaktadır.

TSİP kendisini sadece ve sadece devrime odaklamış bir partidir o kadar…