SOSYALİSTLER UMUT OLABİLİR Mİ?

Yazan: Turgut Koçak 29 Temmuz 2022

Ülkemizde ve dünyada sosyalistlere karşı egemen güçler öyle acımasız davranmışlardır ki her iktidarları zora düştüğünde üzerlerine gidilecek ve başları kesilecek tavuklar gibi boğazlanmışlardır. Burada şaşılacak pek bir şey yoktur çünkü sınıf düşmanları düşmanlıklarının gereğini yapmaktadırlar. Onlar püskürtecek veya durduracak bir güç de biriktirilemediğinden sahneye konulan oyunların neredeyse tamamı bu şekilde oynanmaktadır.

Bu yaşamsal mücadelede geniş halk yığınlarının kimi dönemlerde sosyalistlere karşı yakınlık göstermelerine tanık olunsa da tutuşulacak bir kavgada sonuç egemenlerin yararına sonuçlanacağı düşünüldüğü için ne edilip ediliyor sosyalistlerin çevresi boşaltılıveriyor. Bu durumda sosyalistler ne yapsınlar onlar da sol uçtan konuşmalarını devam ettiriyorlar. Sınıflar mücadelesindeki denge sermaye sınıfından yana bozulduğu için geniş halk kitleleri de ortalıktan tüyüveriyorlar. Sosyalistler bu yüzden seçimlerde bile aldıkları bindelik oy oranı ile anılıyor, bir daha da kimsenin ta ki yığınların, aydınların, gençlerin, çiftçilerin, kadınların canına tak edinceye kadar anılmıyorlar. Çünkü sosyalistler oldum olası hem ülkemizde hem de başka ülkelerde uçbeyi olarak görüldükleri için hemen akıllara da sosyalistler düşüyor.

Gerçek bir sınıf partisi öğretisel ve örgütsel bağımsızlığını koruyarak kendisi gibi sınıf partisi olmayan yapılarla böylesi korkunç bir dönemde güç birliği yaparlarsa sınıf partisi olmalarına helal mi gelir? Bence gelmez. Helal geldiği düşünüldüğünde ise görmezden gelinen bir gerçeğin bilinmesinde yarar vardır. Çünkü sınıf mücadelesi salt sosyalistler ve kapitalizmin en gerici unsurları arasında geçen bir mücadeleden ibaret değildir. Bu yüzden de egemen güçlerle çıkarları pek çok anlamda çatışan yapılarla birlikte davranılarak düşmanın yenilgiye uğratılması göz ardı edilemez. Egemen güçlere karşı mümkün olduğu kadar cephenin genişletilmesi gerekir. Ama bu demek değildir ki biz sosyalistler bu geniş birliktelik uğruna sosyalistliğimizden ödün vererek amaçlarımızı değiştireceğiz.

Uğraş, didin birkaç grubu bir araya getirince bu grubun ne kadar isabetli davranmış olduğunu, işçilerin, emekçilerin her anlamda haklarını salt bu güç birliği yapabilirmiş propagandasına soyunanlar gerçeklerden öte kendi heyecanlarını Sosyalist Güç Birliği grubuna geçirmek isteyebilirler. Üstelik de seçimlerin öncesinde ve hemen öngününde yığınların çıkarlarından söz edebilirler ancak sandıklar açıldığında ortada sosyal bir vakıa olacak denli bir sıçrama yakalanamamışsa seçimlerin hemen sonrasında ne kimse binde kaçlık alınan oylardan söz ederler ne de sosyalistlerin geniş halk yığınlarının çıkarlarını nasıl canla başla savunduklarını anımsarlar.

Benzeri durumlar çok kez yaşanmış olmasına karşın seçim sonrası sosyalist yapıların hiçbirisi çıkıp da kendi tespitlerini masaya bile yatırmamışlardır ama mücadeleye daha kararlı başlanıp yürütüleceği görüşleri de eskiden olduğu gibi bir daha yinelenerek işin savunması da yapılmış olur.

Dünyanın en büyük şairlerinden Nazım Hikmet’in şiirini okuyalım.

AÇLIK ORDUSU YÜRÜYOR

Açlık ordusu yürüyor yürüyor ekmeğe doymak için ete doymak için kitaba doymak için hürriyete doymak için. Yürüyor köprüler geçerek kıldan ince kılıçtan keskin yürüyor demir kapıları yırtıp kale duvarlarını yıkarak yürüyor ayakları kan içinde. Açlık ordusu yürüyor adımları gök gürültüsü türküleri ateşten bayrağında umut umutların umudu bayrağında. Açlık ordusu yürüyor şehirleri omuzlarında taşıyıp daracık sokakları karanlık evleriyle şehirleri fabrika bacalarını paydostan sonralarının tükenmez yorgunluğunu taşıyarak. Açlık ordusu yürüyor ayı ini köyleri ardınca çekip götürüp ve topraksızlıktan ölenleri bu koskoca toprakta. Açlık ordusu yürüyor yürüyor ekmeksizleri ekmeğe doyurmak için hürriyetsizleri hürriyete doyurmak için açlık ordusu yürüyor yürüyor ayakları kan içinde.

Nâzım HİKMET

Demek ki neymiş, milyonlara açlıkları, yoksullukları anımsatılınca insanlar ortaya atılmıyorlarmış. Çünkü açlığı ve sefaleti bilenlen bu gerçeği zaten senden benden daha iyi bilmekteler. Onların kafasının içindeki gerçek kimin iktidar olacağı, olup olamayacağı ile çok daha yakından ilgilidir.

Bu yüzden de sosyalistlerin umudu daha da büyütmeye gereksinimleri vardır.