Yazan: Turgut Koçak 16 Aralık 2013
Burjuva partileri döne döne kendilerini denenmiş sağ politikalarla pazarlamaktan bir türlü geri durmuyorlar. Bugüne kadar ülke yurttaşlarının hiçbir yarasına merhem olmamış sağ politikalara dönülüp dönülüp sarılınmasının bir nedeni olsa gerektir. Bizce vardır da. Çünkü solda yer alan partiler gerektiği kadar görevlerini yapamıyorlarsa o zaman da sağ partiler eşeği boyayıp boyayıp sahibine satma huyunu asla terketmezler.
AKP iktidarının boyunduruğu altında iyice canı yanan halka daha ileri seçimler sunmak yerine AKP’den kurtulalım da nasıl kurtulursak kurtulalım yaklaşımı egemen olmaktadır. Bu yüzdendir ki, kendisine sosyal demokrat diyen CHP yüzünü sola döneceği yerde sık sık sağa çevirerek sonuç alacağını düşünmektedir. Konuyu uzatmamak için bir örnekle yetinmek istiyoruz. CHP, İstanbul’da Mustafa Sarıgül’ü, Ankara’da MHP’li MHP’nin aday göstermediği Mansur Yavaş’ı, Hatay’da MHP’li İskenderun Belediye Başkanı eski ülkücülerden Mete Aslan’ı mı yoksa Hatay’ın Belediye Başkanı Doç. Dr. Lüfü Savaş’ı mı gösterecek tartışılıp duruyor. Gösterilirse de şaşırmayız. Burada bizim söylemek istediğimiz şey daha çok niye sistem partilerinin halkın karşısına döne döne sağ seçeneklerle çıktıklarıdır.
Onu bunu eleştirmeden önce burada iğneyi kendimize batırmanın yararı var. Yukarıda sözünü ettiğimiz seçenekler eğer sık sık halkın karşısına sunulabiliyorsa, bu durum gösteriyor ki, solda yer alan partilerin halkın karşısına bir seçenek olarak çıkamamalarından kaynaklıdır. Solda yer alan partilerin bir seçenek olarak çıkamamalarının sayılamayacak kadar nedeni çoktur çok olmasına ya bize göre en önemli nedeni mevcut partilerin daha doğru dürüst nerede durduklarını bile açık hale getirememeleridir. Birçok parti’nin sol ve sosyalizm konusunda nerede durduğu daha açıklıkla ifade edilirse öğretisi belirsizdir. Bir başka deyişle söyledikleri köşeli değildir. Yuvarlak bir top gibi bir o yana bir bu yana yuvarlanıp durmaktadır. Bu yüzden de geniş halk yığınları bu değişkenliğe bir türlü yetişememektedir. Bu görüntü yüzündendir ki, solda yer alan partiler ayrı ayrı partiler olmalarına karşın kitleler tarafından bir bütün olarak algılanmakta, hiçbirinden hayır çıkmayacağı yönünde bir düşünce sol ve sosyalist solda yer almaları gerekenleri saflardan uzaklaştırmaktadır.
Bu konuda köşeli politikaları olan bir tek parti vardır o da Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’dir. Birçok parti daha çok insanı saflarına çekmek niyetiyle politikalarını sık sık sağa yanaşık olarak sürdürüyor olmalarına karşın TSİP bu tür yaklaşımlardan özenle uzak durmuş bir partidir. TSİP’i TSİP yapan ve öteki partilerden ayıran özellik de budur. Bugün tek tek isimlerini saymaya gerek yoktur ama solda ve sosyalist solda yer alan partiler saflarına daha çok insan çekmek kaygısı ile inanç ve etnik köken üzerinden yürütülen politikalara ve marjinal grup ve grupçuklara yeşil ışık yakılarak emek eksenli politikalardan hızla uzaklaşmışladır. Bu yüzden de sosyalist öğreti nasıl bu örgütler için bulanıksa etki alanlarında tuttukları kimseler için de o ölçüde bulanıktır. Bu bulanıklık yüzündendir ki, sol ve sosyalist solun kitlelere mal edilmiş ve benimsetilmiş köşeli politikaları yoktur. Her an saflara gelmiş olanlar kolaylıkla safları terkederek hiç umulmayacak yerlere kolaylıkla yelken açabilmektedir.
Örneği başkalarından vermeyelim. İzmir’de partimizi örgütleyen arkadaşlar; Ege bölgesi düzeyinde örgütlenmenin de sorumluları oldukları için Denizli’de eski partili bir arkadaşı ararlar. O arkadaş bizim partimiz için alt küme partisi der. Oysa adı geçen o arkadaşın 12 Eylül sonrası burjuva partileri de dahil girip çıkmadığı bir yer kalmamıştır. Bu gerçeğe karşın utanıp sıkılmadan TSİP için alt küme partisi diyebilmektedir. Şimdi biz bu örneği kendimizden verdik ya, bu örnek başkalarında o kadar çoktur ki, parti dolaşmaktan canı çıkanlarla sol ve sosyalizm mücadelesi ne verilebilir ne de örgütlenebilir. Bu yüzden TSİP, 12 Eylül sonrası kuruluşunu ilan ederken “GELENEK BİZİZ, GELECEK DE” diyerek yürüyüşüne başlamıştır. Bugün geçmişine sahip çıkan tek partidir TSİP.
O zaman diyoruz ki, TSİP sosyalist solun solda tek temsilcisidir. Bugün bize kendi dönekliklerini gizlemek için alt küme partisi diyenlerin dünü de bugünü de partinin belleğindedir. O bellek asla bir hainleri unutmaz bir de dönekleri…
Yazımızı TKP’nin önayak olduğu Sol-Cephe kurma toplantısına değinerek bitirelim. Pazar günü Yenimahalle Belediyesi Nazım Kültür Merkezi’nde TKP, cephe ile ilgili bir toplantı gerçekleştirdi. Hepinizin bildiği gibi TKP’nin daha önce unutulup giden bir ‘Yurtsever Cephesi" vardı. Bugün eski cephe anlayışı ile ne kadar örtüşüyor bilmiyoruz ama artık TKP’nin bir Sol Cephesi var. Bu sol cephenin özneleri kimdir, ya da hangi yapılar bir araya gelerek böyle bir cephe oluşturulmuştur iyi bilmiyoruz. Ancak bu cephe yine TKP’lilere; “bakın bu sizin yeni göreviniz, politikasız ve boş kalmayın” anlamında bir şeyse sonucu peşin peşin söyleyelim ‘Yurtsever Cephe" ile aynı olacaktır. İlerde bu konuyu ele alacağız. Ancak Sol gazetesinde yer alan bir örgütlenme modelinden söz edilmektedir ki, bu model sosyalistlerin örgütlenme anlayışının dışındadır. Gazeteden aktaralım. “Toplantıda yönetim kurulu seçildi. Şimdiki aşamada Sol Cephe, yerelliklerde yapacağı toplantılarla yerel meclisler kuracak. Burada seçilecek temsilciler hareketin meclisini oluşturacak. Sol cephe, aşağıdan yukarıya örgütlenecek.
Bugüne kadar aşağıdan yukarı örgütlenip de batmayan ne bir hareket, ne de bir sol parti var.
Bakalım göreceğiz, aşağıdan yukarı örgütlenmeyi önüne koymuş Sol Cephe ne zaman gereksinme olmaktan çıkacak?