SOSYALİST ÖĞRETİ YENİDEN / 19

Yazan: Turgut Koçak 28 Nisan 2013

Aklınıza ne kadar yalan, dolan geliyorsa bilin ki, bu işlerin mimarı sermaye iktidarlarıdır. Kimi zaman Hıra dağı kadar Müslüman olurlar, kimi zaman da Tanrı Dağı kadar Türk. Kimi zaman öyle milliyetçidirler ki, sanırsınız bunlar arı bir ırkın eciş/bücüşleri değildir de tıpkı safkan yarış atlarıdır. Şaşırmayın; bunlar kimi zaman da inançların ne kadar köhne ve ayak bağı, milliyetçiliğin de günümüz koşullarında çağdaşlık olmadığını olamayacağını bağıra bağıra söylemekten çekinmezler.

Hani bugün, AKP iktidardır ya, iktidar olmanın her türlü olanaklarını kullanıp bu işini derece derece orasından burasından tutanlar, bir şeyleri hırsızlayıp götürerek dünyalık elde ederler ama yine de bunların Müslümanlığından yanlarına yanaşmanın olanağı yoktur. Ülkemiz işçisi, emekçisi, özetle üretenler hep hor görülüp canlarına okunur, çalışanlar yok pahasına çalıştırılıp değil emeklerinin karşılığını terleri kurumadan almak, aylarca üstüne yatılır da yine de katran karası gecenin karanlığında leke görülür ama bu zatı muhteremlerin Müslümanlığında leke görülmez. Hem böylesi heveslere başvuruluyor olması salt bizim ülkemize de özgü bir şey değildir. Bir zamanlar Avrupa’yı kasıp kavuran faşizm dönemlerinde de en iyi Hıristiyan da, en üstün ırkta kuşku yok ki, Almanlar, İtalyanlar, Franko İspanyası ve Salazar Portekiz’i de bu sıfatları layıkıyla hak etmişti.

Türkiye işbirlikçi tekelci sermaye güçleri ise bu yöntemi yıllarca kullanıp solcu ve sosyalistlere yapmadıklarını bırakmamışlardı. Onlar bu suçları işlerken Müslümanlığı ve milliyetçiliği kullanarak sokak eşkiyaları örgütlemişler ve ilericilerin, devrimcilerin ve sosyalistlerin üzerine bu katil sürülerini sürmüşlerdi. Sonra da susturdukları milyonların haklarının bir güzel üzerlerine konup vurgun üstüne vurgun vurarak malı bir güzel götürmüşlerdi. AKP bugün aynı şeyi hem de gelmiş geçmiş iktidarlara taş çıkartırcasına yapıyor. Ortalık din bezirgânlarından geçilmiyor. Kimisi şeriat devleti kurma yolunda, kimisi bölgeyi birleşik Müslümanlar imparatorluğu haline getirme düşü peşinde. Bu heveslerin hemen tamamının da arkasında ABD ve emperyalist Batı var. Çünkü bu yöntem emperyalist dünyanın bölge halklarına boyun eğdirmesi için en etkili ve geçerli bir yol.

Hani ülkenin onca sorunu varken Başbakan yine ortaya çıkıp gündem değiştirerek inciler döktürdü dersek abartmış olmayız. Neymiş efendim bizim milli içkimiz ayranmış. (Gerçi biz kımız biliyorduk ya neyse) Dedesi diyesiymiş ki, “iyi bir nesil ayran içerek yetişir.” Şimdi oldu işte. R. Tayyip Erdoğan’ın dedesi de hemen literatüre geçirilmeli, geçirilmeli ki, böyle bir değerden cahil kalmış ülke insanının haberi olsun. Ne yapalım ben ve benim gibilerin dedesi filozof ve tabip olacak zaman bulamamışlar. Bu yüzden de onların özlü sözünü burada aktaramıyorum. Örneğin benim dedem savaşa bir gitmiş, dönüp geldiğinde ninem bile onu tanıyamamış da tanrı misafiri olarak misafir odasına almış. Sonra da ver elini Kurtuluş Savaşı’na. Filozof ya da tabip olmak için de hiç zaman bulamamış. Anlayacağınız bizleri salt bu yüzden özlü sözlerinden mahrum bırakmış.

Yazımın giriş bölümünde dile getirdim. Kim ki, kitlelere yalan söylüyordur işte o kişi döner dolaşır masal anlatmaya başlar. Recep Tayyip Erdoğan’da bunu yapıyor. Sağlıklı nesil istiyorsanız ayran için diyerek sanki aklımızla alay ediyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu hesabı aklına ne gelirse söyleyen bir başbakanımız var demeyin, o bunları bilerek yapıyor. Neymiş efendim; nüfusumuzun çoğalması gerekiyormuş, kimmiş nüfusumuzun artmasını istemeyenler? Aklınca ülkemizin düşmanları nüfusumuzun çoğalmasını istemiyor demeye getirerek elle tutulamayan, gözle görülemeyen düşmanlardan söz ediyor. Yani muradı başka. İnsanlara aaa kuşa bak kuşa diyerek onlar havaya bakarken o hayırlı işine devam ediyor kısacası.

Yağma yok Bay Tayyip! Ülkeyi satıp savdın, işçileri, emekçileri işsiz, aşsız bırakıp kuru ekmeğe muhtaç ettin, Amerika’nın dümen suyunda Suriye’ye karşı savaş açtın, 2B arazileri yasası ile köylülerin babadan atadan kalma arazilerine el koymaya kalkışıyorsun, ülke insanlarının aklıyla alay ederek ortalığa sözüm ona akil insanlar saldın, Arınç başta bakanlarının ne konuştuklarına bir bakın! Kürt sorununu tıkır tıkır çözmüşsünüz de haberimiz yok. PKK gelmiş demiş ki, çekilmek istiyoruz, bundan böyle silahlı eylemlere de başvurmayacağız, ne özerklik, ne federasyon, ne de ayrı devlet de kurmak istemiyoruz. Eee siz ne yapacaksınız elimizi, eteğimizi öpün öyle affedelim diyecek değilsiniz ya büyük insansınız ve büyüklüğünüzü gösteriyormuşsunuz. Bu çetrefilli lafları kimse yutmaz. Yarın için yıkımlar getirecek politik gelişmelerin mimarlığını yapıyorsunuz Bay Tayyip mimarlığını.

Okullara süt dağıttınız bozuk çıktı. Zehirlenip yüzlerce çocuğumuz hastaneleri boyladı. Şimdi de milli içkimiz ayrandan söz ediyorsunuz. Yoksa bir yakınınız ayran üretme tesisleri mi kurdu? Uzatmayalım ayran azar biliyorsunuz, ya da ne bileyim kabarır.

Sana söylüyoruz, BİZİM AYRANIMIZI DAHA FAZLA KONUŞUP DA KABARTMAYIN! SONRASI İNANIN Kİ İYİ OLMAYACAK!

Yıllardır 1 Mayısların düşmanı kesildiniz. Aynı kafada devam ediyorsunuz. Bunları biliyoruz da bilmeyenlere de anımsatmak isteyelim dedik.

DİSK Başkanı Kani Beko’nun açıklamalarından öğrendiğimize göre KESK ve DİSK yetkilileri sizden ve eski İstanbul Valiliği yapmış olan marifetlerini iyi bildiğimiz İçişleri Bakanı Muammer Güler’den görüşme izni istemiş. Bizden size öneri, bu görüşmeyi geri çevirmeyin. Hatta görüşmeye bile gerek duymadan 1 Mayıs günü size Taksimi serbest ettim deyin olup bitsin. Büyüklük sizde kalsın, bakın hem KESK size genel başkanını “akil insan” olarak vermedi mi, verdi. Hem böylece sizin kıymetinizi gerektiği kadar anlamamış olan solcular da bu gerçeği böylelikle anlamış olurlar.

Dedik ya bizim bu tür oyunlara aklımız ermez. İşte bu yüzden 1 Mayıs’ta kendimizi işin ta başından beri bu tartışmaların dışında saydık ve 1 Mayıs günü Kadıköy’de olmaya karar verdik.

Bu yüzden işçileri, emekçileri, Kadıköy meydanına çağırıyoruz.