SOSYAL MEDYADA ÜSTÜNÜZ ÇÜNKÜ AKILLIYIZ!

Yazan: Turgut Koçak 26 Aralık 2022

İktidarın el atmadığı alan yok. Yazılı ve görsel basını binbir yönteme başvurarak hatta zor kullanarak ele geçirmiş. Geriye kalan çok az sayıdaki gazete ve televizyonların tepesinde de Demokles’in kılıcı gibi sallanıp duruyor. RTÜK kime cezalar yağdıracağının hesabı içinde. Kim içeri atılacak provokatif açıklamalarıyla belirmeler yapıyor. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in konuşmalarını yakından izleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Bununla da yetinilmiyor tabi. Gelişen teknoloji her yurttaşın önüne olanaklar sunmuş. Bu olanakları sosyal medyada kullananlar da ister istemez iktidarın oklarını üstlerine çevirdiği kimseler olarak günlük yaşamımızda tartışma konusu oluyorlar. İktidar her söylenenin peşinde insanları susturmak için ne yazık ki yargıyı sonuna kadar kullanmaktan çekinmiyor. Bu konuda en çok rahatsız olanların başında da Recep Tayyip Erdoğan geliyor. Erdoğan bulunduğu yer itibariyle iki güce birden sahip. Yerine göre AKP’nin Genel Başkanı, yerine göre de Cumhurbaşkanı. Bu yüzden de kullandığı yetki her zaman için tartışmalı.

Erdoğan 1 Temmuz 2020 tarihinde şöyle demi; “Sosyal medyayı kapatacağız. Burası muz cumhuriyeti değil!” İyi de bizim bildiğimiz muz cumhuriyeti diktatörlükle yönetilen ve ilkesi tilkesi, hukuku, yasası olmayan ülkeler için söylenmiyor muydu? Bugüne kadar kimse kalkıp da bir ülke için sosyal medya kullanıcılarına ve dediklerine bakarak muz cumhuriyeti tanımlaması yapmış değildir ki neden Erdoğan böyle bir tanımlama gereği duydu?

Ama kısa sürede kapatma işinden vazgeçildi. Çünkü kapatma işi kendilerini de vurabilirdi. Hemen yeni bir açıklama daha. “Sosyal medyada yapacağımız düzenleme ile yalanlar son bulacak, gençler huzur bulacak.” Şimdi bir gariplik daha, yalancı kimdi, gençler nasıl huzur bulacaktı? Sonra Ekim 2021 tarihinde bu konuda yasa için meclis adres gösterildi ve “Ekimde arkadaşlar yasal düzenlemeyi hazırlıyorlar. Meclis’ten geçecek…” denildi. Daha sonra bir taslak hazırlandı, taslağı gören Erdoğan ise taslağın kendilerini de kısıtlayacağını düşündüğü için taslağı beğenmedi.

Bu yüzden düzenlemeye gidilmedi ve sosyal medya alanında üstünlük sağlamak için iktidar birimler oluşturdu. İşe gelmeyenlerden ve işsizlerden bir trol ordusu oluşturuldu. Troller bir yandan sosyal medyada paylaşılanlara yanıt verecek diğer yandan da bazı sosyal medya kullanıcıları jurnallenerek yazdıkları çizdikleri ne varsa yargıya intikal ettireceklerdi. Bunu ellerinden geldiğince yürütmeye çalışıyorlar.

Bu yüzden de hayli etkili olan sosyal medya alanı kontrol edilebilir ve etkisinin azaltılması için de olabildiğince baskı kurularak işlevsiz hale getirilebilirdi. Zaten son zamanlarda yaşadıklarımıza baktığımız zaman bu tür gelişmeleri alenen görmekteyiz. Kapatma yerini tepelerine binmeye çevrilmiş. Yeri geliyor biniliyor da. Yargı ise bu işe alet ediliyor.

Tama, yeni durumda paylaşımlarını azaltanlar olmuş olmuş da paylaşmaktan vazgeçmeyenlerin sayısı da bir hayli kabarık. Özetlersek iktidar neyin hesabını yapıyorsa bir türlü tutturamıyor. Deyim yerindeyse yapıp ettikleri elinde patlıyor.

İşte bu yüzden elimizden geldiğince iktidarın yapıp ettiklerine karşı daha düzenli, daha bir çerçevesi iyi çizilmiş, anlık kızgınlıklardan çok sayısız şeyler paylaşabilelim ki iktidarın her girişimini sonuçsuz bırakabilelim. Bizlerin özgürlük alanını kısıtlamak için harekete geçen bir iktidara özgürlüklerimizi çiğnetmeyelim. Bunu başarabiliriz Hem de bu kadar yetenek varken başaramama diye bir sorunumuz olamaz. Her şey parmaklarımızın ucunda, aklımızın hükmünde…

Çünkü SOSYAL MEDYADA ÜSTÜNÜZ ÇÜNKÜ AKILLIYIZ!