Yazan: Turgut Koçak 3 Temmuz 2014
Aradan tamı tamına 21 yıl geçmiş. 33 canımızın yakılarak katledildiği dinci gericilerin Sivas Madımak katliamını kim unutabilir ki?
Daha doğrusu insan olan unutabilir mi?
Dün bu nedenle birçok ilimizde canlarımızı andık, insanlık düşmanları içinse korkulu rüyaları olmaya devam ettik. Çünkü böylesine büyük insanlık suçunu işleyen ve işlemeye uygun kafalar taşıyanlar bizim 2 Temmuz 1993 yılında işlenen katliamı unutmamızı istiyorlar. Biz unutalım ki, onlar yenilerinin planlarını yapabilsinler.
Biliyorsunuz Akit gazetesi dincilerin küfür gazetesidir. O gazetenin daha ilk sayfasına baktığınız zaman o güzelim kağıtlara nasıl salya sümük bulaştığını görürsünüz. Çağdaş, ilerici, devrimci, sosyalist kim varsa bu küfür topluluğunun saldırı odağına konmuştur. Bu gazete kimi zaman tetikçilik yapmış güzelim insanlarımızı hedef göstererek katledilmelerine ortam hazırlamıştır. Bu gazetede değişen bir şey yok yine aynı yolun yolcusu, yine aynı karayüzlü haliyle kin ve nefret kusuyor.
Öyle ki, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Hacıbektaş’ı ziyareti bunları çıldırtmış. Gazetelerine öyle bir başlık atmışlar ki, sanırsınız Ekmeleddin İhsanoğlu Sivas katliamı sanıklarının ceza almadığını söylediği için “Ekmel’e bu ayıp yeter” diye başlık atmışlar. Değil tabi, işin özü başka. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Hacıbektaş’ı ziyaret planına aldığı ve barışçı sözler ettiği için çıldırmışlar. Öyle ya bunların zihniyetinde olanlar değil midir Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Osmanlı Türkçesi Grameri 2 ders kitabında “Kötü ayin yapan Kızılbaşlar. Allah onları kıyamete kadar aşağılık ve adi etsin. Din zamanlarında namaz kılınmıyordu” diye yazıp fitne fesatlık edenler? Ne olmuş Sivas katliamını gerçekleştirenlere? Gerçek suçlular bulunmuş mu? Bulunmamış. Peki, bulunan katiller neyin nesiydiler kimin fesiydiler belli mi? Ne gezer. Eh bu sanıkların kesinleşmiş cezaları var mı? Yok. Bunların davaları zaman aşımı nedeniyle düşmedi mi? Düştü. Yargının bu kararı sonucu; Recep Tayyip Erdoğan; “Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun. Yıllar yılı içerde olan vatandaş, içlerinde kaçak olanlar vardı” demedi mi? Dedi. Öyleyse, hangi ayıp kime yetiyor?
Anlaşılmıştır, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Alevilerin yoğunlukta olduğu bir ilçemizi ziyaret etmesi bunların ayranını kabartmış, bunlar da kirli sayfalarına kirli yazılarını döktürüvermişlerdir. Yani Alevi yurttaşlarımıza olan kinlerini bir kez daha Ekmeleddin İhsanoğlu üstünden yapmaya kalkışmışlardır.
Bu gazete ki, birdenbire Recep Tayyip Erdoğan’cı kesildi. Onun cumhurbaşkanı adaylığını bir destekliyorlar, bir destekliyorlar ki değmeyin gitsin. Ortada ne yalan var, ne talan, ne vurgun, ne rüşvet, ne kara paracılarla can ciğer kuzu sarması olmak, ne Suriye’de ve Ortadoğu’da akıtılan kanların sorumluluğu, ne para sıfırlama, ne villalar, ne gemiler, ne medya havuzu, ne yurtaşların anasını belleyen iş adamının küfrü, ne yargıya müdahale, ne yargı mensuplarını çil yavrusu gibi dağıtmak, ne, ne, ne, ne…?
Sonsuza kadar ayıplı kalacaklara karşıdır bizim kavgamız. Çalanlara, çırpanlarla ve hakına zulüm yapanlarla karşıdır bizim kavgamız. Bu yüzdendir ki, bu dava divana kalsın demiyoruz. Bu yüzdendir ki, yaşamın her alanında karşınızda olacak; sizlerin sınır tanımayan zalimliğinize izin vermeyeceğiz. Sizler ki, 301 yurttaşımız Soma Kömür madeninde can verdiğinde de aynı zalimliği utanmadan sıkılmadan gösterenlersiniz. Oraya İsmailağa Cemaati mensuplarını göndererek insanlara cennet pazarlamaya kalktınız. O çok sevdiğiniz Recep Tayyip Erdoğan madenciye tokat atıp “İsrail dölü” dedi. Danışmanı mıdır, yoksa müsteşarı mıdır nedir bir korkak kişi özel harekatçıların yere yıktığı madenciyi tekmeledi. Birlikte dünyalık biriktirdiğiniz kimselerin baktınız açığının kapatılması olası değil, dönüş yaparak madenin sahibinin kızının Yahudi biri ile evli olduğunu yazdınız. Daha da ileri giderek babasının sonradan İzzet ismini nasıl aldığını da sizin kara sayfalarınızdan okuduk. Öyledir ya da değildir bizi hiç ilgilendirmez. Bizi sadece ve sadece sömürücüler, zulümcüler, Amerikan uşakları, ülke hainleri ilgilendirir. O da sizin cenahta elinizi atıp gel beriye diyecek kadar çoktur. Halinize bir bakın, kimin ya da kimlerin arkasından gittiğinizi ve de desteklediğinizi bir sorgulayın göreceksiniz.
Sizi gidi dinciler sizi, sizi dünyalık vuran cennet pazarlayan düş pazarlayıcıları sizi. Fıtratınız hiç değişmiyor, sizin fıtratınızda da yalan söylemek ve zalimin yanında olmak var demek ki, huyunuz da suyunuz da hiç değişmiyor hiç.
Yoksa bu kadar Recep Tayyip Erdoğan’ı ellerinizi göğe açıp niye destekliyesiniz ki?